TDK'ye göre kelimenin ilk anlamı şu; Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak. ikinci anlamı ise şu şekilde; Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, hasetlenmek, haset etmek.
benim kıskançlığım, sevgimde ya da benimle ilişkili "bir şeyde" başkasının ortaklığına dayanamamak şeklindeydi. o bir şey de babamdı ahahahah. babamı başkalarından kıskanıyordum ben küçükken. babamın tek kızıyım, kardeşlerimden kıskanmıyordum açıkçası. kız kuzenlerimden filan kıskanıyordum. kuzenlerim yazın bize kalmaya geliyorlardı, babam da dayıları olarak ilgileniyordu tabi onlarla doğal olarak ama bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu. ufacık şeylere bile bozuluyordum ben. büyüdükçe bıraktım tabi bunu büyük ölçüde.
babamın çocuklarla arası çok iyi tamam mı? kimseye yüz vermeyen çocuklar bile babamı seviyor bir şekilde. çocuklarla güzel iletişim kuruyor çünkü babam. küçük kızlar da saftirik oluyorlar biraz ahhahah, birkaç iltifata tav oluyorlar hemen. bize misafirliğe gelen küçük hanımlara mesela, yok efendim tokan çok güzelmiş, yok işte tişörtünün üstünde kedi mi var bi bakayım, saçların ne kadar güzel senin bilmem ne gibi birkaç şey söylüyor babam. bi bakıyorum küçük hanım babamın kucağına çıkmış oturmuş. babam gelene kadar somurtup oturan çocuklara bile bir şeyler oluyor. neyse, içimden diyorum ki "kızım sen hayırdır? benim babamın kucağında ne işin var senin? noluyo ya noluyooo? git kendi babanın kucağında otur." bir gün bir tanesinin saçını çekicem aslında ibretialem için de, neyse.
tamam tamam, şakasına söyledim bunları ya. kimsenin saçını filan çekmeyeceğim tabi ki. abla oldum artık, ne kıskançlığı? babam yine benim babam sonuçta. kıskanılacak bir şey yok burda. evet. ühü. ahahahahah.
ya inanmıyorumm tam beni ve benim babamı anlatmışsınız🥺
Ahahaha 😅