Pizzaya değer veriririm ben. Tadı güzel bir şey ve enerji veriyor. Ama pizzaya bağlanmam ben çünkü bağlanırsam yiyemem. Pizzaya değer verip bağlanmamak lazım
Köpekleri de severim ben. Havlıyorlar ama kuyruk da sallıyorlar. Bir de sadıklar. Kedi gibi nankörlük de etmezler hem. Ama köpeğe de bağlanmam ben. yaşam süresi insanlardan kısa. Dünya hali kimin önce öleceğini nerden bileceksin diye öğüt vermeyin çünkü benim can'ımın kendince kuralları var. Can'ım demişken
Can'ıma da değer veririm ben. O olmazsa yaşayabilir miyim.. olmaz tabi yaşayamam. Değer vermek lazım. Ama canıma da bağlanamam ben. Kendim diye demiyorum ama İstek ve arzuları bitmeyen bencil bir şey. Hatta Aramızda kalsın bence siz de bağlanmayın can'ınıza. Sonuçta sahibinden emanet
insanlara da değer veririm ben. Sinirlileri ve somurtanları değil tabi. Bir de ciddi olanları var, bir de pireyi deve yapanlar ve yüze gülen ama arkadan parmak sallıyanlar ve ah dedikoducular her yerdeler.. ama insanların öyle mükemmelleri de var ki... Kusurlarıyla mükemmel masum ve temiz olanlar.. Hatta o mükemmellerden birini anlatayım size:
Ben küçükken sünnet olacaktım yedi yaş civarı. Komşumuz vardı muhlis nine. Hemen patika yoldan evine gidilirdi otuz kırk adım. Yalnız yaşardı evinde. Annemle bayramlarda ziyaretine gittiğimizde şeker verirdi bana. şölen marka şekerin kaliteli olduğunu bu sayede öğrenmiştim. Ve ne yazık ki Sünnet törenine yakın muhlis ninem vefat etti. Annem sabah bizi kalkın muhlis nineniz vefat etti diye uyandırdı. Böyle tavana bakalmıştım. Söylenmez birine böyle bir haber ve biri, küçük bir çocuksa yanında bahsedilmez bile. Ama annem işte n'yaparsın... Benim sünnetim öylece oldu havai fişek atılacaktı ama atılmadı cenaze dolayısıyla. Sünnet olduktan bir süre sonra muhlis ninemin kızı bize bir zarf getirdi. Muhlis ninem meğer vefat etmeden önce bizim sünnetimiz için kenara bahşiş ayırtmış. Onun zarfıymış o. Kızı bulduğu gibi bize getirmiş. yastığının altına hazırlamış bırakmış.. Muhlis ninem işte, olmak istediklerimden. Allah rahmet eylesin
Öyle işte, mükemmel ve iyi olanlar da olsa maalesef ki ben insanlara da bağlanamam. Benden erken ölecek diye değil evvela. Lakin beşer şaşar. Zaman değiştirir onu veya belki ben değişirim. Temiz olan saf olan veya iyi olan hep öyle kalamaz kalacak da değil. Güven bir kere giderse hayal kırıklığı doğurursa artık çok zor. İnsanlara da değer verilmeli ama bağlanılmamalı
ama ve lakin
değişir dediğim insana değer verebilirken, bana hediye ettiği onu anımsatan bir nesneye bağlanabilirim ben. en mutlu anımı anımsatan bir eşyaya bağlanabilirim ben. Benimle birlikte yaşadığım iyi-kötü sürece şahit olmuş kalemime yine bağlanabilirim ben. Dedemden kalan tesbih'e de bağlanabilirim, her gün giydiğim kıyafete de bağlanabilirim, ders çalıştığım masaya da bağlanabilirim, babamın aldığı saate de bağlanabilirim. Bağlanabilirim ve bağlanabilirim... Manevi değeri olan her nesneye güvenebilirim. Onlar beni ne incitebilir ne de bana zarar verebilir. Öylece ve sadece beklerler ve dururlar
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?