dönem gruplarında nasıl davranmalıyız

inthebleakmidwinter
Bu mezkur gruplarda benim gördüğüm 3 profil insan var: duyarcı tayfa, nesnel tayfa ve apolitikler.

İlk gruptakiler herkesi kendi gibi sanan ve değilse bile kendi gibi olması gerektiğini düşünen, her konuda bir zikri (fikir zaten ne gezer) olan, kendi cümle kurmaktan acizse bir başkasını artılayarak var olan gereksiz, lüzumsuz bir ekip. Bunlar tatlı sularda yaşarlar ve su bulanınca üremeyi iyi becerirler.

İkinci gruptakiler sayıca azdır ve en belirgin özellikleri bireysel konuşmalarıdır. Bunları bir grup eşliğinde konuşurken pek görmezsiniz, diyeceğini der ve susar.

Ve üçüncüler ki en büyük çoğunluktur. Bu arkadaşların ana akım dünya görüşü “buraya tıp okumaya geldik, dersle okulla ilgili bir şey varsa konuşalım, yoksa ortamı meşgul etmeyelim.” Kabilinden olduğundan en iyi ihtimalle baya iyi hekim olacak bir ekiptir. Fazlasını beklemek olmayacak beklentiye girer, sükut-u hayal ile neticelenir. Bu tayfa dönem gruplarında yaşanan tartışmalarda her zaman mağdurun yanındadır ve herhangi bir kimseyle düşman olmaktan kaçınırlar.

Gruplardaki saygı sevgi çerçevesine gelince ne yazık ki sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Şahsen her zaman nazik bir üslubu savunuyor olsam da bazılarına karşı kesinlikle sert olunmalıdır, polemiğe girilmelidir. Tabi çoğunlukla başarılı bir polemik yaşanma ihtimali düşük olduğundan en makul çözüm dalga geçip işimize devam etmektir. Başkasına sert davranan, sürekli duyar kasan ya da birilerini ve/veya bir düşünceyi linç etmekten zevk alan kim varsa aynı muameleye layıktır.

Bu gruplarda birlik olmak, güzel yapılan bir işi (kim yapmış olursa olsun) takdir etmek, yanlış bir hareket karşısında (kim yaparsa yapsın) yine hep birlikte karşı gelmek, yarın bir gün meslektaş olacağımız insanlarla ideal samimiyeti yakalayabiliyor olmak ve gruplarda gerektiğinde hoş sohbet gerektiğinde ciddiyeti muhafaza edebilmek olabilecek en ideal durum iken ne yazık ki kimse kusura bakmasın bu konjektürde bu imkansızdır.

Biz yine ne olursa olsun bu ideal uğruna mücadele etmeye devam edeceğiz, etmeliyiz. Daha samimi bir okul görebilmek dileğiyle.
ruhsuz ruhsuz
Efendim d1 gruplarında birbirimzin yüzünü bile görmemişken çıkan polemiklerde üslup korunamadı.
Ve ne tesadüftür ki benim gibi zayıf entelektüel karaktere sahip birinin dahi okumalar yapmış olduğu,yaşamını ona göre kanalize etmeye çalıştığı konular üzerinde oldu tartışmalar. Elbette ki seviyeli üslup kullanan kimseler oldu ancak genel olarak taraflar resmen saldırganlaştı.
Of aman herkesin hali kendine diyip tek kelime dahi yazmadım. Apolitik değilim ama mecalim yoktu laf anlatmaya. Çünkü konuşmaya başlarsam taraflıktan ziyade haklılık haksızlık veyahut artılar,eksilerden oluşan bir değerlendirme yapacaktım gücüm yettiğinde. Ve zihinlerinde ayırdıkları iki taraftan da olmayıp sınıflandırılamayacaktım. Ve çok iyi biliyorum ki sınıflandırılmamış her şey yafta yemiş olanlardan daha tehlikelidir. Anlayacağınız cesaret edemedim bir şeyler yazmaya. Ve hep diyorum sözlüğü sevişim tam da bu yüzden. Bizler artık sallama yeşil çayın dışına çıkan şeyler de yazıyoruz buraya. Kimse de kimseyi "recm(bilerek yazıyorum)"etmedi burada. Kusuruma bakmayın bir yorumdan fazlası oldu:)
inthebleakmidwinter inthebleakmidwinter
Estağfirullah çok iyi özetlemişsiniz. Önemli olanın düşünce olduğu, kişinin ön plana alınmadığı her yer bizim gibiler için daima en iyi platformlar olacak.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol