daha ''sağlıklı'' bir ülke için artık yenilerine ihtiyaç duyduğumuz, türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu ve büyük türkiye'nin tohumlarını atmış öncü lider.
o, bu yolun azmettiricisini bizlere haykırarak aramızdan ayrıldı:
''muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asıl kanda mevcuttur!''
kat'edeceğimiz daha çok mesafe var.
her şey büyük türkiye için!
mustafa kemal atatürk
(bkz: #5761)
Kendisine sahip olduğum her şeyi, aldığım eğitimi, gelecekteki mesleğimi, özgürlüğümü, hayatımı, evimi, bastığım toprağın her bir tanesini borçlu olduğum lider; türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu.
Eğer bugün hâlâ bu ülke için bir şeyler yapmak istiyorsam, hâlâ bir umut varsa içimde bunda senin payın büyük, seni çok seviyorum.
umarım biz gençler senin yüzünü kara çıkarmayız, emanetine bize yakışır bir şekilde sahip çıkarız.
Eğer bugün hâlâ bu ülke için bir şeyler yapmak istiyorsam, hâlâ bir umut varsa içimde bunda senin payın büyük, seni çok seviyorum.
umarım biz gençler senin yüzünü kara çıkarmayız, emanetine bize yakışır bir şekilde sahip çıkarız.
bugün kendisiyle ilgili çok güzel bir anıyı öğrendim. Bu vesileyle bir bilinç tazelemiş olalım.
yakutistan..Rusya'nın kuzeydoğusunda bulunan federasyona bağlı bir Türk cumhuriyeti. Öyle ki çoğu kişinin bilmemesi gayet olağan. çünkü bu anıyı anlatan elçimiz bile Moskova'ya gittiğinde böyle bir bölgenin varlığından haberdar oluyor. Rusya'ya gidiyor ve oradaki yakut yetkililer bir an evvel Anıtkabir'i ziyaret etmeleri gerektiğini söylüyorlar. neden efendim bir sorun mu var.. bir sorun yok Atatürk'ün kütüphanesinde el yazması ve tek nüsha bir yakut Türkçesi lügat var onu görmek istiyoruz. elçi şaşkın derhal anıtkabir komutanını arıyor ve böyle bir eserin olup olmadığını soruyor.
komutan kütüphaneye baktırıyor ve evet böyle bir eser var hem de 12 koca cilt bir lügat. Hatta bir değil iki lügat var büyük olan 12 cilt küçük olan 3 veya 6 cilt. tamam diyorlar ve izin veriliyor heyet Anıtkabir'e gelip eseri görüyor. bu vakitten 2 sene kadar sonra aynı heyet tekrar Anıtkabir'e gelmek istiyor. Bu sefer noldu efendiler, sorun nedir. sorun yok fakat bizim o eserin fotokopisine ihtiyacımız var. Elçi Anıtkabir komutanına söylüyor. komutan esere ulaşıyor amaa..
-bu eseri veremeyiz efendim.
+Nedenmiş o ?
- 12 ciltlik bu eserin her sayfasında gazi Paşa'nın el yazısıyla alınmış notlar var. Bu eserin fotokopiye girmesi demek kendisine saygısızlık olur..
1920'lerden bahsediyoruz sayın yazarlar. kendisinden 10 yıllar sonra dahi elçimiz yakutistan adında bir bölgenin olduğunu bilmezken, kütüphanesinde yakut türkçesiyle yazılmış bir lügatın olduğu bilinmezken o daha o yıllarda bu dili öğrenmiş, 12 cilt dile kolay 12 koca cilt lügat okumuş ve çıkarımlarda bulunup not almış her sayfaya.. bu gibi bilinç tazelemeler bize sık sık lazım oluyor. Bazen kimi, hangi devleti, hangi ataları devam ettirdiğimizi ve temsil ettiğimizi unutuyoruz.
edit: üstelik o kadar uzak mesafeden, harp zamanında bu kadar soğuk ve ulaşım sıkıntısının olduğu bir memleketten bu eseri getirtmesi ya da ulaşması ayrı bir çaba.
yakutistan..Rusya'nın kuzeydoğusunda bulunan federasyona bağlı bir Türk cumhuriyeti. Öyle ki çoğu kişinin bilmemesi gayet olağan. çünkü bu anıyı anlatan elçimiz bile Moskova'ya gittiğinde böyle bir bölgenin varlığından haberdar oluyor. Rusya'ya gidiyor ve oradaki yakut yetkililer bir an evvel Anıtkabir'i ziyaret etmeleri gerektiğini söylüyorlar. neden efendim bir sorun mu var.. bir sorun yok Atatürk'ün kütüphanesinde el yazması ve tek nüsha bir yakut Türkçesi lügat var onu görmek istiyoruz. elçi şaşkın derhal anıtkabir komutanını arıyor ve böyle bir eserin olup olmadığını soruyor.
komutan kütüphaneye baktırıyor ve evet böyle bir eser var hem de 12 koca cilt bir lügat. Hatta bir değil iki lügat var büyük olan 12 cilt küçük olan 3 veya 6 cilt. tamam diyorlar ve izin veriliyor heyet Anıtkabir'e gelip eseri görüyor. bu vakitten 2 sene kadar sonra aynı heyet tekrar Anıtkabir'e gelmek istiyor. Bu sefer noldu efendiler, sorun nedir. sorun yok fakat bizim o eserin fotokopisine ihtiyacımız var. Elçi Anıtkabir komutanına söylüyor. komutan esere ulaşıyor amaa..
-bu eseri veremeyiz efendim.
+Nedenmiş o ?
- 12 ciltlik bu eserin her sayfasında gazi Paşa'nın el yazısıyla alınmış notlar var. Bu eserin fotokopiye girmesi demek kendisine saygısızlık olur..
1920'lerden bahsediyoruz sayın yazarlar. kendisinden 10 yıllar sonra dahi elçimiz yakutistan adında bir bölgenin olduğunu bilmezken, kütüphanesinde yakut türkçesiyle yazılmış bir lügatın olduğu bilinmezken o daha o yıllarda bu dili öğrenmiş, 12 cilt dile kolay 12 koca cilt lügat okumuş ve çıkarımlarda bulunup not almış her sayfaya.. bu gibi bilinç tazelemeler bize sık sık lazım oluyor. Bazen kimi, hangi devleti, hangi ataları devam ettirdiğimizi ve temsil ettiğimizi unutuyoruz.
edit: üstelik o kadar uzak mesafeden, harp zamanında bu kadar soğuk ve ulaşım sıkıntısının olduğu bir memleketten bu eseri getirtmesi ya da ulaşması ayrı bir çaba.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?