az önce instagramda gezinirken en güzel arkadaşlarımdan birinin yüklediği fotoğrafıyla karşılaştım. takdir edersiniz ki gerçek hayatta sürekli gördüğünüz birisi yüz şeklinde photoshop ile en ufak bir oynama bile yapsa bunu fark etmek çok kolay. Bu fotoğraf photoshop'un artık günümüzde ne kadar yaygın bir durum haline geldiğini anlamamı ve insanları photoshop yapmaya iten nedenler üzerine bir sorgulama yapmamı sağladı. insanlar artık doğal hallerini kabul etmek istemedikleri için photoshop yaptıkları ve photoshoplu fotoğrafları göre göre doğal vücutlarını kabul etmek istemedikleri bir döngüye girmiş bulunmakta. Bu öyle bir döngü ki insanların yüzlerindeki en ufak sivilceye veya atkuyruklarından çıkan en ufak bir saç teline dahi tahammülleri yok. bu konu hakkında yazarlarımızın neler düşündüğünü merak ediyorum. sizce photoshop'un sosyal medyadaki yeri veya insanları onu yapmaya iten nedenler nedir?
Yanımdaki arkadaşım yemeğini çok hızlı yiyorsa önüne kolumu uzatıyorum "bunu da kemir" diyerek .d
özellikle baharda, hava açıkken, rüzgar eşliğinde, çimlere yatıp gerçekleştirdiğim aktivite.
çok özledim ya.
çok özledim ya.
Bal olsaymışsın
hmmm; beni son günlerde öfkeden delirten bazı şeyler: Arap düşmanlığından gözü dönmüş, yaşananlar hakkında hiçbir üzüntü duymadığını rahatça, gülerek söyleyebilen onlarca insan, (sayıca en az onlar kadar) şu durumda bile Filistin/Kudüs mevzusunu akıl almaz bir romantiklikle ele almaya devam eden ve bundan öteye gidemeyenler ve nihayetinde kahrolası siyaseti ve medyasıyla batı
bir arkadaşım 1 parça kabuk tarçın, 1 çay kaşığı lavanta ve 1 adet papatyayı karıştırarak bir çay yapıyordu daha denemedim ama çok güzel olduğunu iddia ediyor
böyle yumuşak tatları sevenler için de portakallı rooibos çayı var
not: başlığı öyle açtım ama tarif olmasına gerek yok
böyle yumuşak tatları sevenler için de portakallı rooibos çayı var
not: başlığı öyle açtım ama tarif olmasına gerek yok
Onsuz
sözlüğe yeni bir soluk getirdiğini düşündüğüm yazar. (bkz: #24972) entryimde bahsettiğim şeyin bir nebze de olsa gerçekleşme olanağı olduğunu hissettirdi bana.
belli bir yaşa kadar normaldir, bir sorun teşkil etmemektedir. o belli yaşa ulaşıldığında, bad boy'ların sadece dizi ve filmlerde güzel olduğu fark edilir. gerçek hayatta böyle şeylerin aptalca ve "cringe" olduğu idrak edilir, umursamazlık ve salak saçma tavırların çekilmez şeyler olduğu anlaşılır. aklı başında olan insanlar o belli yaşa geldiklerinde çekici olan asıl şeylerin merhamet, vicdan ve diğer güzel ahlaki duygular olduğunu anlarlar.
“Herkesten bir anı saklar bu yollar
Herkesin acısı sevgisi kadar“
03.03.2013
Hasretle..
Herkesin acısı sevgisi kadar“
03.03.2013
Hasretle..
bazen çok umursamaz olurken bazen de kontrol manyağına dönüşüyorum.bunların karşımdaki insanları gerdiğinin farkındayım ama keşke bi ortası olsaydı bunun çünkü bazı zamanlar beni de rahatsız etmiyor değil.
anksiyetenin
geçen seneki dahiliye pratiklerinde bizim grupla da ders işlemişti abdurrahman hoca. önce güzelce "hastaya yaklaşım" anlatmıştı, "hasta öyküsü nasıl alınır, neleri soralım, hangi sırayla soralım?" gibi temel şeylerin üstünden adım adım geçmişti. daha sonra da servisteki bir hasta üzerinde fizik muayene göstermişti. sonra muayene adımlarını bizlere de yaptırmıştı. baştan sona çok verimli ve öğretici bir dersti. öğretmeyi seven ve oldukça ilgili bir hocamızdır kendisi. öğrenciye yaklaşımı da çok güzel, sabırlı ve sakin biri. ben de kendisiyle ders yapabilmiş olduğum için çok şanslı hissediyorum.
"bir daha asla evde kendim yapmaya çalışmayacağım." dedirten tatlı. arkadaşıma gittiğimde bana cheesecake yapmıştı ve acayip lezzetli olmuştu, hatta hayatımda yediğim en güzel cheesecake'ti. tarifini istedim ben de yapayım diye. aslında yapımı çok zor değil ama beni çok uğraştırmıştı. kelepçeli kek kalıbının kelepçesini yanlış taktığım için kalıp açılmıştı, kekin tabanı için hazırladığım karışım dışına dökülmüştü vs. bir de aşamalı bir tatlı, yok onu yap pişir, yok şunu 3-4 saat beklet filan. dökülen şeyleri toplayayım, temizleyeyim derken saatlerce uğraşmıştım. artık o gün sıkılmıştım ve üstüne dökülen limonlu sosu hazırlama işini ertesi güne bırakmıştım. sonra sos da istediğim gibi olmamıştı. totalde tadı kötü değildi aslında ama tabi arkadaşımın yaptığı kadar güzel de değildi. talihsizliklerle dolu bir girişim olduğu için ve aklımda her zaman o şekilde kalacağı için bir daha asla yapmayı denemeyeceğim.
bal olsa unut.
ney sorunu ben bilmiyorum :) açıklayacak var mı merak ettim
Herkes güzel yapamıyor ya. Ama oldu mu da üstüne tarçın ufff
Gözüksene başlık!!!
Aklıma bir hikayeyi hatırlatan durum,
Futbolda santrafor sadece bekler, koşar ve bekler, biraz daha koşar ama anahtar beklemekte yatar. şans ayağına bir defa gelir. O şansı bekler. Şans topu ayağına geldiğinde tek hakkı vardır. Kendisini 90 dakika o vuruşa hazırlar. Sonunda top ayağına geldiğinde gol olması, kendisini şansına ne kadar hazırladığına bağlıdır. eğer zamanlamasını doğru ayarlayamassa o golü atamaz
Hikayedeki doksan dakika senin hayatın; şans topu senin doğru kişin; yanlış zaman da üzgünüm ama senin beceriksizliğindir
Futbolda santrafor sadece bekler, koşar ve bekler, biraz daha koşar ama anahtar beklemekte yatar. şans ayağına bir defa gelir. O şansı bekler. Şans topu ayağına geldiğinde tek hakkı vardır. Kendisini 90 dakika o vuruşa hazırlar. Sonunda top ayağına geldiğinde gol olması, kendisini şansına ne kadar hazırladığına bağlıdır. eğer zamanlamasını doğru ayarlayamassa o golü atamaz
Hikayedeki doksan dakika senin hayatın; şans topu senin doğru kişin; yanlış zaman da üzgünüm ama senin beceriksizliğindir
serdar kula hocamızın dersinden çıktığımızda aklımızda birçok bilginin kalması gerekirken kalan tek bilgidir:
O FEMORAL NABIZ B A K I L A C A K !!!
O FEMORAL NABIZ B A K I L A C A K !!!
yazarlık olabilir. ha ben aç kalırım ama olsun, denenir
Öncelikle uyumasam dahi ertesi gün evime geldiğimde erkenden yatağa girebilecek kadar yaşlı olduğumu biliyorum (1999 kasa). sonrasında da kafamda senaryolar kuruyorum. Yaklaşık 10 yıldır kafamda kurduğum kemik bir senaryo var ve o senaryodaki insanların inanılmaz heyecanlı hayatları hakkında düşünmek için zaman üretmiş oluyorum.
Alın telefonunu müzik listesine bakın
"iyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu."
Bunu sakın Mimar Selim Bey'in yanında söylemeyin olur mu.
Kardeşin;
1. Ben bir işle uğraşırken bana yiyecek içecek bir şeyler getireni,
2. Ağladıktan sonra koridorda karşılaştığımızda ağladığımı fark etmemiş gibi davrananı,
3. Dışarı çıkalım dediğimde saat fark etmeksizin benimle dışarı çıkanı,
4. Saçma sapan fikirlerimi saçma bulmayıp ayak uyduranı makbuldür.
1. Birkaç günlüğüne evden ayrıldığımda fırsattan istifade bilgisayarımı alıp geri vermeyeni,
2. Çocukken yaptığım salaklıkları durup dururken hatırlayıp ortalıkta anlatanı,
3. Kitaplarımı izinsiz alıp kendininmiş gibi kullananı,
4. Arabada dj olmama izin vermeyip kendi istediği şarkıları açanı makbul değildir.
1. Ben bir işle uğraşırken bana yiyecek içecek bir şeyler getireni,
2. Ağladıktan sonra koridorda karşılaştığımızda ağladığımı fark etmemiş gibi davrananı,
3. Dışarı çıkalım dediğimde saat fark etmeksizin benimle dışarı çıkanı,
4. Saçma sapan fikirlerimi saçma bulmayıp ayak uyduranı makbuldür.
1. Birkaç günlüğüne evden ayrıldığımda fırsattan istifade bilgisayarımı alıp geri vermeyeni,
2. Çocukken yaptığım salaklıkları durup dururken hatırlayıp ortalıkta anlatanı,
3. Kitaplarımı izinsiz alıp kendininmiş gibi kullananı,
4. Arabada dj olmama izin vermeyip kendi istediği şarkıları açanı makbul değildir.
Efenim geldim yine bu başlığa uzun bir aradan sonra.
Hali hazırda intörlüğü bitenler ve yeni intörn olacak çokça yazarımız var. Burada sormak istediğim önemli bir soru var. Hekimlik için son dönemeçlere giriyoruz. Peki haklarımızdan haberdar mıyız? Ya da haklarımızdan ne kadar haberdarız? Gelin bazı sorularla kafamızda soru işaretleri koyup bunlar üzerine kafa yoralım. Tabiki sorular sadece aşağıya yazacaklarımla sınırlı değil. İlk etapta aklıma gelenler diyelim 😁
İş tanımlarını bilmeseniz bile en azından bunları düzenleyen yönetmelik ve mevzuatlardan haberdar mısınız? Tutanak nedir? Hangi durumlarda tutanak tutabilirsiniz? Sizin hakkınızda hangi sebeplerle tutanak tutulabilir? Tutanağın bir yaptırımı var mıdır? Tutanağın amacı nedir? Görevlendirmeler hakkında bilgileriniz nelerdir? İl içi, il dışı ve sözde il dışı olup aslen sınır ötesi olan görevlendirmeler hakkında neler biliyorsunuz? Hangi durumlarda il dışı görevlendirme verilemez? Yılda en fazla kaçar ay görevlendirme verilebilir? Hangi görevlendirmeler mobbing içine girebilir? Mobbing nedir? Mobbingin kanıtlanma süreci nasıldır? Sendikaların vasfı nedir? Sendikalı olmanın artı ve eksisi nedir? Neden sendikalı olunmalı? Hekim sendikaları neden kuruldu? "hekim sendikaları" kimlerdir? İş bırakma eylemi ve grev nedir? Kamu personeli iş bırakma eylemi yapabilir mi? İş bırakma eylemleri ve grev temel kökte nerede ayrılıyor? TTB kimdir ve nedir? TTB'nin anayasal güvencesi var mıdır? TTB'ye nasıl üye olunur? TTB'li olmak neden önemlidir? TTB'nin asıl amacı ne olmalıdır? TTB hangi sıklıkla seçime gider? Seçim sistemi nasıldır? TTB de nasıl söz sahibi olunur?
Soruların amacı sadece farkındalığı arttırmaktır. Benimde daha cevaplarına tam hakim olamadığım alanlar var ancak oturup araştırmak lazım :) bazı soruların cevaplarını ise kişisel görüş nezdinde değişebileceğini düşünüyorum. Cevaplar üzerine kafa yoracak herkese şimdiden teşekkürler 😇.
Asıl konumuz hekimlerin birliği olduğu için hekim sendikalarına ve TTB'ye üyeliğin her hekimin, hekimlik mesleğine karşı bir borcu olduğunu düşünüyorum. Seçimlere katılmak ve gerçek manada doğru temsil edilmek için bu ikisinin gerekliliğine sonuna kadar inanıyorum.
Hali hazırda intörlüğü bitenler ve yeni intörn olacak çokça yazarımız var. Burada sormak istediğim önemli bir soru var. Hekimlik için son dönemeçlere giriyoruz. Peki haklarımızdan haberdar mıyız? Ya da haklarımızdan ne kadar haberdarız? Gelin bazı sorularla kafamızda soru işaretleri koyup bunlar üzerine kafa yoralım. Tabiki sorular sadece aşağıya yazacaklarımla sınırlı değil. İlk etapta aklıma gelenler diyelim 😁
İş tanımlarını bilmeseniz bile en azından bunları düzenleyen yönetmelik ve mevzuatlardan haberdar mısınız? Tutanak nedir? Hangi durumlarda tutanak tutabilirsiniz? Sizin hakkınızda hangi sebeplerle tutanak tutulabilir? Tutanağın bir yaptırımı var mıdır? Tutanağın amacı nedir? Görevlendirmeler hakkında bilgileriniz nelerdir? İl içi, il dışı ve sözde il dışı olup aslen sınır ötesi olan görevlendirmeler hakkında neler biliyorsunuz? Hangi durumlarda il dışı görevlendirme verilemez? Yılda en fazla kaçar ay görevlendirme verilebilir? Hangi görevlendirmeler mobbing içine girebilir? Mobbing nedir? Mobbingin kanıtlanma süreci nasıldır? Sendikaların vasfı nedir? Sendikalı olmanın artı ve eksisi nedir? Neden sendikalı olunmalı? Hekim sendikaları neden kuruldu? "hekim sendikaları" kimlerdir? İş bırakma eylemi ve grev nedir? Kamu personeli iş bırakma eylemi yapabilir mi? İş bırakma eylemleri ve grev temel kökte nerede ayrılıyor? TTB kimdir ve nedir? TTB'nin anayasal güvencesi var mıdır? TTB'ye nasıl üye olunur? TTB'li olmak neden önemlidir? TTB'nin asıl amacı ne olmalıdır? TTB hangi sıklıkla seçime gider? Seçim sistemi nasıldır? TTB de nasıl söz sahibi olunur?
Soruların amacı sadece farkındalığı arttırmaktır. Benimde daha cevaplarına tam hakim olamadığım alanlar var ancak oturup araştırmak lazım :) bazı soruların cevaplarını ise kişisel görüş nezdinde değişebileceğini düşünüyorum. Cevaplar üzerine kafa yoracak herkese şimdiden teşekkürler 😇.
Asıl konumuz hekimlerin birliği olduğu için hekim sendikalarına ve TTB'ye üyeliğin her hekimin, hekimlik mesleğine karşı bir borcu olduğunu düşünüyorum. Seçimlere katılmak ve gerçek manada doğru temsil edilmek için bu ikisinin gerekliliğine sonuna kadar inanıyorum.
çok hızlı geçti
ciğer kebap. güne ciğerle başladım mı ayrı bi mutlu oluyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?