the lost daughter

ileleualatyr
Yönetmen koltuğunda maggie gyllenhaal'u gördüğümüz film. Senaryo da ona ait. Bir kitaptan uyarlanmış. Uyarlama senaryo yani. 78.Venedik Film Festivali'nde en iyi senaryo ödülü'nü kapmış.
İlk filmi olmasına rağmen çok iyi iş çıkarmış, kendisini tebrik ediyorum ve yeni filmlerini dört gözle bekliyorum.
Onun dışında dakota johnson'a oldukça şaşırdım çünkü kendisinin oyunculuğuna karşı bir ön yargım vardı fakat gerçekten başarılı buldum. Başroldeki olivia colman'a diyecek bir şeyim yok zaten, yine efsane performans sergilemiş olacak ki en iyi kadın oyuncu oscar'ına aday gösterildi. Ayrıca atlamayalım, jessie buckley de çok iyiydi gerçekten ki o da en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar'ına aday.
Filmin giriş sahnesi çok güzeldi, ileriki sahnelerde de sıkıldığım bir yer olmadı ve merak duygum hep taze kaldı. Filmi sanırım şu sahneyle özetleyebiliriz:
Nina, Leda'ya çocuksuz geçen üç senesinin nasıl olduğunu sorar ve Leda'nın cevabı “harikaydı.” Olur. Ayrıca bunu söylerken de gözleri dolar. Nedeni bence çocuklarını terk etme durumunun ona iyi geliyor olması. Toplumdaki “annelin kutsaldır.” “Her kadının içinde anne olma isteği vardır.” düşüncesinin aslında ne kadar hatalı olduğunu bu filmle daha iyi görebiliriz. Bazı kadınlar anne olmaya uygun değildir ve böyle kadınlar anne olmamalıdır. Çünkü hem kendisi için hem çocukları için sonu pek iyi olmuyor.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol