Nişaburlu Fars bir şair.
Eskiler onu ya ermiş bir din adamı ya da keyif adamı olarak görmüş ve göstermişler. Aslında hangi rubailerin kendisine ait olduğu, ne kadar doğru aktarıldığı tam olarak bilinmemektedir.
Dörtlüklerinde -rubai- sık sık şarap sevgisinden söz eder. Şarap sevgisi yüzünden ona söylenenlere şöyle cevap verir:
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
Çoğumuzun bildiği şu şarkının onun dörtlüklerinden olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım:
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
-
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aynı zamanda günümüzün popüler müzik gruplarından biri olan Dolu kadehi ters tut'un ismi de buradan gelmekte imiş:
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın' ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
hayyam
"gelmezdim dünyaya, elimde olsaydı.
gider miydim dünyadan, elimde olsaydı?"
asırlar önce de birilerinin derdi benimkiyle aynıymış.
gider miydim dünyadan, elimde olsaydı?"
asırlar önce de birilerinin derdi benimkiyle aynıymış.
"dolu kadehi ters tut" hayyam dizelerindendir:
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın' ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın' ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?