iki şehrin hikayesi

moonlight
Çok severek okuduğum, bende büyük etkiler bırakan bir kitaptır. bugün internette gezinirken kitabın o meşhur giriş cümlesiyle ilgili bir inceleme gördüm, çok hoşuma gitti. ve ben gerçekten kitabı olması gerektiği gibi okumuş muyum diye bir sorguladım. çünkü hiç bu açıklamadaki gibi derin bir şeyler düşünmemiştim bu cümleleri okurken. çok beğendim, sizlerle de paylaşmak istedim sayın yazarlar ;)
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü; hem akıl çağıydı hem aptallık; hem inanç devriydi hem de kuşku; aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi; hem umut baharı hem umutsuzluk kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana…

Zamanların en iyisiydi: O dönemdeki Aristokratlar için söylenmişti.

Zamanların en kötüsüydü: O dönemde yaşayan ezilmiş halk ve burjuva kesimi için söylenmiştir.

Hem akıl çağıydı hem aptallık hem inanç devriydi hem de kuşku: Akıl çağı diye bahsedilme sebebi o dönemde Voltaire, Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau gibi filozofların yetişmesiydi. Hem aptallık, Fransız Devriminde yapılan ve öncesindeki haksızlıklara vurgu yapılmıştır. Hem inanç devriydi hem de kuşku, o dönemde ruhban sınıfının emirlerine körü körüne inan bir kesimin olması ve üst kısımda da bahsettiğim filozofların bu körü körüne inanç dönemin de yetişip dinin emirlerini sorgulamasından bahsedilmektedir.

Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi: Devrimin başlaması aydınlık bir gelecek içindi, fakat devrim daha sonra kontrolden çıkıp insanlar sorgulanmadan araştırılamadan vahşice katledilmeleri ve sokakların kan gölünden geçilmemesi ve son olarak devrimi yapan kesimin artık amaçlarından sapıp kişisel kinlerinin sonucu olarak yarattıkları vahşeti işaret etmektedir.

Hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı: Devrimin başlaması umudu müjdelenmişti fakat devrim sonrasında yaşanan ve hesapta olmayan tarihi dönemlere işaret edilmektedir.

Hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu: Halkın devrimin gücünü elinde tutup kullanması ve bu güç zehirlenmesi ile uyuması ve sadece devrimin ateşine odaklanmış bir halkın geriye kalan her şeyden yoksun kalmasından bahsedilir.

Hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana: Devrimin yapılmasının, daha doğrusu yapılış şeklinin doğru mu olduğunu yoksa yanlış mı olduğu sorgulanmaktadır. Bir diğer açıdan da bakacak olursak yapılan devrim ezilmiş halk için bir kaos mu olacaktı veya bir kurtuluş mu? Fakat kendi görüşüme göre, iki durumda yaşanmıştır. Çünkü iyi ve kötü ayırt edilmeden sadece devrim ateşinin zehri ile halktan birçok kesimin yaşamlarını vahşice yitirmeleri, halk için hem cenneti hem de cehennemi yaşatmıştır.
armut
Kitap okumayı çok sevdiğim, ancak yoğun çalıştığım bir dönemde başlayıp yarım bıraktığım bir Charles Dickens kitabı. Kitabı ilk kez kütüphanede görmüştüm. İlk sayfasını okuduğum an ise adeta büyülenmiştim. Belki de bazılarına basit bir tasvir gibi gelen, tekerleme edasıyla giden ancak aklımda hala yeri bulunan çok güzel bir ilk sayfaydı.

zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü; hem akıl çağıydı hem aptallık; hem inanç devriydi hem de kuşku; aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi; hem umut baharı hem umutsuzluk kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana…
(bkz: #14905)

Zamanların en iyisiydi(tıp kazandığımız yaz)
Zamanların en kötüsüydü(tıp okuduğumuz 6 sene)

Edit: paris ve londra

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol