elegantmoon

(bkz: harvey specter)
Sayın yazarlar, harvey ehem ehem Harvey ne öyle yahu. Betimleyemedim adamı. Karizması değil ki olay sadece. Bir fotoğrafçı bakış açısıyla bakıyorum: ben o adamın gece gündüz fotoğrafını çeksem sıkılmazdım. Ah be harvey specter!

Hayvanları üzmeyin dostlar. Sevilmek istiyorlar, uyuyorlar, yemek yiyorlar, sevilmek istiyorlar. Başka bir dertleri yok. Üzmeyin:(

Sayın yazarlar size karşı yapılan hangi oversharingi hatırlıyorsunuz? Herkes kendi derdinde, çok da takmayın kafaya boşverin:)

Başlığın başı sonu olmadığından biraz düşündüm hangi son sabah diye. Aklıma ölmeden önceki geçireceğim son sabah geldi. Devamında ise edeceğim son kahvaltı... Umarım sevgilinin yanında, rahat yatağımda, huzurlu bir manzarası olan penceremden bakarken olur bu son sabah. Kedim de yanımda olsun. Canım kedim.

Sizin mutlu olduğunuzu görünce eninde sonunda anne kişisi de mutlu olacağından zamanla ortadan kalkacak versustur. Siz kendinizi önceleyin. Annelerimiz sonradan kabullenir:)))

Havuzda çalışmayı içeren planlardır. Bir de kedimle sarılıp uyuyoruz. Başka bir planım yok.

"Kötü ilişki yaşamayanlar durumun rezilliğini bilmediği için yanlışlıkla kötü ilişkiyi yalnızlıkla yan yana koymuşlar" dedirten versustur. Dostlar kötü ilişki beyninizin dengesini bozar, feleğinizi şaşırtır. Kötü ilişki hayatınızı karartır; işinizi gücünüzü, ailenizi, arkadaşlarınızı, maddi durumunuzu, hayallerinizi hepsini bozabilir. Partnerlerimiz en yakınımızda olan, tüm duvarlarımızı indirip en hassas noktarlarımızı gösterdiğimiz insanlardır. Bu insanın kötüsü, sizin hayatınızı cehenneme çevirebilir (bkz: my dog stepped on a bee). Kötü ilişkiyi ben en nefret ettiğim insanlara diliyorum sayın yazarlar, yalnızlıkla aynı kategoride olan bir durum değildir bence kesinlikle kötü ilişki. Saygılar:)

Arkadaşlar durumun vahameti, iğrençliği ve giden canımızın hepimizi ne kadar acıttığına dair daha fazla edecek bir lafım olmadığından çok ilginç başka bir noktaya parmak basmaya geldim. Rtük doktor ekrem karakaya'nın katledilişi ile alakalı yayın yasağı getirmiş. Umarım tüm ülke doktorsuz kalır da bir daha kimse artık bizden rahatsız olmaz. Okuduğumuz okul, aldığımız para, çalışma saatlerimiz, uzmanlığımız her biri ayrı ayrı rahatsız ediyor herkesi. İnsan canını iyileştiren bir mesleğin ödülü iyileştirenin kendi canı oluyor bu ülkede. Niyeyse halkın gözünde düşmanmışız gibi hissediyorum ben. Zihniyetlere ne oldu da ömründen, gençliğinden yıllarını insan iyileştirmek için feda eden bir canın katliamı yayın yasağı ile konuşulunamaz hale getirildi bilmiyorum. Doktor ekrem karakaya'nın tüm sevdiklerinin başı sağ olsun.

İdrak etmek ile eş anlamlı olarak kullanılabilir.
"Sınıfta kaldığım gerçeğini sonunda idrak ettim." Cümlesinde de görüldüğü gibi acı verici cümlelerin yüklemi olabilir. :')

Şu an okunmakta olan ezandır. Önümde final çıkmışı var. Zerre uykum yok. Bir istisna zaman hariç ne zaman sabah ezanını duysam hep bir durgun hissederim kendimi. Sessiz sokakların, karanlık gökyüzünün altında tüm ihtişamıyla okunan ezan dini inanç fark etmeksizin bu kültürde yaşadıysanız mutlaka anılara ya da düşüncelere sürüklüyor sizi.
O istisna anımda da şu gerçekleşmişti: mışıl mışıl uyuyorum, tıpfak daha hayatımın bir gerçeği değil:))) rüyamda rahmetli babaannemi görmemin üstüne tam ezan okunurken açmıştım gözlerimi. Dindar bir kadındı Muazzez Hanım, kalkardı her sabah namaza. Bir durgunlukla karışık hüzün kaplamıştı beni. Babaannem öleli 6-7 yıl oluyor. Başörtüsü hep çekmecemde. Güzel kadındı merhum.

Bütün yıl boyunca çırpındım. Yetmedi. Belki çok fazla yere bölündüm, ondan olmadı. Ocak ayına kadar bir işte çalıştım. Dönem 3 zor arkadaşlar, kaldıramadım bıraktım. İlk defa bir topluluğun başkanlığını yapma şerefine nail oldum. Acemilikle onda da zorlandım. Sevgilim olan beyefendi aütfte. Buluşmak, görüşmek, kokusunu içime çekmek her seferinde hayat verdi bana. Amma velakin onda da zorlandım. Aile ilişkilerim her zaman psikolojik ve fiziksel olarak yorar beni. Onda zaten hep zorlandım. Tamamına bakacak olursak başarısız bir yıldı benim için. Fiziksel yorgunluğun üstüne ruhum yorgun. 22 yaş bu kadar ağır geçmeli mi emin değilim. İçime işlemiş bir yorgunluk var. Bu kadar çaba bir de bir şeye ulaşamadığı için yorgunluğumun bir ödülünü de göremiyorum. Boşu boşuna çırpındım. boşu boşuna yorgunum.

Her yere yazıyorum buraya da yazayım, kardiyonun allah belasını versin. Farmasının daha çok versin.

Bütten geçemeyeceğim sayın yazarlar. Biliyorum yani geçemeyeceğimi. Yavaş yavaş kabullendim. Bu durum sebebiyle hem bursumu, hem tüm sevdiğim ve aynı grupta olduğum çok değerli arkadaşlarımı kaybedeceğim. Sevgilim olan beyefendi de stajyer oluyor. Hem başarısız hem çulsuz hem de dostlarımsız kalacağım. Bir yandan korkuyorum, bir yandan da en azından önümüzdeki senem kolay geçecek diye seviniyorum. (Çoğu şeyi baya iyi biliyorum çünkü, dönem başında aldığım inanılmaz kötü notlar yüzünden bu hale geldim:)))) duygularım karışık. Hayırlısı olsun.

Dönem 3 ingilizce finalinden 52 kişi büte kaldığından (ben dahil ahahahha) sizleri de zorlamış olabilirler sayın yazarlar. Takmayın kafanıza bütte halledersiniz. Halledemezseniz de yapacak bir şey yok ben de muhtemelen geçemeyeceğim sınıfı. Dünyanın sonu değil, napalım kaderde dönem tekrarı varmış.
Edit: amfimiz 113 kişi:)

Ece hoca hazırlamıştı bizim yılımızda, yapılabilir soruyordu ece hoca:( geçmiş olsun sayın yazarlar.

kıtıpiyos
bayağı, düşük kaliteli anlamındaki yunan sahillerinden kopup gelmiş gibi duran kelime.

10 kilogram kedi mamasına 785 tl verdim.
bizim apartmanın giriş katındaki 2+1 evi 1.5 milyona sattıklarını öğrendim.
paranın değerinin resmen 24 saatte bile yüzdelik şekilde ifade edilebilecek kadar azaldığını gördüm.
geçen gün gram altın dört basamaklı oldu.
gütfsözlüğe d3 finali ve para kaybı sorunlarına ağlamak için geliyorum maalesef sanırım.

2019 yılında niye d3lere iki tane büt yapılmış diye sorasım geliyor, cevaptan korktuğum için soramıyorum.

Sayın yazarlar itiraf etmeliyim ki içimden bir ses çık patocu ol diyor. "Kaç tanesi doğrudur?" Soru kalıbıyla öğrencileri ağlatmak cazip geliyor. Patocu olacağım ben.

"Düğün masraflarını karşılamayı kabul ettiğin gün sayın x" cevabıyla öldürülmesi gereken terördür.

Sadece güzide fakültemiz sınırları içerisinde yaşanabilecek, nasıl gerçekleşebildiğine akıl sır erdirilemeyen olaylardır. İlkini hemen sizlere sunuyorum:
- arka arkaya senelerce sorulmuş bir komite sorusunun güncel yılda da sorulması ancak cevabının yanlış şıkka çevrilmesi

Bu olay mesela nasıl gerçekleşebiliyor? Nedeni belli olmayan ateşin nedenlerini saymak bu durumun etiyolojisini saymaktan daha mantıklı geliyor bana yahu. Nasıl yav nasıl? Biri bana bunu açıklasın hahahahahah:)

Narsisizmin cinsiyeti, yaşı, tipi olmadığını hatırlatan oyuncu kadın. Kadın şiddeti diye bir şey var arkadaşlar, unutmayalım:(

kedimi. yine çatıya çıkmış deli hayvan.

D3 final çıkmışını önüne alınca hissedilendir. Bir halt bilmeme sorunsalı yüze semsert çarpar. (bkz: dönem üç ağlama duvarı)

Bizim amfiden (d3 ingilizceden) bir kız bu dönem bırakmış okulu. Ben de yeni duydum. Açıkçası "yarısı bitti" ya da "kliniğe geçmişsin zaten" gibi ifadeler yanlış geliyor bana. Sevmeyen adam bu tıp serüveninin hiçbir kısmında sevmez çünkü. Bence bırakılacaksa tam zamanı. En azından yeni bşr başlangıç yapmak için geç kalınmamış olur. Uzmanlığı yaptıktan sonra mutsuz bir hekim olup hem hastaya hem kendimize hayatı dar etmektense gerçekten mutlu olunacak alternatifler bulunabilir belki. Hepimize mutlu meslek hayatları dilerim sayın yazarlar.

Buz gibi beyaz şaraptan başka şarap içemezdim. Artık kırmızıdan başka içemiyorum. Beyazı ağzıma süremiyorum. Nasıl oldu anlamadım.

Bir kulüp gezisi yapasımız vardı buraya, bayılırım ben beypazarı'na. Yazın yıldız çekimi yapmaya gideceğiz, samanyolu gözükmeye başladı artık. Beypazarı hem gastronomik zenginliğiyle hem de ışıksızlığıyla ziyaret edilebilecek bir yer.

D3 ingilizce öğrencisiyim arkadaşlar, yeni girdim sınava. Bize de tansiyon ve nasogastrik sonda sordular. Tansiyonda her şeyi tam yaptım ben yönergedeki. Hoca radial arterden nabız almadığım için bana laf soktu ahahahhahaha. Yönergede yazmıyor o yüzden almadım. Yönergede yazmıyor da diyemedim. Çok gergin bir ortamdı. İki uygulama arasında çan çalıyorlar, yer değiştiriyorsunuz. Belirli bir süreniz de var yani. Sayın shogun'un da dediği üzere, çok abartmadan yanlış yapılabilir. Ayrıca şunu gözlemledim. Soyadım g ile başladığından ben baya sonlardayım ingilizce grubunda. Hocalar o kadar sıkılmıştı ki bana gelene kadar. Yüzlerinden iritasyon seviyelerini anlayabildim yani. Sonlara doğru girmenin de öyle bir dezavantajı var. Benign hocalı mutlu sınavlar dilerim sözlük ahalisine.

D3 finali bir tren misali üstüme uçarak gelmektedir. Hayırlısı olsundur. Umarım ölmem. Ahahahahhahahahaha