Daima oyun kurucu bir elin, uğruna çaba harcanan hedefler yahut hedefsiz de olsa feragat edilen bazı istekler doğrultusunda bize kısmi imtiyazlar geçeceğine inandım durdum. Halen daha bu inancın koruna sahibim diyebilirim. Ne bileyim yeraltından uzak duranlar; ışıltılı takdir vitrininde kendisine en ön sıradan yer bulacak. Sokağın çocukları kuralsız yerlerin efendileri olacak gibi yasalar yazılı olmayan yasalar vardır bence. Ama nedendir bilmem hukukun başıbozuk kişilerin istilasında olmasından mütevellit herhalde bu yasalar benim yaşamımda ters uygulanıyor sanırım. Vitrinden fazla kusurlu veya daha doğrusu demode gibi söz ediyor mavi yakalar. Mavi yaka yerine alt tabaka derdim eğer ki geçen hafta konuşsaydım kendimle. Ama mavi yaka nedir ve keşke neden olmasaymış öğrendim bu hafta artık ve dağarcığıma yerleşti mazur görün beni o yüzden.
Fiyakalı liseli anlam arayışlarının henüz haberdar olmadığı zamanlarda pek yakın değildim tabi onunla. Başıboş değersiz bir tanıdık belki yaramazlıklarını etrafımda yapmasından olumlu etkilendiğim bir serseri. Tarık içten içe yaşanmamışlıklarımı yaşayan yok hatta yaşanmamışlıklarımı yaşamaya çalışan. Çünkü bu bir film değil esasında ve tabi bir kitap da değil. O yüzden yaşanmamışlıkları yaşayan, bir sünepe bir fırlama sıkı dostlar yok bu mahallede. Yaşanmamışlıklarımı kendi cesareti ve ruh hali el verdiğince inat edip kovalayan diyelim. Sadece benim değil tüm sünepelerin belki de yaşanmamışlıkları bunlar
Bu anlam arayışları, normal bir liseliye; fazlaca popüler kültüre batmak, özenti, sıra dışı bir aile yahut idealist bir çevre tarafından gayet olağan bir şekilde rastlayabilir. Bu rastlantının hakikisi kurtuluşun yol haritası olarak görülebilir en azından brenim açımdan öyle. Ama benimkisi pek suniydi dolayısıyla ben bu genellemenin dışında kalıyorum ya da izleyicisi olabilirim. Ki bu dışında kalmamdan daha kötü bir senaryo çünkü az buçuk farkındayım olayın ama kozayı yırtacak ne mecalim ne de cesaretim var. Her yerde karşıma çıkan konformist gen kodlarım en olmadık aynı zamanda da bunu hayatın merkezi kabul edersek en olduk yerden yakalamış beni. Burada asıl sorun olan sünepelik uykusundan utanıyor ve ara sıra fırça vurduğu resmi ele alıyor. Bir elin parmakları kadar kitap okuyan her cahilin yaptığı gibi belki de doğru bir seçimdir, hamur atılan kişisel gelişim kitaplarının satır aralarında beliren her şeyin temeli olduğundan dem vurulan o çocukluk yılları galiba gerçekten de her şeyin temeli gibi. Uzun yıllar karşılaşılan anlamsız telkinler ve anksiyete lobisi ebeveynler her şeyin temeli olan sünepelik ve cesurluk arasındaki tarifte epey bir paya sahipler o yüzdendir ki benim yasalarım ya vitrin içinsindir ya sokak ikisi bir benim hamuruma biraz katı kaçıyor diyelim.
Bazı temiz kalpli insanların umut ettiği oyun kurucu el maalesef müdahaleler dışı daha çok tavsiye veren bir psikolog ya da daha kötüsü tavsiye bile vermeyen dinleyen bir psikolog gibi işin aslı. Umut edilen bel bağlanan hiçbir insanın tamamıyla yoldaş olmadığı, toz tanesi kadar dertlerin bile artık işin içinde çıkılmaz derecede bunalttığı hallerde dahi maalesef yalnızlığın senfonisi usul usul çalıyor olacak ne mutlu ki kapalı gişe oynayacak. Kati şekilde emin olunan yanlışlar bir döngü, ölümüne arzulanan doğrular bir hülya olacak da o ateş hiç yanmayacak kor kalacak. olmamışlık yada ne bileyim sürekli paçamdan asılan eziklik psikolojisi he..
olmamışlık
Çocukluktan itibaren hayal ettiğiniz, hayatınızı adadığınız, işte bu benim yaşam amacım dediğiniz şeyleri sizin elinizde olmayan sebeplerden dolayı gerçekleştiremeyip tozlu raflara kaldırdığınızda ruhunuzu bedeninizden ayıran his.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?