rest in peace
Uzun zamandır izlemeyi planladığım ama izlemeye bir türlü fırsatımın olmadığı film. Henüz yeni bitirdim ve efenim buradan film senaristlerine, yapımcılarına, yönetmenlerine bir sorum olacak. Neden artık böyle derin filmler yapmıyorsunuz efenim? Filmin çoğunluğunun Ankara'da geçmesi etkilenmemde büyük rol oynamış olabilir. Romantik film izlemek istiyorsanız tam da izlemeniz gereken film. Son zamanlarda işlenen aşkın aksine duyguyu çok güzel ve derin işlemişler. Yağmurlu günlerin olduğu böylesi Ankara günlerinde ağlamak için ideal bir film. Oyuncular da en az filmin senaryosu ve işlenişi kadar başarılıydı! Çok beğendim ve izlemekte geç kaldığım için kendime kızdım. Ama kim bilir efenim belki de şimdi izlemem gerekiyordu. ;)
1. Benden önceki yazarların da bahsettiği gibi beklemek. Sürekli bir şeyleri bekliyor olmak. Artık stajyer olmanın bir rutini olarak düşünmeye başlıyorsunuz beklemeyi.
2. Stajyer kartlarının manyetik özelliği olmadığı için kapıları açamamak. Birinin gelip açması lazım.

3. Herkesin daha yeni öğrenmesinden dolayı muayenelerin hep suboptimal olması. Ama bir yerden sonra rayına oturuyor genelde. Ya da en azından biliyormuş gibi yapmak lazım:)

4. Sınavlar. Dönem 5 kadar sık olmasa da sürekli sözlüye çalışmak, hasta hazırlamak, pratiklere çalışmak ve son günkü kaotik ortam.

5. Staj grubu ile oluşan sorunlar. Aslında genellikle staj gruplarındakiler birbiriyle uyumlu olur ama arada ufak anlaşmazlıklar da olabilir. Olsun, arkadaşlar arasında olur öyle şeyler;)

6. Ve son olarak pratik sonrası, grupla kare çarşıda bir şeyler içip muhabbet etmek. Ee o kadar sınava girdik, muayene yaptık, bekledik bu kadarı da olsun değil mi.

Not: bu entry mizahi amaçla yazılmıştır. Tabii ki de derslerimize çalışıp en iyi şekilde öğrenmeye gayret ediyoruz.
2. Stajyer kartlarının manyetik özelliği olmadığı için kapıları açamamak. Birinin gelip açması lazım.

3. Herkesin daha yeni öğrenmesinden dolayı muayenelerin hep suboptimal olması. Ama bir yerden sonra rayına oturuyor genelde. Ya da en azından biliyormuş gibi yapmak lazım:)

4. Sınavlar. Dönem 5 kadar sık olmasa da sürekli sözlüye çalışmak, hasta hazırlamak, pratiklere çalışmak ve son günkü kaotik ortam.

5. Staj grubu ile oluşan sorunlar. Aslında genellikle staj gruplarındakiler birbiriyle uyumlu olur ama arada ufak anlaşmazlıklar da olabilir. Olsun, arkadaşlar arasında olur öyle şeyler;)

6. Ve son olarak pratik sonrası, grupla kare çarşıda bir şeyler içip muhabbet etmek. Ee o kadar sınava girdik, muayene yaptık, bekledik bu kadarı da olsun değil mi.

Not: bu entry mizahi amaçla yazılmıştır. Tabii ki de derslerimize çalışıp en iyi şekilde öğrenmeye gayret ediyoruz.
Bu tamamen tıp okuyan kişinin tıptan beklentisi ile ilgilidir. Gerçekten dersleri takip ettiğiniz zaman farmakolojiden mikrobiyolojiye her şeyin aslında bir mekanizması olduğunu bilirsiniz. Ve aslında çoğu mekanizma bir başkasıyla ilişki kurularak daha hakim olduğunuz bir derse ya da konuya bağlanır. Yine derslere girdiğiniz takdirde pek çok şeyin pratiğini, notlarda yazılı olmayan şeyleri ömrünü tıp yolunda harcamış profesörlerin yanında birinci ağızdan duyabilirsiniz. Tüm bu pratik ve mekanizma bağlantılarını bildiğiniz takdirde ezberlediğiniz şeyin sayısında mutlaka azalma olacaktır. Fakat ne yaparsak yapalım bu kadar şeyin hepsini öğrenmenin ve anlamanın yolu yoktur. Mekanizmaların bile bir kısmı hala teoride olan bilgidir. Mantığa oturtmak istesek de ters düşen şeyler vardır. Bu sefer de iş tersine döner. Pratik ve hızlı olmaya çalışsak da aykırı olan onca şeyi sadece ezberleyerek akılda tutabiliriz. Ben mümkün olduğu kadar ezber oluşunu reddediyorum. Ama ne kadar inkar etsem de bu işin çoğusu öğrenmekten değil ezberlemekten geçiyor.
Sürekli burnu akan, ağız solunumu yapan ve pis diye kimsenin yanına yaklaşmadığı berkan. Meğerse çocuğun tonsil hipertrofisi varmış. Meğerse toplumsal zorbalığa katılan biri bunu bir gün kbb dersinde fark edip vicdan azabına sürüklenebiliyormuş.
başlık yukarı:)
başlıkta sayın armut başta olmak üzere emeği geçenlere-geçeceklere sonuz teşekkürler:)
başlıkta sayın armut başta olmak üzere emeği geçenlere-geçeceklere sonuz teşekkürler:)
Bunu dile getirmekten çekinmediğim için ve bu fikrimi gerçekten desteklemem nedeni ile dile getirdiğim için rahatlamış hissediyorum. Görünüş hiçbir şeydir.
(bkz: #7543)
(bkz: #7543)
Nerden başlasam..? Uzun mesele :)
Beğendiğim filmleri dizileri seve seve tekrar izlerim. İlk izlediğimdeki düşüncelerim, duygularım gelir aklıma. Bir bakıma geçmişe ufak bir bakış.
pandemi haberini aldığınız ve 3 hafta tatiline diye kandığımız gün ne yapıyordunuz
İleri görüşlülüğümü konuşturup arkadaşlarımla vedalaştım.
Şu ara hiç olmayan bir sıcaktır
Fazla hareketli bir çocuktum ve oldukça fazla dayak yememe vesile olan bir eğitim serüveni yaşamama sebep olan bir öğretmenim vardı. En çok dayak yiyen kız bendim.
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
-nazım hikmet ran
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
-nazım hikmet ran
İnsanların kalplerinin içindekileri tüm şeffaflığıyla görebilmek isterdim ruhlarına bakabilmek gibi yani...yanlış anlaşılmasın onların üzerinde hiçbir hakimiyet istemem sadece göremediklerimi merak ediyorum
Sn Shogun bunu merak etmemiş bu yüzden affına sığınarak, kimse de yazmamış ama koruyamıyorum arkadaşlar hep geçici boostlarla bir şeyleri süründürmeye çalışıyorum. Pekçoğumuz böyleyiz diye düşünmüştüm ama o veya bu yöntem ile bunu başaranlar varmış aramızda mutlu oldum onlar adına
ateş. yani maşşallah abi daha ne kadar orijinal olabilir :)
siyaset ve akraba konusunda çok tartışıyoruz.özellikle siyasette ne kadar tartışırsak tartışalım fikirlerini hiç değiştiremiyorum beni üzüyor :D
"keşke avrupada gaita olsam :("
1 saatte 2 mikro slaytı bitirme challenge'ı
Bugün migrostaki kasiyer ablanın adı da gülşendi, yaşlıca bir kadındı. Gözlük zincirini rengarenk boncuklu bir şey seçmiş, dedim ne güzelmiş zinciriniz. Bir sevindi bir sevindi
Yine sallandık. Daha 6 şubatın enkazları kaldırılmamışken hem de.. allah yardımcımız olsun.
Çayı bergamotlu mu yoksa bergamotsuz mu içer? Bu derin bir mevzudur, mesela yani.
Öğrencinin insan yerine konmaması, pek kaale alınmaması.
Bu komitenin açıklanması niye bu kadar sürdü yaa 🥺
Balkondaki çamaşırları aniden bastıran yağmur yüzünden toplamam gerektiğini bilmeme rağmen 10 (on) saniye içinde tamamen ıslanmalarını sadece seyrettim çünkü dün aşı oldum ve kolumun ıslanmaması gerektiğini söyledi hemşirem (üşendim). Chaotic evil enerjisi:)
"bitmemiş her şey acaba'sı ile zihninde,yaşanmamış her şey kalbinde bir sızı olarak yaşamaya devam eder.
yaşanmamış hiçbir şey bırakma ve yaşarken de bitirmeden bırakma.
'yıllar geçti,onu kahveye davet ettiğimde kabul etseydi her şey farklı olur muydu?' diye hala düşünürüm"
dedi teyzem.
yaşanmamış hiçbir şey bırakma ve yaşarken de bitirmeden bırakma.
'yıllar geçti,onu kahveye davet ettiğimde kabul etseydi her şey farklı olur muydu?' diye hala düşünürüm"
dedi teyzem.
birkaç sene öncesi, henüz dönem biriz. bir arkadaşla heves ettik, önlükleri giyip -tanıdık bir intörn abi olması rahatlığıyla- acile gidelim dedik. belki bir iki hasta görürüz, bir şey yapamasak da heyecanlı bir tecrübe olur diye düşünüyorduk.
çok geçmeden birden ortalık karıştı, biz ne oluyor anlamaya çalışırken "arrest" kelimesini duyduk. kalp krizi geçiren bir hasta gelmişti ve kalbi durmuş, kalp masajı yapılacaktı. normalde girmememiz gereken o alana bir fırsat bulup girdik, çaresizce bir köşede olup bitenleri izliyorduk...
yaklaşık yarım saat kadar sonra çabalar bir sonuç vermedi ve hasta vefat etti.
o gün ilk kez gözlerimin önünde birisi öldü.
doktorlardan biri dışarı çıkıp hastanın yakınlarına haber verdiğinde onları izledim uzaktan, belki mesleğimde daha sonra defalarca yaşayacağım bir olaydı ama o gün o insanlarda ilk kez, kaybetmenin taze acısına şahit oldum.
bu da benim unutamadığım anlardan biridir...
çok geçmeden birden ortalık karıştı, biz ne oluyor anlamaya çalışırken "arrest" kelimesini duyduk. kalp krizi geçiren bir hasta gelmişti ve kalbi durmuş, kalp masajı yapılacaktı. normalde girmememiz gereken o alana bir fırsat bulup girdik, çaresizce bir köşede olup bitenleri izliyorduk...
yaklaşık yarım saat kadar sonra çabalar bir sonuç vermedi ve hasta vefat etti.
o gün ilk kez gözlerimin önünde birisi öldü.
doktorlardan biri dışarı çıkıp hastanın yakınlarına haber verdiğinde onları izledim uzaktan, belki mesleğimde daha sonra defalarca yaşayacağım bir olaydı ama o gün o insanlarda ilk kez, kaybetmenin taze acısına şahit oldum.
bu da benim unutamadığım anlardan biridir...
Deneyimlerimiz sonucunda beynimize kodlanan kısa yollardır. Başlayan her yeni ilişkide bir insanı en baştan tanımaktansa mevcut kodlara göre güvenlik açıklarını bulmak ön yargıların biçimlenmesine yardımcı olur.
anonim olmak uğruna bir şey yazmayan arkadaşlara duyuru : şey diyebilirsiniz ben d1ken şöyleydi yaaa
ben dedim diye bunu da kullanamazsınız sanırım artık :P
başlığı da silemiyorum :(
ben dedim diye bunu da kullanamazsınız sanırım artık :P
başlığı da silemiyorum :(
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
