1.Arkadaşlar. bu süreçte sizi bol bol övmeliler, size sarılmalılar.
2.ayrılınan kişinin saçma sapan hareketler yapıp sizi kendinden zorla soğutması.
3.kendini entel dantel işlere vermek (ne kadar sanat filmi varsa izlemek, oturup tüm gün boyunca x kişisinin sanat anlayışı hakkında düşünmek gibi)
4.uyumak.
5.ağlamak. evet, ağlamak. (terapist onaylı tavsiye)
6.Son olarak onun için mi üzüleceğim diye düşünmeyin; siz onun için değil, onun sizdeki yeri için üzülüyorsunuz. bunu unutmayın. Üzülün, her geçen gün daha da az üzüldüğünüzü göreceksiniz. Üzülürken ders çalışmayı unutmayın. Bir yandan ağlayın bir yandan ders çalışın.
Hepsi bir arkadaşımdan bildiğim şeylerdir. Geçmiş olsun. Umarım en kısa sürede atlatırsınız.
Edit: En ama en önemli şeyi atlamışım: Söz konusu bireye söylemek istediklerimizi sanki onunla konuşuyormuşuz gibi bir kağıda yazıp yakıyoruz. Böyle bir rahatlama yok arkadaşlar. Mesaj atmayın sakın bunları, o rahatlama değil pişmanlık getirir. Siz kağıda yazın ve yakın.
başlık sansasyonel olsun diye bu şekilde yazdım. sözlüğün dönem ikileri sınavınız nasıl geçti ben anatomide nadiren kalem oynattım(max 3 kere falan), fizyolojide yazmaktan kolum koptu , histoloji güzel geçti.
ayrıca bir soruna değinmek istiyorum. neden bize sınavın içeriği hakkında önceden bilgi vermiyorsunuz? fizyoloji 12 anatomi 12 histo 8 soru olacak diye belirtmek çok mu zor? önceden söyleseniz ölüyo musunuz? bu problemin bir benzeri dönem 3ler de yaşamış ilk komitelerinde sanırım.
son olarak buradan histolojicileri sevgiyle selamlıyorum. anatomi ve fizyolojiciler gerçekten soru süre ayarlaması konusunda bir oturun düşünün gözünüzü seveyim. tamam ben anatomi iyi çalışmadım ama çalışanI çalışmayandan ayıramıyorsunuz ki. iyi çalışan arkadaşımda 5 soru yazmış anatomide o kadar çalışmanın farkı 1 puan mı?
edit:ya başlık yanlış oldu rezaleti yazmak istemiştim üfff ekşi gibi olmadı şimdi başlığım açtığım ilk başlıkta hata yaptım :((
ayrıca bir soruna değinmek istiyorum. neden bize sınavın içeriği hakkında önceden bilgi vermiyorsunuz? fizyoloji 12 anatomi 12 histo 8 soru olacak diye belirtmek çok mu zor? önceden söyleseniz ölüyo musunuz? bu problemin bir benzeri dönem 3ler de yaşamış ilk komitelerinde sanırım.
son olarak buradan histolojicileri sevgiyle selamlıyorum. anatomi ve fizyolojiciler gerçekten soru süre ayarlaması konusunda bir oturun düşünün gözünüzü seveyim. tamam ben anatomi iyi çalışmadım ama çalışanI çalışmayandan ayıramıyorsunuz ki. iyi çalışan arkadaşımda 5 soru yazmış anatomide o kadar çalışmanın farkı 1 puan mı?
edit:ya başlık yanlış oldu rezaleti yazmak istemiştim üfff ekşi gibi olmadı şimdi başlığım açtığım ilk başlıkta hata yaptım :((
Böğürtlen, ama genel olarak kırmızı meyvelerin hepsini severim
Bi kere yazdım bu başlığa da yazacağım. 18 puan fark nedir abi ingilizceye ne sordular? İngilizce grup sınif ortalaması olarak kalıyo şu an. Bunun sorumlusunun rehavet olmadığını düşünüyorum. Özellikle bir ana bilim dalının sorduğu sorularının yapılamaması da oldukça dikkat çekici :)
Tümörler için de kullanılan bir sınıflandırma biçimi (bkz: #27653)
Ayrıca tümörlerle ilgili hoş bir paradoks var, ondan da bahsedeyim gece gece uykum kaçtı
Normalde canlının büyüklüğü arttıkça kansere yakalanma riskinin de artması beklenir. Çünkü daha çok hücre var, illa kaçan göçen olacaktır?? Ve organizma küçüldükçe risk azalmalıdır çünkü az hücre var... Ama pratikte bakıyorsunuz, balinalarda tümöre çok nadir rastlanırken (gerçi garibanlar zaten yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bir de tümörle mi uğraşsalardı) fareler insanlar kadar çok kansere yakalanırlar.
Buna peto paradoksu deniyor. Ve 3 açıklaması bulunuyor okumak için
Kısacası kanserleşmenin hücre sayısıyla alakası yok ve kütle artınca kanseri baskılayan gen sayısı da artıyor. ayrıca metabolizma yavaşladığı için hücre bölünmesi azalıyor, dolayısıyla kanserli hücre ortaya çıkma riski de azalıyor
Ayrıca tümörlerle ilgili hoş bir paradoks var, ondan da bahsedeyim gece gece uykum kaçtı
Normalde canlının büyüklüğü arttıkça kansere yakalanma riskinin de artması beklenir. Çünkü daha çok hücre var, illa kaçan göçen olacaktır?? Ve organizma küçüldükçe risk azalmalıdır çünkü az hücre var... Ama pratikte bakıyorsunuz, balinalarda tümöre çok nadir rastlanırken (gerçi garibanlar zaten yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bir de tümörle mi uğraşsalardı) fareler insanlar kadar çok kansere yakalanırlar.
Buna peto paradoksu deniyor. Ve 3 açıklaması bulunuyor okumak için
Kısacası kanserleşmenin hücre sayısıyla alakası yok ve kütle artınca kanseri baskılayan gen sayısı da artıyor. ayrıca metabolizma yavaşladığı için hücre bölünmesi azalıyor, dolayısıyla kanserli hücre ortaya çıkma riski de azalıyor
Staj özelinde de bilgilendirme, yorum ve tavsiyelerinizi biz yeni intörnlere aktarırsaniz çok memnun oluruz
Stresle başa çıkmaya çalışmak kronik stres maruziyeti nedeniyle gelişen bir zaruriyettir. Kronik stres ise tıp fakültesi okuyan her gencin karşılaşabileceği kötü bir sıradandır.
Bir zamanlar stres yönetimi konusunda iyi olduğumu biliyordum ama şu an için bu konuda berbat olduğumun farkındayım. Çünkü ben, yokmuş gibi davranması gereken, sorunlarıyla var olduğunda insanlar tarafından kabul görmeyen kişiydim. Hissettiğim şeyleri hiçbir zaman rahatça dışavuramamıştım. Hâlâ da öyleyim. Ancak en azından travmalarımı ve streslerimi kabullendim. Bunlar yokmuş gibi davranmama neden olan faktörlerden uzaklaşmaya çalıştım. Kendimi sevmek için bir şeyler deniyorum. Varlığını kabul ettiğim her türlü anormalin herkesin başına gelebilen sorunlar olduğunu fark ettim. Ve anormalin varlığını reddetmenin de en büyük stres olduğunu gördüm. Bu nedenle stresle baş etmenin en önemli kurallarından birisi de hayatımızda geri plana attığımız ve bizi içten içe gıdıklayan o şeyin varlığını kabullenmemizdir.
Bir zamanlar stres yönetimi konusunda iyi olduğumu biliyordum ama şu an için bu konuda berbat olduğumun farkındayım. Çünkü ben, yokmuş gibi davranması gereken, sorunlarıyla var olduğunda insanlar tarafından kabul görmeyen kişiydim. Hissettiğim şeyleri hiçbir zaman rahatça dışavuramamıştım. Hâlâ da öyleyim. Ancak en azından travmalarımı ve streslerimi kabullendim. Bunlar yokmuş gibi davranmama neden olan faktörlerden uzaklaşmaya çalıştım. Kendimi sevmek için bir şeyler deniyorum. Varlığını kabul ettiğim her türlü anormalin herkesin başına gelebilen sorunlar olduğunu fark ettim. Ve anormalin varlığını reddetmenin de en büyük stres olduğunu gördüm. Bu nedenle stresle baş etmenin en önemli kurallarından birisi de hayatımızda geri plana attığımız ve bizi içten içe gıdıklayan o şeyin varlığını kabullenmemizdir.
yaşlı hissetmekten kaçtığım için yeğenimin bana adımla hitap etmesine izin veriyorum, hatta adımla seslenmeyince hiç üstüme alınmıyorum :)
ama insan yoruluyor bazen; hayatın telaşından, kargaşasından, çektiklerinden, çekeceklerini düşünüyor ve de. önünde -allah izin verirse- uzun bir yol görüyor ama o yol için kendini yeterince genç hissetmiyor.
ama insan yoruluyor bazen; hayatın telaşından, kargaşasından, çektiklerinden, çekeceklerini düşünüyor ve de. önünde -allah izin verirse- uzun bir yol görüyor ama o yol için kendini yeterince genç hissetmiyor.
Kirli bulaşıkları makineye dizmek
10 sene sonrasında mutlu ve huzurlu bir hayat yaşıyorumdur.
Pinhani-kediköy, inandığın masallar
Adamlar-dünya günlükleri, rüyalarda buruşmuşuz
Nil Karaibrahimgil- nil'in dünyası
Sezen Aksu- gülümse, sen ağlama
Kalben- sonsuza kadar
Can Kazaz- sürsün bahar
Hemsaye- bir varmış bir yokmuş
Adamlar-dünya günlükleri, rüyalarda buruşmuşuz
Nil Karaibrahimgil- nil'in dünyası
Sezen Aksu- gülümse, sen ağlama
Kalben- sonsuza kadar
Can Kazaz- sürsün bahar
Hemsaye- bir varmış bir yokmuş
Bir erkek ve kadının evlenmesiyle başlayan olası topluluklar bütünü
The Departed müziği.O kadar çok seviyordum ki lisede telefonum böyle çalardı.
Sadece atamızın değil bir milletin doğum günü 💙 doğum günümüz kutlu olsun!
Böyle başlıklarda aklıma yazabileceğim hiçbir şey gelmiyor. İşte o zaman hayatımda kimseyi o anlamda sevmediğimi anlıyorum, sevseydim mutlaka aklıma gelirdi.
kesinlikle faydalı bir sonuç vereceğini düşünmediğim eylem.
insanların en küçük davranışları, alışkanlıkları ve dünya görüşleri bizim bakış açımızdan çok yanlış görünse bile aynı çok faydasız görünen hayvanların çok kritik öneme sahip olması gibi her daim bir faydası olduğunu düşünüyorum. misal siyah olmadan beyazın, kötülük olmadan iyiliğin değerini anlayamamamız gibi.
ha diyelim bu kişi yakınımızdan ve değer verdiğimiz biri, bu konuda da kaderin ve evrenin ona çizeceği güzel yola olan inancım tam :)
insanların en küçük davranışları, alışkanlıkları ve dünya görüşleri bizim bakış açımızdan çok yanlış görünse bile aynı çok faydasız görünen hayvanların çok kritik öneme sahip olması gibi her daim bir faydası olduğunu düşünüyorum. misal siyah olmadan beyazın, kötülük olmadan iyiliğin değerini anlayamamamız gibi.
ha diyelim bu kişi yakınımızdan ve değer verdiğimiz biri, bu konuda da kaderin ve evrenin ona çizeceği güzel yola olan inancım tam :)
Noktalama işareti kabul etmediği için başlığı böyle açmak zorunda kaldım, allahım bunlar nasıl acılar.
Başlığın sahibi olarak bu sene en çok dinlediğim, spotify doğru söylüyorsa, şarkıyı bırakıyorum.
Başlığın sahibi olarak bu sene en çok dinlediğim, spotify doğru söylüyorsa, şarkıyı bırakıyorum.
Beynin bir ezber kotası var, Yeni bilgi eklendikçe eskilerden siliyor. Akraba ziyaretinde kuzenim kapıyı açtı, hoşbuldum h... (Hakan mıydı hüseyin miydi neydi lan) ismi aklıma gelmedi öyle apışıp kaldım, sonra hiçbir şey olmamış gibi bozuntuya vermeden içeri girdim. Sonra birisi kuzenime seslendi de hatırladım: haluk..
Hey gidi... Cuma hutbesinde uyuyan cemaat neymiş veya teravihdeki imamla yarışan cemaat kimmiş.. açılın karşınızda tesbih namazı
Ramazanın son günü dediler tesbih namazına gidelim, tamam gidelim memleketimin cemaatini özlemişim hasbihal ederiz
(Bilgi:"Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" her rekâtta, aklınıza gelinen her aralıkta söyleniyor. E haliyle de dört rekâtın süresi tesbih namazına gülümsüyor)
Niyetler edilmeden önce imam, cemaatle kılınmanın mekruh olduğunu söyleyen alimlere meydan okuduğunu belirterek "kılacağım ama ben" der ve "hoca noluyo noluyo" diyen 3-5 cemaat de aynı anda camiden çıkar.
Namaza başlanır: Tüm ciddiyetimle ibadetimi yerime getirirken ben'in yanında birden şeytan beliriverir. Sa dumrul -as, sağındaki amca var ya -evet var, şimdi onu iyi takip et -lan var get namaz kılıyom, -bak ciddili iyi takip et -olm işin gücün yok mu, eheheheh işim bu -ok
İkinci rekatta herkes oturur, ama söylenen "Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" sözünün uzunluğu dolayısıyla, secdeler arası oturma süresi de tahiyyatta kalma süresiyle yarışır. Ve insan şüpheye düşer şu an ben hangi hareketi yapıyorum diye.
Şeytanın konuşması benim aklımda dönüp dolaşırken birden herkes tahiyyattan ayağa kalkar ama sağımdaki amca secdeye gider. Şeytan yine belirir, ahahahhaah bak ne yaptım -olm troll müsün, komik di mi sence de -komik ama gülemem, gülmen lazım -olmaz bu rekâta kadar geldim bir sene daha bekleyemem bu namazı, bak şimdi nasıl kalkıyor yeni fark etti herkesin ayakta olduğunu -şrfsz evladıgıyfhı...
Amcama gülmemeye başarmış şeytanın ağzının payını vermiş namazımı da bitirmişim. Dua edilirken ne değişik bir ortam lan burası farkındalığına da varmışım: mekruh deyip cemaatle namazı kıldıran hoca, jet hızında söylenen Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah, sağımdaki amca...
Neyse ki imam efendi işini iyi yapıyor da yanlış kılmadık namazı dedim (demez olaydım) ve imam efendi de dua sonuna bir fıkra anlatacağım der. Duayı bitirir herkes sörvayvır acun'un ödülü açıklamasını bekler gibi fıkrayı bekler ve imam hoca başlar:
Adamın biri varmış imansızmış ama oğlu müminmiş. Oğlu buna demiş baba ölümün yaklaşıyo ibadet et, yok demiş ne ibadeti. Yıllar geçmiş, adam ölmedikçe oğlunun sözüne tamam deme isteği yükselmiş. Yıllar sonunda tamam lan hadi demiş, bugün de kadir gecesi hem camiye giderek başlıyorum sözünü de basmış sonrasına. Her şey de dört dörtlük devam: Camiye girerken Sa, Oturup vaaz dinleme, kafada takke.. ezan okunmuş sonra da İmam başlamış yatsı, devam etmiş teravih.. adam alışkın olmadığından sıkılmış, teravih de bitince "oh" diye sevinirkennn, imam demiş tesbih var, bizim adam "tamam dört rekat bir şeymiş zaten" diyerek eh püh oflayarak demiş kılayım. En son dört rekât uzadıkça adamın takâti kalmamış, namaz bittiği gibi "bu bilmemneettiğimin imamı, bana inadına yaptı di mi bunu" demiş. -daha cenazem gelir bu camiye ben gelmem- diyerek de kaçmış.
Ben de acı gülümsememle kalktım kaçtım (Bu camide imamından cemaatine normal insan yok, olamaz)
Ramazanın son günü dediler tesbih namazına gidelim, tamam gidelim memleketimin cemaatini özlemişim hasbihal ederiz
(Bilgi:"Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" her rekâtta, aklınıza gelinen her aralıkta söyleniyor. E haliyle de dört rekâtın süresi tesbih namazına gülümsüyor)
Niyetler edilmeden önce imam, cemaatle kılınmanın mekruh olduğunu söyleyen alimlere meydan okuduğunu belirterek "kılacağım ama ben" der ve "hoca noluyo noluyo" diyen 3-5 cemaat de aynı anda camiden çıkar.
Namaza başlanır: Tüm ciddiyetimle ibadetimi yerime getirirken ben'in yanında birden şeytan beliriverir. Sa dumrul -as, sağındaki amca var ya -evet var, şimdi onu iyi takip et -lan var get namaz kılıyom, -bak ciddili iyi takip et -olm işin gücün yok mu, eheheheh işim bu -ok
İkinci rekatta herkes oturur, ama söylenen "Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" sözünün uzunluğu dolayısıyla, secdeler arası oturma süresi de tahiyyatta kalma süresiyle yarışır. Ve insan şüpheye düşer şu an ben hangi hareketi yapıyorum diye.
Şeytanın konuşması benim aklımda dönüp dolaşırken birden herkes tahiyyattan ayağa kalkar ama sağımdaki amca secdeye gider. Şeytan yine belirir, ahahahhaah bak ne yaptım -olm troll müsün, komik di mi sence de -komik ama gülemem, gülmen lazım -olmaz bu rekâta kadar geldim bir sene daha bekleyemem bu namazı, bak şimdi nasıl kalkıyor yeni fark etti herkesin ayakta olduğunu -şrfsz evladıgıyfhı...
Amcama gülmemeye başarmış şeytanın ağzının payını vermiş namazımı da bitirmişim. Dua edilirken ne değişik bir ortam lan burası farkındalığına da varmışım: mekruh deyip cemaatle namazı kıldıran hoca, jet hızında söylenen Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah, sağımdaki amca...
Neyse ki imam efendi işini iyi yapıyor da yanlış kılmadık namazı dedim (demez olaydım) ve imam efendi de dua sonuna bir fıkra anlatacağım der. Duayı bitirir herkes sörvayvır acun'un ödülü açıklamasını bekler gibi fıkrayı bekler ve imam hoca başlar:
Adamın biri varmış imansızmış ama oğlu müminmiş. Oğlu buna demiş baba ölümün yaklaşıyo ibadet et, yok demiş ne ibadeti. Yıllar geçmiş, adam ölmedikçe oğlunun sözüne tamam deme isteği yükselmiş. Yıllar sonunda tamam lan hadi demiş, bugün de kadir gecesi hem camiye giderek başlıyorum sözünü de basmış sonrasına. Her şey de dört dörtlük devam: Camiye girerken Sa, Oturup vaaz dinleme, kafada takke.. ezan okunmuş sonra da İmam başlamış yatsı, devam etmiş teravih.. adam alışkın olmadığından sıkılmış, teravih de bitince "oh" diye sevinirkennn, imam demiş tesbih var, bizim adam "tamam dört rekat bir şeymiş zaten" diyerek eh püh oflayarak demiş kılayım. En son dört rekât uzadıkça adamın takâti kalmamış, namaz bittiği gibi "bu bilmemneettiğimin imamı, bana inadına yaptı di mi bunu" demiş. -daha cenazem gelir bu camiye ben gelmem- diyerek de kaçmış.
Ben de acı gülümsememle kalktım kaçtım (Bu camide imamından cemaatine normal insan yok, olamaz)
Genelde bir daha gorusmeyeceginiz kişidir. Dönem 1 de tanışma zamanında konuştuğun kişilerin %90 ı ile bir daha fakültede sohbet etmek imkansıza yakındır.
anne ve babanın yaptığı, travma yaratmayan hataların affedilebilirliğidir. yaşım onların evlendiği veya anne-baba oldukları yaşa yaklaştıkça fark ediyorum ki çoğu zaman kalplerinde iyi niyetle hareket etmiş, yaşlarından ve tecrübesizliklerinden dolayı sonucu göremeseler de, en iyisi olsun diye çabalamışlardır. onların sahip olamadıklarının eksikliğini çekmemem için uğraşmışlar, yapabildiklerinin en iyisini yapmışlardır. iyisiyle kötüsüyle benliğimde onların izi mevcuttur ve en nihayetinde yirmilerinin sonu/otuzlarının başında olan iki gençten de mükemmel iş çıkarmalarını beklemek absürddür.
Çoğunlukla güneşli olan bir bölgede Kendime ait bir ada, adada büyük bir ev, sınırsız kitap-film-müzik, Arada değişiklik amacıyla farklı yerlere gidebilmem için de bir uçak pisti ve uçak.
Sanırım benim için bu gezegende bir insanın ulaşabileceği en üst seviye yaşam şekli bu:) o yüzden tüm bunlara sahip olabilecek veya belki de sahip olan ama hala hırsla çalışan insanları görünce çok şaşırıyorum. Ben olsam uçağımla ömrüm ve sağlığım izin verdiği sürece dünyayı gezer bunun haricinde de her daim yaz mevsimini yaşayan adamın keyfini sürerdim :)
Sanırım benim için bu gezegende bir insanın ulaşabileceği en üst seviye yaşam şekli bu:) o yüzden tüm bunlara sahip olabilecek veya belki de sahip olan ama hala hırsla çalışan insanları görünce çok şaşırıyorum. Ben olsam uçağımla ömrüm ve sağlığım izin verdiği sürece dünyayı gezer bunun haricinde de her daim yaz mevsimini yaşayan adamın keyfini sürerdim :)
yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
Paylaşılmasının tamamen etiğe aykırı olduğunu düşündüğüm dizidir. Bir doktorun hastasının mahremini bu şekilde seksen milyona açması yanlıştır. Tedavisi devam eden psikiyatri hastalarında güvensizliğe neden olabilir. Ayrıca hikayelerin sahipleri ve sahiplerinin yakınları diziyi izledikleri zaman geçmiş rahatsızlıkları tekrar açığa çıkabilir.
sezer
bir gün buraya entry girebilecek kadar farma bilgimin olmasını dilediğim başlık.
evrene not:bu bir farma uzmanlığı manifesti değildir. pediatri seçeceğim ben, karışma.
evrene not:bu bir farma uzmanlığı manifesti değildir. pediatri seçeceğim ben, karışma.
eskiden çok çekinirdim ama yine de lafımı esirgemez konuşurdum, şimdi o kadar halim yok ki ağzımı bile açmıyorum çünkü bazı insanlar onlara laf anlatıp kendimi yormama hiç değmiyor
Gazi yine şaşırtmıyor
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
