tek taraflıysa eğer fazlaca acı çektirme potansiyeline sahiptir. Özdemir asaf'ın dediği gibi “neyine bağlandım ki bu kadar; bana bakmayan gözlerine mi, yoksa benim olmayan kalbine mi?”..

İşte delilik×2=aşk dersek ve riskler,acılar olmadan aşkın olamaycağını,bir de aslında hepsinin kendimizi sevme sürecimize dahil olduğunu,tüm kavganın da,sevginin de,ızdırabın da esasında bize dair olduğunu kabul edersek mana buluyor sanki?..

Öyle ama konu aşk olunca mantığın hükmü kalmıyor..

Yas sürecinde düşündüm ben bu ve daha nicelerini sn zazabey. Zaten eline kıymık batmış insanın eline limon sıkması gibi gibi mantıksız,acılı bir keyif..