sınır

schlimazl
sınırları ne zaman aşarsak kazaya sebep oluruz. trafikte akan yoldan insan ilişkilerine,dilinden çıkandan aklından geçene kadar her şeyin bir sınırı var. belli sınırlar içinde yaşıyor,ölünce sınırları belirli mezarlarda yok olurken bilmemiz gereken belki de en önemli şey,hayatın sana sunduğu ve senin kendine çizdiğin sınırlar.

sınır

karedeki kedi
Bazı şeylerin bazı sınırları olmalı. Bazı konular söz konusu olduğunda o çizgi geçilmemeli. Bazı meseleler mevzu bahis olduğunda ciddiyet korunmalı. Her şeyin mizahı olmaz. Bu sadece bir din, bir ırk mevzusu değil. Bu her din, her ırk için geçerli. İnsanların kutsalları ile dalga geçip kendinize saygı gösterilmesini bekleyemezsiniz! Mizahı olacak tonlarca şey varken böyle değerli konular alet edilmemeli! Bugün İslamiyet'e yapılan kötü muamele yarın öbür gün başka bir dine de yapılır. Başka bir gün bir ırk olur bu. "Mizah" kelimesinin arkasına saklanamazsınız. Saygısızlık hiçbir alanda kabul edilemez!
4

sivas katliamı

gri
Dün gece Leman dergisinin önünde yaşanan olaylardan da anlaşılıyor ki 32 yılda hiçbir ilerleme kaydedilememiş. Ülkenin iq düzeyi hâlâ 85'ten yukarı değil. Hâlâ okuduğunu anlama ve yorumlama, insanların kendisinden farklı düşünüp farklı yaşayabileceği gibi çok temel ve basit şeyleri bir türlü akılları almıyor. Kendileri başka insanları ve onların kutsallarını lanetler, küfürler edip iş yerlerini yağmalayabilir, işkence ile gözaltına alıp istedikleri kadar hakaret edebilirler. Ama aynısı asla onlara yapıl(a)maz.

Her yıl yüzlerce kadın ve çocuk tecavüze uğruyor/ öldürülüyor. 1 tane suçlunun kapısına böyle yüzlerce insan yığılmaz. Her yıl yüzlerce dönüm arazi yanıyor ve üzerine otel dikiliyor, ne hikmetse hepsi de deniz kenarı. Hiç müsebbibler bulunup para cezası bile kesilmez (güya 123 tane sigara izmariti sebep olmuş yangınlara). Depremin üzerinden 2.5 yıl geçti, hâlâ hiçbir müteahhit bırak yakalanmayı, ceza bile almadı. Her sene yüzlerce sağlık çalışanı şiddet görüyor, hep sadece olay kınanıyor. 70 yaşında adamlar inşaattan düşüyor ve 10-15 yaşında çocuklar sanayide kafası sıkışarak, eli kolu koparak can veriyor. Her yıl binlerce insanımız yok yere ölüyor ve kimse ama hiçkimse ceza almıyor, bırak işkence görerek ters kelepçe yakalanmayı.

32 yıl ve 0 ilerleme, oldukça ilginç. Yurtdışına gitsem ve bu cehennem çukurundan bir an önce kurtulsam mı diye ciddi ciddi düşünüyorum artık. Çünkü ben öylesine bir günde öylesine ölmekten korkuyorum.

büyümek

concretusincorde
Çocukken haziran ayı dondurma ayıydı benim için ve ailemin izin verdiği ilk vakitte evden büyük bir heyecanla bakkala gider o en sevdiğim dondurmayı yerdim. İlk tadımda anlardım ki artık benim için yaz gelmişti. Dondurma demek yaz demekti, yıl boyu gösterdiğim sabrın hediyesiydi. Büyümek ise her mevsim ve izinsiz dondurma yiyebilmekmiş ve çok da büyük bir meziyet değilmiş. Şimdilerde o eski dondurmaların tadını alamıyorum ve dondurmayı özlemeyi özlüyorum. Ya gerçekten büyüdüm ya da dondurmalar kötü, bilmiyorum… Ama anlıyorum ki çocukluk sabretmekse yetişkinlik acele etmek demekmiş. Acele ettikçe koşuyoruz, koştukça daha hızlı büyüyoruz ve bir şeyler elde edebilsek de farkına varamıyoruz, hayattan tat alamıyoruz. Keşke diyorum hep çocuk mu kalsaydık ?

d2 finali

von
KORKUNÇ. Tek kelimeyle korkunç. Ömrümden 10 yıl götürdüğüne dair inancım yüksek sevgili yazarlar😭
Bu arada tüm d2 lerimize sınavda başarılaaar💫 Attıklarımız tutsun inşallah🙏🏻

babalar günü

gri
Olmasaydı anadolunun ücra bir köşesinde okul yüzü görmeden 14 yaşında evlendirilirdim. Bir kere yüzmemiş, bir kere tiyatro izlememiş, bir kere sokakta istediğim gibi giyinip istediğim gibi yürümemiş olurdum. Tarla sürme ve çocuk büyütmekten başka meslek bilmezdim. Hatta okuma yazma bilmezdim. Tevfik Fikreti kendim okuyamazdım, hatta belki de etrafımda okuyabilen bir kişi bile olmazdı.

Bir hayata sahip olamazdım. Sen olmasan ben bugün bile bu hayatımın yakınından geçemezdim. Ben kurduğun cumhuriyetin kızıyım. Bugün pakistandaki, afganistandaki gibi örgütlerin elinde satılıp tecavüz edilip öldürülmüyorsam; irandaki gibi şarkı söylediğim için rejim tarafından kaçırılıp taciz edilip idam edilmiyorsam bu yalnız senin kurduğun cumhuriyet sayesinde baba.

Sen gideli yıllar oldu ama ben sırtımı hâlâ sana yaslıyorum. Babalar günün kutlu olsun ❤️

bir hikaye bırak

berceste
Çok uzun yıllar önce, iki kır çiçeği birbirlerine aşık olmuşlar. Bu çiçeklerden biri sevgilisini o kadar çok seviyormuş ki, baharda açtıklarında, her yeri donatan diğer çiçeklerden onu kıskanıyormuş. Bu kıskançlığa daha fazla dayanamayan çiçek, baharda açıp kalabalığın içinde kaybolmak yerine, kışın dondurucu soğuğunda açarak canından çok sevdiği sevgilisini daha çok görmeyi hayal etmiş. Sevgilisine, “Biz, diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım. Kışın ortasında, herkesin soğuktan kaçtığı karlı günlerde açalım ki, bütün doğa bize ait olsun, bir ömür birlikte olalım,” demiş.

Diğer çiçek de sevgilisinin bu fikrini çok beğenmiş ve bir dahaki sefere hiç kimsenin açmaya cesaret edemediği dondurucu soğukta açmaya karar vermişler. Çiçeklerden biri açmak için kışın gelmesini ve karın yağmasını beklerken, diğeri dayanamamış ve o yaz açmış. Bekleyen çiçek, sabırsızlık ve özlemle, karın bir yorgan gibi kapladığı toprağı delerek açmış gözlerini dünyaya ve her yerde o güzel sevgilisini aramış. Kışın ortasında, hiçbir çiçeğin açmaya cesaret edemeyeceği bir ortamda, aşkı ile baş başa kalabilmek ve ona sevgisini gösterebilmek için beklemiş, beklemiş, beklemiş…
Bir süre sonra ümidini yitiren çiçek, yaşadığı hayal kırıklığından dolayı boynunu eğmiş ve soğuğa daha fazla dayanamayarak ölmüş. O gün bugündür, karda açan ve sevgilisini bekleyen çiçeğe "Kardelen", sevgilisine sadık kalmayıp onu yarı yolda bırakan çiçeğe ise "Hercai" denmiş.

yalnızlıktan kısalmış hikayeler

schlimazl
Uzunca bir holün en ücra köşesindeki odada kalırdı. Gözlerindeki ıslaklık uykusunu bölen gönül ağrısına eşlik ediyordu adeta. Ruhunun acısını bedeninin yorgunluğuna saklamaya çalıştı. Yürüdü,kilometreler aştı. Sokaklar dostu oldu kaldırımlar sırdaşı.
Tercih etmediği yalnızlığından geldi,acısından kısaldı hikayesi.

şiir gazide

berceste
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma

çalıkuşu

berceste
“Bu kız insan olamaz ancak Çalıkuşu olmalı.” Ağaç dallarından inmez, ayakları hiç yere basmazdı. Çok konuşur ama bir şey anlatmazdı. Her ne kadar ehlileştirmek istesen de kendi aklı hep ağır basardı. Karış karış gezdi ülkenin her bir yanını, kendini bir yere sığdıramadı ama Kamuran'da tutuklu kaldı…

abi

karedeki kedi
Her zaman sizin destekçiniz olduğunuzu bildiğiniz kişi. Sizi belki sizden bile daha iyi tanır. Ses tonunuzdan üzgün veya mutlu olduğunuzu anlar. Yapmaya cesaret edemediğiniz ne varsa sizi cesaretlendirir. Ankara'ya ilk geldiğimde beni o getirmişti ve onunla yaptığımız uzun sohbeti hiç unutmam. Ağlamama dayanamaz ve nazım ona geçiyor sanırım. Babam benim için arkamdaki dağ ise o da gölgesinde dinleneceğim bir ağaç gibi. Ha tabi tüm bunlardan daha da önemlisi geri ödemesi olmayan bankam! ;)

aramak

concretusincorde
Tüm arayışlar tek bir varışa çıkar: aslını bulmak. Lâkin bu asıl belki birindedir, belki bir yerdedir ya da tüm mekânların ötesindedir; bilinmez… bilinen tek şey insanın aslını bulmadan hiçbir yere tam olarak varamayacağıdır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol