Mental çöküntü hissettiğinizde tüylü bir varlığa sarılıp mutlu olmaktır.
Gençliğimizin bitmek üzere olduğunu düşündüğümüz zamanlardı. Oysaki daha çok gençtik. Kalplerimiz kelebek kanatları gibi pır pır atmaya devam ediyordu. Gülüşlerimiz kulaklara doluşuyordu. Gözlerimiz bazen birilerini arıyordu bazen ise mutluluktan veya hüzünden dolu dolu oluyordu. Her duygumuz belki de bir daha hiç yaşayamayacağımız kadar yoğundu. Sinirimiz hızlı geçerdi,sevgilerimiz gelip geçiciydi, hüznümüzün süresi yanımızdaki kişinin yapacağı şakaya bağlıydı. Hayallerimiz çoktu. Yapacak gücümüz de vardı. Buna olan inancımız var mıydı bilemiyorum. İnancımız da duygularımız gibi gelip geçiyordu. Geldiğinde tüm dünyayı kurtarabilirdik ama gittiğinde başımızı kaldırmaya gücümüz yetmiyordu. Yatarken açık kalan pencereyi, terliyken içilen suları, hastayken yediğimiz lezzetli dondurmaları önemsemezdik. Bir gün neşterler tutacağına inandığımız parmaklarımız hiçbir şeyi tutmadığı kadar kalem tutmuştu. Ameliyat yapacak gözlerimiz gözlüklere esir olmuştu. Ama kalbimizdeki heyecan hiç ama hiç sönmemişti! Bir kıvılcım dahi olsa sönmesine izin vermemiştik. İşte o kıvılcım bizim her seferinde başlamamızi sağlayan şeydi: Gençlik Ateşi.
Resmi de varsa şu an elinizde hayli ona koşmak isteyebileceğiniz tekerleme gibi olan ferdi tayfur şakısıdır bana bi günü hatırlatır. lisede bir gün matematik dersinde hocadan açmasını istemiştik kendisi de ferdi tayfurcuymuş kırmamış tahtadan son ses açmıştı. Tabi o zamanlar hoşlandığım kız hemen önümde oturuyor şarkının açılış sözleri olan “Ne kadar çok/ Aşka intizar eden/ Kimi çok seviliyor/ Kimi yoksun sevgiden” kısmını biraz yüksek sesli söyleyip verdiğim rahatsızlık sonucu arkasına dönüp gülümsemişti. Sonrası da malum ben de özledim ben de…..
öncelikle (bkz: 24734) hikayenin ikinci bölümünün girdisi.
*2 yıl önce*
black friday amerika'nın oyunu derler. oyundur oynanır da pragmatist yaklaşımla bakıldığında bana fayda sağlarsa severim o oyunu ben. işte black friday kanka gelin bi alış-verişe çıkak en kötü don alırız totomuza ucuzundan malum boxer'lar el yakıyor şu aralar. tamam dedik, dört arkadaş gittik cepa'ya. bırakın donu poşet alınmaz bu devirde kanklar'a döndük biz. birimiz bir kıyafet aldı onu da çantaya tıktık poşete söverek neyse.. en son ben soğuk beypazarı aldım öyle bi yandan içiyorum bi yandan etiketteki basamak sayısını ayırt etmeye çalışıyorum. o mağazadan buraya bu mağazadan oraya.. cepte para yok indirim de zaten dedim ya amerika'nın oyunu. tesadüf ya işte..
yürüyen merdiven değil de engelliler için konulan yürüyen bant gibi bir şey var ya işte onu inceleyerek mahzen gibi bir yere girdik. son mağazamız çünkü nerden geldik bu soğukta herkes bana sövüşlü modunda ağır tepkili. böyle ben dikliyorum beypazarımı; pü allah belanı.. bakıyorum altı yok fiyatı çok. malum ekonomi nanay
Bunu gördüm kıyafet seçiyor vay naber iyi senden benden iyi iyi naber ben de bakıyom çok pahalı gerçekten nereyi kazandın a ben de buradayım iyi bi ara buluşuruz...
Aradan 6 ay sonra metrodan inerken baktım yine o vay naber iyi senden benden iyi o iyi işte arkadaşlarla gezdik o süper ben de öyle çok iyi tamam bir ara buluşuruz...
Bu senenin başı yine bu sefer metro beklerken o naber o iyi...... lan bu sefer kaçmaz telefonunu ver darlayacam ara ara kaçtır buluşcaz, sorma reyis gerçekten.. telefon almalar instadan eklemeler..
*Not üniyi kazanınca babasına sözü vardı sigarayı bırakçam adına. sordum soruşturdum evet bırakmış bi de okulu bi dönem uzamış, şu an dmden attığı Dr reelslerini müh reelsleriyle karşılama aşamasındayım olaylar geliştikçe edit çekerim
*2 yıl önce*
black friday amerika'nın oyunu derler. oyundur oynanır da pragmatist yaklaşımla bakıldığında bana fayda sağlarsa severim o oyunu ben. işte black friday kanka gelin bi alış-verişe çıkak en kötü don alırız totomuza ucuzundan malum boxer'lar el yakıyor şu aralar. tamam dedik, dört arkadaş gittik cepa'ya. bırakın donu poşet alınmaz bu devirde kanklar'a döndük biz. birimiz bir kıyafet aldı onu da çantaya tıktık poşete söverek neyse.. en son ben soğuk beypazarı aldım öyle bi yandan içiyorum bi yandan etiketteki basamak sayısını ayırt etmeye çalışıyorum. o mağazadan buraya bu mağazadan oraya.. cepte para yok indirim de zaten dedim ya amerika'nın oyunu. tesadüf ya işte..
yürüyen merdiven değil de engelliler için konulan yürüyen bant gibi bir şey var ya işte onu inceleyerek mahzen gibi bir yere girdik. son mağazamız çünkü nerden geldik bu soğukta herkes bana sövüşlü modunda ağır tepkili. böyle ben dikliyorum beypazarımı; pü allah belanı.. bakıyorum altı yok fiyatı çok. malum ekonomi nanay
Bunu gördüm kıyafet seçiyor vay naber iyi senden benden iyi iyi naber ben de bakıyom çok pahalı gerçekten nereyi kazandın a ben de buradayım iyi bi ara buluşuruz...
Aradan 6 ay sonra metrodan inerken baktım yine o vay naber iyi senden benden iyi o iyi işte arkadaşlarla gezdik o süper ben de öyle çok iyi tamam bir ara buluşuruz...
Bu senenin başı yine bu sefer metro beklerken o naber o iyi...... lan bu sefer kaçmaz telefonunu ver darlayacam ara ara kaçtır buluşcaz, sorma reyis gerçekten.. telefon almalar instadan eklemeler..
*Not üniyi kazanınca babasına sözü vardı sigarayı bırakçam adına. sordum soruşturdum evet bırakmış bi de okulu bi dönem uzamış, şu an dmden attığı Dr reelslerini müh reelsleriyle karşılama aşamasındayım olaylar geliştikçe edit çekerim
Hayatımın bir döneminde bu cümleye çokça maruz kalmıştım. Ortaokul yıllarında bir arkadaşım çok güldüğüm için sürekli söylerdi. "Çok gülüyorsun." falan derdi. Ne yapayım yani kardeşim, ağlayayım mı? Sana ne benim gülmemden? Hâlâ da çok gülerim. Durduk yere bile gülebilirim. Hayat somurtarak geçmiyor ki! Ne yapayım, benim tabiatım da böyle yani!
Ferdi Tayfur'un sevdiğim şarkılarından. Ogün Şanlısoy'un yorumunu daha çok beğeniyorum ama. Bana daha çok hitap ediyor. Sözleri aynı olsa da farklı hissettiren yorumlar. Güzel şarkı. :)
Kesinlikle ama kesinlikle zeytinyağlı yaprak sarması. Her gün yesem de asla bıkmam. Mutfağa gide gele tencereden yiyeceksin. Mmmhh, olsa da yesek!
Bitmez sandığım şey
En önce bitti
Yani kaybettim seni
Elimle koymuş gibi
Ne kadar istemiştim
Nelerden vazgeçmiştim
Bir şey olmak için
Hayatında senin
Demiş kendi yazdığı şarkısında. ayrıca adam hep genç gösteriyor. Bu kadar melankolik bi adam nasıl bu kadar genç gösterebilir şaşırıyorum doğrusu
En önce bitti
Yani kaybettim seni
Elimle koymuş gibi
Ne kadar istemiştim
Nelerden vazgeçmiştim
Bir şey olmak için
Hayatında senin
Demiş kendi yazdığı şarkısında. ayrıca adam hep genç gösteriyor. Bu kadar melankolik bi adam nasıl bu kadar genç gösterebilir şaşırıyorum doğrusu
“Ne yapıyorsun” soruna doğru cevap vermiyorum genelde yani zaten ne cevap vereyim seninle konuşuyorum işte
Çocukken ablam severek dinlerdi. O zaman ben de öylesine dinlerdim. Sonra zaman geçince ablamın neden sevdiğini anladim. Hoş bir adam. Yaşadığı aşk acısını şarkılarına yansıtarak güzel işler çıkarmış ortaya. Şarkılarının birçoğunu ve sesini beğeniyorum. Ama bir şarkısını seçecek olursam "Alıştım Susmaya" adlı şarkısını seçeceğim. 7 Aralık'ta da konseri var. Onun için çok heyecanlıyım. Umarım gidebilirim. :)
Bir olay meydana geldiğinde herkesin farkında olduğunu bilmeme rağmen bunu dışarıdan onlara bir kere daha söylerim. Mesela o an ezan okunuyordur. Herkes ezanı duyar yani. Ama ben dışarıdan "ezan okunuyor" derim. Bir de o gün içinde yapacaklarimi yapana kadar sesli bir şekilde kendi kendime tekrar ederim.
Bugün ders çalışırken fark ettim kendisini. Ailemize yeni dahil olmuş sanırım. Minik olmasından dolayı olsa gerek fazlasıyla ürkek kendisi. Ama minicik ve çok guzelll! Ürkekligi geçince seveceğim kendisini, tabi müsaade ederse! :)
Öncelikle evime büte kalmadan dönmek ilk planım. Sonrasında ehliyet almak istiyorum. Bu sene o işi halledemezsem uzun bir süre hallolmayacak gibi. Tabi aileyle bolca vakit geçirmeyi söylemiyorum bile. O benim için farz gibi bir şey artık. :)
Büte kalmamak
2024 ne zaman cümle içinde geçse “24'lük yorgunsun” dememek için kendimi zor tutuyorum.
Bu okulda öğrenilmiyor.
Dert etmeyin.
Hastalıkların patofizyolojisi ya da statpearls review'lerinden okuyun.
Ha bir de zaten bizim okulda prekliniği de klinikte öğreniyoruz.
Dert etmeyin.
Hastalıkların patofizyolojisi ya da statpearls review'lerinden okuyun.
Ha bir de zaten bizim okulda prekliniği de klinikte öğreniyoruz.
Erasmus
5.sınıfta kışın bir cuma günü fen laboratuvarı.
Sürekli burnu akan, ağız solunumu yapan ve pis diye kimsenin yanına yaklaşmadığı berkan. Meğerse çocuğun tonsil hipertrofisi varmış. Meğerse toplumsal zorbalığa katılan biri bunu bir gün kbb dersinde fark edip vicdan azabına sürüklenebiliyormuş.
İntörnlük.
Zamanında burada klinikle daha korele şeyler öğrenseydik şu an her şey çok farklı olabilirdi diye düşündürten ders. Gazi tıp'ın preklinik kısmının ciddi bir düzenlemeye ihtiyacı var ve bu ihtiyaç bir hocamızın söylediğinden yola çıkarak en az bir 15 senelik gibi duruyor.
Not:Fizyoloji bence en azından bazı hocalarımız sayesinde o kadar da uç bir kötülükte değil ama farma için aynı şeyi söyleyemiyorum maalesef.
Not:Fizyoloji bence en azından bazı hocalarımız sayesinde o kadar da uç bir kötülükte değil ama farma için aynı şeyi söyleyemiyorum maalesef.
Paraya olan bakışım son iki senede çok değişti
'Amına koyim,parası neyse verelim de alalım şunu' kafasına geldim
'Bu ne tatava aq karısı!' demeyin,açıklayacağım,calm down beybi!
Düşüncelerimin namusu için 'parası neyse verelim de kurtulalım' dediğimden dolayı neler başıma geldi anlatmayayım burada.
Ancak sadece şunu söyleyebilirim:
'Konuşabilmek ve fikrinin arkasında durabilmek bu kadar pahalı olmamalıydı.'
'Amına koyim,parası neyse verelim de alalım şunu' kafasına geldim
'Bu ne tatava aq karısı!' demeyin,açıklayacağım,calm down beybi!
Düşüncelerimin namusu için 'parası neyse verelim de kurtulalım' dediğimden dolayı neler başıma geldi anlatmayayım burada.
Ancak sadece şunu söyleyebilirim:
'Konuşabilmek ve fikrinin arkasında durabilmek bu kadar pahalı olmamalıydı.'
Ağlamak gibi
Savunmasız bırakıyor
Tanım:gütfsözlükte açtığım en edepsiz başlık.
Savunmasız bırakıyor
Tanım:gütfsözlükte açtığım en edepsiz başlık.
Rivayet edilen odur ki en kibirli felsefecidir kendileri.
Her boku düşündünüz ama sınıf çatışmasına bulaşmadığinız için hiçbir boku da aydınlatamadınız tadında takılan abimiz fikri dünyasını das kapital ile inşa etmekle kalmamıs,bizlere miras bırakmıştır ancak bugün görüyoruz ki.. :)
Her boku düşündünüz ama sınıf çatışmasına bulaşmadığinız için hiçbir boku da aydınlatamadınız tadında takılan abimiz fikri dünyasını das kapital ile inşa etmekle kalmamıs,bizlere miras bırakmıştır ancak bugün görüyoruz ki.. :)
0-4 yaş için toplum içinde umursamadan yapılan sonrasında bi 15-16 yaşa kadar toplum içinde yapmaktan utanılan eylem.
Sonra ne mi oluyor? Bir gün içinizdeki o yoğun üzüntüyü eve kadar taşıyamıyorsunuz. Bir bakmışsınız yürürken ağlamaya başlamışsınız. Sonra birkaç kez daha tekrarlıyorsunuz ve görüyorsunuz ki ağlamanız kimsenin umrunda değil. Bunu fark etmenizle üstünüze bir rahatlık çöküyor işte. Sonra zaman mekan fark etmeksizin ağlayabilmeye başlıyorsunuz.
Sonra ne mi oluyor? Bir gün içinizdeki o yoğun üzüntüyü eve kadar taşıyamıyorsunuz. Bir bakmışsınız yürürken ağlamaya başlamışsınız. Sonra birkaç kez daha tekrarlıyorsunuz ve görüyorsunuz ki ağlamanız kimsenin umrunda değil. Bunu fark etmenizle üstünüze bir rahatlık çöküyor işte. Sonra zaman mekan fark etmeksizin ağlayabilmeye başlıyorsunuz.
Açıkçası yeni yıla girerken ne hissettiğimi pek hatırlamıyorum. Ama bu yıl içinde kendim hakkında yeni şeyler keşfetme şansım oldu. Kendimi daha iyi tanıdım. Önceliklerimi belirledim. Neyi istediğimi ve neyi istemediğimi anlamamı sağlayacak bazen kötü bazen iyi tecrübeler edindim. Çok zorlandığımı hissettiğim bir süre oldu. Dejavu gibiydi o anlar. Sanki rüya olarak yaşadığım 2 yıl bitmişti ve gerçeklere dönme vaktiydi. İşte o sıralar gerçeklere döndüm. 2 yıl öncesinde ne olduğumu ve neler istediğimi hatırladım. İnsanları daha iyi tanıdım. Olgunlaştım. Herkesin her şeyi yapabileceğini öğrendim. Kafamda kimilerine bazı sınırlar koydum. Bazen kendime sınırlar koydum. Sonuçta birçok şey kazandım ve birçok şey kaybettim. Ama yeniden kendim oldum. Bu yüzden çok huzurluyum bu sıralar. Hayatı mümkün mertebe akışına bıraktım. Her şeyin olacağına varacağına inancım sonsuz. Kafamda belirlediğim şey için ilerlemek istiyorum şimdilik. Kimseyi incitmeden ve kimsenin beni incitmesine izin vermeden. Dilerim ki bu yıl biterken de bittiğinde de kendime güzel şeyler katabilmis olarak biter. Her şeye rağmen güzel bir yıldın 2024! :)
Henüz okumayı bilmiyorken, henüz film izleme alışkanlığım da yokken kuzenimin zoruyla maruz kaldığım film.
Sonrasında 7.sınıfın yazında kendi isteğimle oturup tüm seriyi bitirmiştim.
Sonrasında 7.sınıfın yazında kendi isteğimle oturup tüm seriyi bitirmiştim.
2023'ü düşünüyorum. Güzel başlayıp kötü ilerleyip kötü bitmişti. 2024'ü düşünüyorum. Kötü başladı ve kötü bitiyor.
2025'i düşünmek işime gelmedi elimdeki verilerle.
2025'i düşünmek işime gelmedi elimdeki verilerle.
(bkz: #35129) su misali akmış zaman. Başta sadece iki şey istemişim.Ankara'ya da sevgiye de ulaştığımı sandığım bir dönem oldu. Sonuçta ikisini de kaybetmenin verdiği tecrübeyle çok şey kazandım.Hala alışamadığım şeyler var, gözlerim uzaklara dalıyor,doluyor Ankara'yı çok özlüyorum..
Dışarıda yerken yemeyi bir türlü beceremediğim yiyecek. Ya köftem aradan fırlar ya da domatesim. Onlar olmazsa da hamburgerde bulunan sos dökülmek için halihazırda bekler ve sinir olduğum hareketini sunar. Tüm bunlar olmasa çokça lezzetli bir yiyecek aslında.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?