Filozof atakan diye bir çocuk vardı ya, her yerde sürekli o çocuğu gördüğümüz dönem iyi ki bitti. Çocuk ayrı bir saçmaydı, ailesi ayrı bir saçmaydı, insanların çocuğa gösterdiği ilgi alaka apayrı bir saçmaydı.
Entrylerini okumayı sevdiğim değerli yazar.
Bence mizahi yönden birbirimize benziyoruz, en azından ben ona gülüyorum kendime de gülüyorum. Sonuçta benziyoruz ki gülüyorum. Neyse konuyu çok dağıttım, bence kendisi daha çok entry girmeli! Ben de daha çok gülmeliyim.
Bence mizahi yönden birbirimize benziyoruz, en azından ben ona gülüyorum kendime de gülüyorum. Sonuçta benziyoruz ki gülüyorum. Neyse konuyu çok dağıttım, bence kendisi daha çok entry girmeli! Ben de daha çok gülmeliyim.
Ben de üzülüyorum ya bir aralae hele sadece ben yazıyordum canım sıkılıyordu :( yorumlasmak kadar eğlenceli bir iş yok yahuu. Bir şeyler yazın da yorumlasalim canim yazarcımlar ❤️
İşte bunlar hep ekonomi.
Ekstra şeyleri geçiyorum, temel şeylere bakalım: Süt, en ucuzu on lira ve sudan farksız.
Mama fiyatlarına gözüm takıldı dün, 100 lira ona gidiyor. Bir bebeği beslemek bile çok pahalı.
Sebze meyve desen, soğanın fiyatı bile kendini aşmış artık.
Kırmızı Et, tavuk zaten el yakıyor.
Temel ihtiyaçlardan biri nedir? Beslenme. Bunu çoğu insan düzgün karşılayamıyor, bu apaçık ortada.
Dolayısıyla bunları düşününce markette gelen hüzün oldukça normal ve bu başlık gerçekten haklı bir başlık.
Başka bir temel ihtiyaç? Temizlik. Temizlik malzemeleri çok pahalı, yakında tuvalet kağıtlarının başına güvenlik dikecekler o derece pahalı.
Halk bunu karşılayamıyor, işini kaybeden insanlar da var pandemide. Sonuç olarak, hepimize kolaylıklar diliyorum.
Ekstra şeyleri geçiyorum, temel şeylere bakalım: Süt, en ucuzu on lira ve sudan farksız.
Mama fiyatlarına gözüm takıldı dün, 100 lira ona gidiyor. Bir bebeği beslemek bile çok pahalı.
Sebze meyve desen, soğanın fiyatı bile kendini aşmış artık.
Kırmızı Et, tavuk zaten el yakıyor.
Temel ihtiyaçlardan biri nedir? Beslenme. Bunu çoğu insan düzgün karşılayamıyor, bu apaçık ortada.
Dolayısıyla bunları düşününce markette gelen hüzün oldukça normal ve bu başlık gerçekten haklı bir başlık.
Başka bir temel ihtiyaç? Temizlik. Temizlik malzemeleri çok pahalı, yakında tuvalet kağıtlarının başına güvenlik dikecekler o derece pahalı.
Halk bunu karşılayamıyor, işini kaybeden insanlar da var pandemide. Sonuç olarak, hepimize kolaylıklar diliyorum.
Güzel bir gün, qçok güzel bir gün, unutulmaz bir gün ❤️
TDK'ye göre kelimenin ilk anlamı şu; Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak. ikinci anlamı ise şu şekilde; Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, hasetlenmek, haset etmek.
benim kıskançlığım, sevgimde ya da benimle ilişkili "bir şeyde" başkasının ortaklığına dayanamamak şeklindeydi. o bir şey de babamdı ahahahah. babamı başkalarından kıskanıyordum ben küçükken. babamın tek kızıyım, kardeşlerimden kıskanmıyordum açıkçası. kız kuzenlerimden filan kıskanıyordum. kuzenlerim yazın bize kalmaya geliyorlardı, babam da dayıları olarak ilgileniyordu tabi onlarla doğal olarak ama bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu. ufacık şeylere bile bozuluyordum ben. büyüdükçe bıraktım tabi bunu büyük ölçüde.
babamın çocuklarla arası çok iyi tamam mı? kimseye yüz vermeyen çocuklar bile babamı seviyor bir şekilde. çocuklarla güzel iletişim kuruyor çünkü babam. küçük kızlar da saftirik oluyorlar biraz ahhahah, birkaç iltifata tav oluyorlar hemen. bize misafirliğe gelen küçük hanımlara mesela, yok efendim tokan çok güzelmiş, yok işte tişörtünün üstünde kedi mi var bi bakayım, saçların ne kadar güzel senin bilmem ne gibi birkaç şey söylüyor babam. bi bakıyorum küçük hanım babamın kucağına çıkmış oturmuş. babam gelene kadar somurtup oturan çocuklara bile bir şeyler oluyor. neyse, içimden diyorum ki "kızım sen hayırdır? benim babamın kucağında ne işin var senin? noluyo ya noluyooo? git kendi babanın kucağında otur." bir gün bir tanesinin saçını çekicem aslında ibretialem için de, neyse.
tamam tamam, şakasına söyledim bunları ya. kimsenin saçını filan çekmeyeceğim tabi ki. abla oldum artık, ne kıskançlığı? babam yine benim babam sonuçta. kıskanılacak bir şey yok burda. evet. ühü. ahahahahah.
benim kıskançlığım, sevgimde ya da benimle ilişkili "bir şeyde" başkasının ortaklığına dayanamamak şeklindeydi. o bir şey de babamdı ahahahah. babamı başkalarından kıskanıyordum ben küçükken. babamın tek kızıyım, kardeşlerimden kıskanmıyordum açıkçası. kız kuzenlerimden filan kıskanıyordum. kuzenlerim yazın bize kalmaya geliyorlardı, babam da dayıları olarak ilgileniyordu tabi onlarla doğal olarak ama bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu. ufacık şeylere bile bozuluyordum ben. büyüdükçe bıraktım tabi bunu büyük ölçüde.
babamın çocuklarla arası çok iyi tamam mı? kimseye yüz vermeyen çocuklar bile babamı seviyor bir şekilde. çocuklarla güzel iletişim kuruyor çünkü babam. küçük kızlar da saftirik oluyorlar biraz ahhahah, birkaç iltifata tav oluyorlar hemen. bize misafirliğe gelen küçük hanımlara mesela, yok efendim tokan çok güzelmiş, yok işte tişörtünün üstünde kedi mi var bi bakayım, saçların ne kadar güzel senin bilmem ne gibi birkaç şey söylüyor babam. bi bakıyorum küçük hanım babamın kucağına çıkmış oturmuş. babam gelene kadar somurtup oturan çocuklara bile bir şeyler oluyor. neyse, içimden diyorum ki "kızım sen hayırdır? benim babamın kucağında ne işin var senin? noluyo ya noluyooo? git kendi babanın kucağında otur." bir gün bir tanesinin saçını çekicem aslında ibretialem için de, neyse.
tamam tamam, şakasına söyledim bunları ya. kimsenin saçını filan çekmeyeceğim tabi ki. abla oldum artık, ne kıskançlığı? babam yine benim babam sonuçta. kıskanılacak bir şey yok burda. evet. ühü. ahahahahah.
Bugün tıp fakülteleri konusu geçerken birinden duyduğum gecenin bir yarısı aklıma düşen söz. Sözü duyduktan sonra bir düşündüm gazi iyi midir, ayrıcaklı olmak esprisi yaptık o söze anlık da şimdi düşünüyorum tekrardan.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
gün batımını izlerken sıcak bir şeyler içmekk
gençliğim gidiyor değil de hayatı ıskalamışım hissi var.dün değerli bir insanla da ucundan konuştuk bu durumu burdan ona selam.
şu an ,tam şu an Almanya'da milliyetçi bir amca relax bir modda alman birasını yudumluyor,riyad'da genç bir esnaf dükkanın önünde müşteri çekmeye çalışıyor .bak o adamı durdur onun tam da senin tütsülerine ihtiyacı var.ne bileyim tropikal iklimde bir yerde kumsala münazır bir cafe-barda iki sevgili esen rüzgarla huzur buluyor.kolombiyada ,İspanyada belki de yeni marquezler kitap yazıyor,bir Veronica akıl hastanesinde ölmek istiyor .bunlar ve daha niceleri tam şu anda oluyor.
Ben bu cografyalari görmek isterdim.oyle alayım başımı dünyayı geziyim,eyfele çıkayım gibi değil ama bakın.her cm kareyi görmek ,her insanla tanışmak , her meyveden tatmak istiyorum,hiç değilse bir kısmını deneyimlemek ,"yaşamak" istiyorum.
Kabul etmesi ne kadar zor olsa da dünyanın en acımasız ve özgürlestirilmiş kölelerinin olduğu çağa denk geldim.memuriyete hapsolup hanım akşam eve bir şey lazım mı ile dün yatırılan hastanın durumu nasıl seyrediyor arasında sıkışıp kalmak istemezdim mesela.üzücü ama çoğumuz yazılan bu senaryoyu usta oyuncular gibi oynayacağız bildiğimiz halde.
Çalışmadan olmaz elbet ama bu çalışmak değil ve bu ülkedeki yaşamak değil ömür sürmek.her ölen pişman ölür demiş Atilla ilhan.bu çok koyuyor bana.
takribi 75 yıllık ömür ,20 si geçmiş son 35 i rölantiye ve hastalığa ayarlanmış bakın bana son 20 yılım kalmış ve ben şimdiden hayatı ıskalamışım.
şu an ,tam şu an Almanya'da milliyetçi bir amca relax bir modda alman birasını yudumluyor,riyad'da genç bir esnaf dükkanın önünde müşteri çekmeye çalışıyor .bak o adamı durdur onun tam da senin tütsülerine ihtiyacı var.ne bileyim tropikal iklimde bir yerde kumsala münazır bir cafe-barda iki sevgili esen rüzgarla huzur buluyor.kolombiyada ,İspanyada belki de yeni marquezler kitap yazıyor,bir Veronica akıl hastanesinde ölmek istiyor .bunlar ve daha niceleri tam şu anda oluyor.
Ben bu cografyalari görmek isterdim.oyle alayım başımı dünyayı geziyim,eyfele çıkayım gibi değil ama bakın.her cm kareyi görmek ,her insanla tanışmak , her meyveden tatmak istiyorum,hiç değilse bir kısmını deneyimlemek ,"yaşamak" istiyorum.
Kabul etmesi ne kadar zor olsa da dünyanın en acımasız ve özgürlestirilmiş kölelerinin olduğu çağa denk geldim.memuriyete hapsolup hanım akşam eve bir şey lazım mı ile dün yatırılan hastanın durumu nasıl seyrediyor arasında sıkışıp kalmak istemezdim mesela.üzücü ama çoğumuz yazılan bu senaryoyu usta oyuncular gibi oynayacağız bildiğimiz halde.
Çalışmadan olmaz elbet ama bu çalışmak değil ve bu ülkedeki yaşamak değil ömür sürmek.her ölen pişman ölür demiş Atilla ilhan.bu çok koyuyor bana.
takribi 75 yıllık ömür ,20 si geçmiş son 35 i rölantiye ve hastalığa ayarlanmış bakın bana son 20 yılım kalmış ve ben şimdiden hayatı ıskalamışım.
İki kez zıpladıktan sonra üçüncü zıplayışta başına bir şeyler geldiği rivayet edilen böcek.
izleyenlerin dilinden düşürmediği dizi, arkadaşlarımın her olaya bir ezel repliği bulduğu, çok dinlediğim ama bir kez bile açıp izleme isteği uyandırmayan dizi ... dayı özür dilerim.
Nickime ilham olan alıntıdır: “I'm sick of not having the courage to be an absolute nobody.” Franny and Zooey - J.D. Salinger
Dört dörtlük insan. Söyleyeceklerim bu kadar, teşekkürler.
(bkz: #16585)
Bence iyi bir dinleyiciyim. Hatta bazı zamanlar dinlediğim insanla öyle empati yaparim ki derdi benim derdim olur. Ağlar dururum.
Bir tıp öğrencisi için genelde tıp fakültesi ilk yılı bu günü içermekte olup ben ve dönem arkadaşlarım için bu gün, 5.senede yer almaktadır.
bi keresinde rüyamda abdest aldığımı görmüştüm sonra uyandığımda sabah ezanı okunuyodu çok tuhaf hissettim resmen allah beni namaza kaldırdı ama ben korkudan kalkamadım maalesef
farklı ülkelerdeyiz, sen ağaçsan ben deniz..
Aynı hallere girip farklı şeyler beklemek anlamsız. Yolu bilip yoldan çıkmak, farkında olup devam etmek ve en uzak mesafenin ne olduğunu bilmek kaale almamak..
Aynı hallere girip farklı şeyler beklemek anlamsız. Yolu bilip yoldan çıkmak, farkında olup devam etmek ve en uzak mesafenin ne olduğunu bilmek kaale almamak..
Barış elçisi gibi çocuktum, hep paylaştım
aşk bir yalaktır içine düşen salaktır bu saatten sonra tavrımız net
06 başkent 36 kreuzberg
Notu yazmam lazım, sonuna hangi şarkıyı eklesem acaba? Neyse, şu aldıklarımı yerleştireyim düşünürüm sonra. Ne kadar salak insanlar var ya, susadım sanırım. Canına mı? Haha çok komik. Ben sana sürekli espri yapma demiyor muyum? Asıl ben sana diyorum! Hayır!!! Aman, neyse. Aslında fikir fena değil, bir adam var intihar etmek için salıyı bekliyor. Bunu blog'a yazacağım, ona da okuturum belki.
kuş olup göklerde süzülmek isterdim.
önce panda olup tüm gün yerlerde yuvarlanmak yazacaktım ama düşündüm de pandadan farkım yokmuş.
önce panda olup tüm gün yerlerde yuvarlanmak yazacaktım ama düşündüm de pandadan farkım yokmuş.
Dönem 2 gis dönem 3 gis'in yanında devede kulak.
Dönem 2 gis aslında rahatmış ama ben çalışrken zorlanınca sınavda da kötü alirım sanmıştim.
Neyse
Dönem 3 gis'te patocular ve gastrocular anlatmadıkları yerden soruyor ve radyolojiciler bile yeni soru yazmıştı ancak dersler takip edilirse yapılabilecek bir sınavdı.
Dönem 3 gis bizde tatilden hemen önce yapıldı,bu iyi. Araya tatil girerse sünerdi.
Sevgili dönem 3 arkadaşlar,kendi tecrübelerimizi aktarmamızı istediğiniz konuları anasayfaya düşürürseniz ben entry yazarım.
Kolay gelsin.
Dönem 2 gis aslında rahatmış ama ben çalışrken zorlanınca sınavda da kötü alirım sanmıştim.
Neyse
Dönem 3 gis'te patocular ve gastrocular anlatmadıkları yerden soruyor ve radyolojiciler bile yeni soru yazmıştı ancak dersler takip edilirse yapılabilecek bir sınavdı.
Dönem 3 gis bizde tatilden hemen önce yapıldı,bu iyi. Araya tatil girerse sünerdi.
Sevgili dönem 3 arkadaşlar,kendi tecrübelerimizi aktarmamızı istediğiniz konuları anasayfaya düşürürseniz ben entry yazarım.
Kolay gelsin.
nolan'ın en iyi işlerinden biri değil ancak çöplüğe dönmüş günümüz sinemasında diğer filmlerle arasındaki kalite farkı kıyaslanamayacak seviyede.
Bak götüme, donum görünüyor.
Donum olmasa götümün bizzat kendisi görünecek.
Fhdjdks cok gülüyorum buna ya
Donum olmasa götümün bizzat kendisi görünecek.
Fhdjdks cok gülüyorum buna ya
ya ben bunun başıma gelmesini istiyorum. gerçekleşmesini çok istediğim bir iki olay var. yıllardır bekliyorum birisini, diğerkisi ise olması çok düşük ihtimalli bir olay. keske birden benim hiç beklemediğim bir anda gerçekleşseler :(
Unutmak
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
