duyduğunuzda sinirinizi bozan cümleler

limon
Çok ciddiye alıyorsun, fazla ciddi birisin ... Evett ciddiye alıyorum hem de çok ciddiye alıyorum çünkü öyle olması gerekiyor. Bazen şaka amaçlı söylenen bir söz karşı taraf için çok şey anlam ifade ediyor. Bazen senin için çok önemsiz, sıradan bir hareket başka birinin unutamayacağı bir anı haline geliyor. Senin için değersiz olan bir jest, mimik, söz, iş, düşünce, davranış, olay, olgu ne bileyim herhangi bir şey bir başkası için çok daha farklı anlamlar içerebiliyor onun için ciddiye alıyorum hayatı. Kendim için, onun için, sabah günaydın dediğim hiç tanımadığım teyze için, koştur koştur derse yetişmeye çalışan kafa ile selamlaştığımız lise öğrencisi için, hastane önünde kısa bir sohbet ettiğimiz abla için ya da herhangi bir sebepten gülümseyen ve benim de yüzümde tebessüme sebep olan amca için kısaca ciddi bir insanım ben. Gezerken ciddiye alırım gerçekten gezip, görmeye çalışırım. Eğlenirken gerçekten eğlenmeye çalışırım. Yazarken, okurken, izlerken hatta bazen tam anlamıyla hayatı boş verip inzivaya çekildiğim de bile ciddi anlamda çekilirim. Hem ne demiş usta şair Nazım Hikmet ;

Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi meselâ,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
Hem de o derecede, öylesine ki,
Meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
Yahut kocaman gözlüklerin,
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
Insanlar için ölebileceksin,
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yani ağır bastığından.
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
Yani, artık o beyaz masadan hiç kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
Biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
Hava yağmurlu mu diye bakacağız pencereden,
Yahut da yine sabırsızlıkla bekleyeceğiz
En son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
Diyelim ki, cephedeyiz.
Orda daha ilk hücumda, daha o gün
Yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
Fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
Belki de yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki, hapisteyiz,
Yaşımız da elliye yakın,
Daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Biz yine de dışarıyla beraber yaşayacağız,
Insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgârıyla
Yani, duvarın arkasındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerde olursak olalım
Hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
Bu dünya soğuyacak,
Yıldızların arasında bir yıldız,
Hem de en ufacıklarından,
Mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
Bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
Hattâ ölü bir bulut
Yahut bir buz yığını gibi de değil,
Boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
Zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden acısı çekilecek bunun,
Duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
lavinia lavinia
Sayın limon çok guzel yazi da aradak br leri bırrrrr diye okumaktan odaklanamadim beni bi gülme aldi fhdndnd
limon limon
:)) düzelttim sayın lavinia teşekkür ederim
lavinia lavinia
Ama sayın limon duzelttiniz komikligi gitti neyse sayın yazarcimlar ben açıklayayım. Satırlar arasinda br yaziyordu fhshdjskfjsjfk ben de her satir arasinda bırrr diye okudugumdan komik geldiydi
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol