En sevdiğim sahnesi boğulma metaforunun vurgulandığı sahne oldu. Hem susuzluğun, hem insanların cahilliğinin savcıyı boğduğuna gönderme yapıldığını düşündüm. Pekmez bir yandan, gazeteci bir yandan, banyoda kapı arkasından uzanan el, savcının boğazındaki boğulma izleri. Tabii susuzluğun boğmasının da su altında boğulmayla tasvir edilmesi ironikti bence. Bu sahne epey etkilemişti yani. Bir de evine fare zehri yerleştirmeye gelen çocukla savcı arasında geçen mini diyalogda çocuğun bir fikri savunurken kullandığı “herkes öyle diyor” cümlesi, acının tatlı tebessümünü oluşturdu bende. Filmin sonlarında avam halkın yüzündeki nefret ve en çok da gözlerinden akan alıklık, bir yandan beni sinirden kudurtmuş olsa da öte yandan son zamanlarda insanlara karşı hissettiklerimi çok iyi yansıtmış olmasıyla duygu (ve düşünce) özdeşliği sebebiyle tatmin etti. Sonuç olarak ben beğenmiştim filmi. Çıktıktan sonra bi süre düşündürmüştü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?