İngilizce'yi de, türkçe'ye yakın bir hakimiyetle kullanıyorum, ana dil seviyesinde bir ingilizcem var. ancak ne olursa olsun ana dilim değil. bazen gerçeklerin ağırlığından kaçmak için söyleyeceğim şeyleri ingilizce söylüyorum. türkçe duymazsam kalbime o kadar etkimiyor, ağırlığı altında ezilmiyorum çünkü. "i screwed up" demek " her şeyi batırdım, mahvettim" demekten daha kolay benim için. bir gerçeklerden kaçış mekanizması olarak dil değiştiriyorum yani işin 'türkçesi'.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?