diğer psikolojik gerilim filmlerinden daha marjinal, yeterli diyebileceğimiz bir film
film, edward'ın (jake gyllenhaal) susan'a (amy adams) kendi yazdığı kitabı göndermesiyle başlıyor. bu kitap öylesine bir kitap değil. bu iki eski aşığın hikayesinin; otobiyografik, bolca alegori dolu şekilde anlatılmış hali. susan kitabı okudukça derinliklerinde kayboluyor, pişmanlığa boğuluyor, muhtemelen. filmi izlerken şimdi/kitabın zaman çizelgesi ikilisi kafa karıştırıyor. neden iki tane hikaye var ve nereye bağlanacak. bu merak beni canlı tuttu ve sonuna kadar sıkılmadan izledim, kabul. ama sonuna gelip neyin ne olduğunu anladığımda bunun için mi bu kadar beklemişim dedim. kitapta susan'ı ve kızını öldüren adam aslında gerçek hayattaki susan'mış çünkü 20 yıl önce susan edward'ı edward'tan hamileyken terk etmiş. kitapta kızını ve karısını kaybedip yalnızlığa gömülen edward, gerçek hayattaki yıkıklığını kitaba böyle yansıtmış. tamam sıradan bir film değil ama fazla zorlama olduğunu düşünüyorum.
filmi izlemeden önce amy ablam ve jake cilenhal oynadığı için zaten filmden beklentim yüksekti, izleme esnasında da heralde sonunda olaylar patlayacak dedim ama ı-ıh. olmadı, tatmin etmedi, kızgınım bu filme.
6/10