“metruk bir değirmen gibiydim. işe yaramaz, gözden çıkarılmış. kuşların bile uğramaktan vazgeçtiği yıkılmayı bekleyen bir değirmen. yeryüzünün unutulmuş bu ücra köşesinde başka birçok şey gibi iyinin ve kötünün acının ve mutluluğun arasındaki çizgi belirsizleşmiş, sanki her şey yalnızca zamanı unutmak için yaşanıyor gibiydi ve sanki bu durmadan yağan kar her şeyin üstünü örtüp bu unutuşu mümkün kılmak için didiniyor gibiydi. mevsimler gelip geçiyor umutlar başlayıp tükeniyor ama yine de hayat neden olduğu belirli olmayan sabırlı bir inançla inadına devam ediyordu. adını bile bilmediğim sararıp gitmiş incecik otlar ki adsız sansız kimsenin umrunda olmayan bu değersiz otlar buradaki hayatıma benzer şekilde hiçbir değere layık görülmediği için belki ilk kez önemli göründü gözüme. ama görünen şu ki gerçek sıkıcı olduğu kadar acımasız da. her insan gibi sen de göreceksin bunu. zaman geçip gidecek ve kendi içine batmış binbir aksiliğin yaşandığı bu coğrafyada hayatta kalırsan yine de sararıp kuruyup gideceksin sonunda. bakmışsın ki ortalarına gelmişsin hayatın ve içindeki çölden başka hiçbir kazancın olmamış. ellerin bomboş.”
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?