Geceyi üşüten rüzgarın uğultusunu duymuyorum ama yaprakları titretişini görebiliyorum. Rüzgarın esişiyle üşümüyorum ama her esişinde yorganımın altında istemsizce ürperiyorum. Işıkların fazlalığı yıldızlara uzanmamı engelliyor ama ay onları da yanına almışcasına görkemle parlıyor,görebiliyorum. Camı açsam içeri gürültü doluşacak biliyorum ama zihnimin gürültüsünü bastıramaz zaten diye açmıyorum. Birisi yürüyor hemen yolun karşısında. Yolunu şaşırmış gibi duruyor. Hangi tarafa gitse geri dönüyor. Ama yüzündeki tebessüm yolumu bulacağım diyor. O tebessüm,arada bir kaybolsa bile yolun sonunda beklediğine varabileceğine inandığını gösteriyor. Gözlerimi kapatmaya çalışıyorum ama Işıkların fazlalığı beni uyutmuyor. Fazla engebeli yollar,fazla sert esiyor rüzgar ama insanlar inatla yürüyor. Onları anlıyorum..Derken tam şu an burnuma dolan kokuyu içime çekiyorum belki nedenli belki nedensiz ama o koku sadece içimi yakıyor ve ben onun yakışıyla huzura eriyorum…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?