Zorunda olmadıkça cinayettir. Bir halkın tüm umutlarını söküp almak, kendine verilen yetkiyi kötüye kullanmaktır.
Şimdi iki ülke düşünelim: A ve B ülkesi olsun bunlar. İkisinde de demokratik bir seçim sonrası iki başkan seçildiğini düşünelim. Yani halk iki kişiye yetki vermiş oluyor. Şimdi a ülkesinin lideri sebepsiz, belki kendi hırsından belki gözünü bürüyen başka unsurlardan b ülkesine karşı saldırıya geçsin. A ülkesinin lideri için;
1.Halkın çoğunluğu ona oy vermiş olabilir ama ona oy vermeyenler de var.
2.Halkın çoğunluğu onu barış ortamını devam ettirsin diye seçti.
3.Hem kendisine oy verenleri hem de vermeyenleri onlara sormadan tehlikeye attı.
Sonuç: A ülkesinden birçok kişi hayatını kaybetti. Kaybetmeyenler o travmayla yaşamak zorunda kaldı. Bir ülkenin en az elli senesini çaldı. İnsanların yaşama sevincini söküp aldı a ülkesinin lideri ama ona bir şey olmadı. O, kenardan emir verdi ve hayatına devam etti. Yargılanma süreci geçirecek belki ama bu düşük bir ihtimal ve cezasını çekerken de mutlu olacağına eminim bu kişinin.
B ülkesine bakalım:
1.Kimse a ülkesinin liderini seçmedi doğal olarak.
2.Sadece a'nın lideri istedi diye canlarından oldular. Yine a ülkesinin halkıyla aynı kaderi paylaştılar.
Son olarak yenilen taraf büyük ihtimalle kültüründen, tarihinden de oldu. Yani bir ulus yok oldu.
B ülkesinin lideri de a'nınki gibi rahatça yaşadı ve huzurla öldü belki de.
Yani, filler tepişti olan çimene oldu. İşte bu dünya böyle bir yer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?