en sevilmeyen yazar

toparlaningitmiyoruz
en sevmek ya da en sevilmek önemli midir diye düşündüren başlıktır. sevgisine ihtiyaç duyduğunuz bir kişinin sizi sevmesi mi, yoksa onun kadar ihtiyaç duymadığınız birçok kişinin sizi sevmesi mi daha güzeldir diye sorgulatır. bu durumda bir artı çok eksiyi götürebilir, aksi durumlar da vardır.

var bir hayalimiz

ileleualatyr
bir kalıp, eskisi kadar çok kullanılmıyor.
ben genelde absürt şeyler için kullanırım, mesela mide bulandırıcı çift videolarını arkadaşlarıma atarken kullanıyorum. öyle işte.
ama ciddi olarak kullanmam gerekiyorsa; benim kısa vadeli hayalim kendime doğum günü hediyesi olarak fotoğraf makinesi almak, sınıfı geçmek, yazın denizden çıkmamak. uzun vadede almanya'ya taşınmak, kendime yetebilmek ve başka bir şeye ihtiyaç duymamak, şu anki mutluluğumu devam ettirecek şeyler yapmak.
eyyorlamam bu kadar, kalan arkadaşlara başarılar.
5

kuryeyle yaşanan garip anlar

gri
Paketi almaya çıktım, yerinde duramıyor adam. Zaten pembe kıyafetleri, tavşan gibi bişi olmuş hsbsbs "Geldim 4 dakika önce, niye çıkmıyor ki acaba allah allah diyodum. meğer sizi aramayı unutmuşum xhshhejs" dedi. Ben de sorun değil falan dedim ama adam çok heyecanlıydı, noldu da böylesiniz diye sordum

Turgay abiyi gördüm diyo, ben de hıı dedim ama turgay kim ***, sonra turgay tanülkü dedi fotolarını gösterdi ama turgay abinin tipi tam şey, *ünlü olmayan ünlü*

Tanımış adamı, adam da kolay gelsin oğlum demiş ama dünyalar kuryenin olmuş hdhebshd ben de tanımanız bile bir şey falan dedim de beni duyduğunu sanmıyorum havalara uçuyodu

hastane kokusu

doctore
Kokunun kaynağının serumlardan sızan b vitamini olduğuna dair bir Facebook yazısı görmüştüm zamanında. Tamamen uydurma bir bilgi :)

Aslında Koku kullanılan temizlik maddeleri ve dezenfektanlardan kaynaklanıyor. küçükken ben de çok rahatsız olurdum kokudan. Ya da o koku nedeniyle tıpı bıraktığını söyleyenleri bile duydum.
Günümüzde bu kokuyu duymamamız da kullanılan dezenfektan çamaşır suyu vs nin de zamanla değişip gelişip kokusuz olanlarının yaygınlaşmasıdır diye düşünüyorum.
1

leyla

gri
İlkokul öğretmenimiz bir şeyleri bilemediğimizde "seni leylaaaa" derdi, o yüzden bende "aklı aşırı havada, ayyaş" çağrışımı yapar çok sevmem bu ismi
1

bisiklet sürmek

mdvociferous
küçükken bana 'kendi başıma bir yerlerden, bir şeylerden uzaklaşabiliyorum' hissiyatı yaşatan aktivitedir. rüzgarı yüzümde ve şaçlarımda duyunca özgürmüşüm gibi hissederdim, yani o küçük mutluluğu kendimce özgürlük olarak adlandırırdım. sonradan özgürlük hakkında düşüncelerim değişti tabi.

''ve kalbim kanadı; çünkü ancak özgürlük arayışında hissettiğiniz derin arzu size gem vurduğunda ve özgürlükten bir amaç ve bir bütünleniş olarak bahsetmeyi terk ettiğinizde, gerçekten özgür olabilirsiniz. siz, günleriniz endişesiz ve geceleriniz bir istek ve üzüntüden uzak olduğunda özgür olacaksınız.'' - halil cibran

göbek adı

ali vefa
günümüzde çocuklara giderek daha az sayıda göbek adı konulmasıyla bebek ölüm hızının azalması arasında doğrudan bir ilişki mevcut. bebek ölüm hızında oecd üyesi ülkeler arasında en kötü orana sahip ülkeler sıralamasında kolombiya ve meksika'dan sonra ne yazık ki türkiye, binde 10 ile üçüncü sırada. binde 10 kesinlikle kötü bir oran olmakla birlikte önceki nesillerdeki binde 100'lük oranı düşününce insan bir ürpermeden edemiyor. dolayısıyla eskiden yenidoğan ölüm hızının oldukça yüksek olduğunu ve bu ölümlerinin %60'ının ilk bir ay içinde gerçekleştiğini düşünürsek eskilerin, daha göbeği kesilir kesilmez bebeğe geçici bir isim koyma isteklerinin makûl bir gerekçeye dayandığını anlamak mümkün: bebeğin hayatta kalmama ihtimali oldukça yüksek ve bu ihtimal ilk ayda gerçekleşebilir. işte bu yüzden bebeğe asıl adı verilinceye kadar hemen geçici bir göbek adı konuyor ki buna "ilk gün adı" da denmekte. asıl isim ise belli bir süre sonra verilmekte. temel sağlık hizmetlerine erişim görece yaygınlaşıp kalitesi arttıkça ve bunun sonucunda da bebeğin hayatta kalma ihtimali yükseldikçe ebeveynler, artık bebeklerine göbek adı ya da geçici adlardansa doğrudan esas adı koymayı tercih ediyorlar. ~prematüre olduğu için göbek adına sahip birisi

sağlık çalışanlarına yönelik şiddet

selektor yapan yildiz
İleride Çok ciddi problemlere yol açabilecek, artık iyice artmış ve hepimize illallah dedirtmiş olan olgudur.

Şiddet uygulayan kişiler en çok düşük sosyoekonomik düzeyde ve zaten başka suçlardan sabıkası olanlar. Ayrıca, şiddet en çok hasta ve hasta yakınlarının yanlış tutumlarından kaynaklanırken, ikinci olarak da muayene sırası beklemek istememe gibi sebeplerden dolayı meydana gelmiş. Olay "doktor şöyleydi, ama o da bunu dedi biz de o yüzden yaptık" değil yani.

Şiddeti hala çözüm yolu olarak görüyoruz (biz değil yani onlar). küfürü, hakareti, haddini bildirmeyi(!), Asmayı, kesmeyi iyi bir şeymiş gibi zannediyoruz. İstemediğimiz bir şey olduğunda (istenmeyen şey de sıra beklememek) kendimizi düzgünce ifade edemeyip bunlara başvuruyoruz. Bunun altında özendirme de var bence ve bunlar toplum içinde hala çözülebilmiş değil. Bununla birlikte, görünen o ki suç işleme potansiyeli olanlardan da korunamıyoruz maalesef.

Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik Primer bir adım atıldığına inanmıyorum. Bu durum hem beyin göçlerine hem de artık alttan gelen öğrencisine kadar motivasyon kırılmasına sebep oluyor. Sağlık hizmetleri ileride gözle görülür şekilde etkilenecektir bana göre. Henüz bir öğrenci olarak endişeyle takip ediyorum.

Bu entry'yi yazmadan önce aşağıdaki çalışmaya bakmıştım. İstatistikleri incelemek isteyenler için aşağı bırakıyorum.
https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1018813&ved=2ahUKEwjq-PfHj_fwAhU2gf0HHZqnCy4QFjABegQIBBAC&usg=AOvVaw1YLF8AAq5JsDKpchw3hr9u&cshid=1622574363794

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol