olur ya gece uyumayıp da sahurda kafa ütüleyen kişi, geçenlerde o bendim işte. sofrada herkes uyuyor. televizyonda da nihat hatipoğlu'nun oğlu vardı (babadan oğula nesil bunlar bu arada) babasının kopyasıydı detaylara girerdim de konuyu dağıtmayayım. neyse işte herkes uyukluyor, yumurtamı böyle birincisini soymuşum ikincisine yürüyorum ama canım da sıkılmış sataşmaya yer arıyorum durumları.
benim kardeş var kereta ders çalışmaz orada burada gezer kişilik. neyse huysuz oluyor uyanınca. durduk yere dedim "foramen ovale" bana baktı, ne diyon olm bakışları. gülmemeye çalışarak yumurtamın ikincisini soymaya devam eden ben. sonra tekrar çayına yöneldi benim kardeş; hemen peşinden "tuberculum articulare" (bizim anatomi pratiğinde nana'yı yemiş dumrul bari bilgileri unutmadan iki latince terim sıkarak hava atmaya çalışıyor işte, attığı kişi de kendi halindeki takılan kardeşi, zaman da gecenin üçü) kereta yine baktı ama bu sefer anamın dikkatini de çekmişim veya hatipoğlu'nun oğlu reklam arası verdi o aralar bende de gidik. annemle göz göze geldik, bir gözü boş bakarken diğeri "bizim oğlan erken sıyırdı galiba" anlamı var. ben de döndüm "ne oldu ki medulla spinalis..?" dememle daha ciddi kalamadım başladım gülmeye (ulan o değil, bende kelimeler var da nerde ne o yok, bilen biri çıksa o dediğin şey nerede dese apışıp kalacağımız belli ajsfhasf)
sonunda açıkladım dedim latince bunlar latince.. kardeşin umrunda değil ifadesi yüzünde, "abi bi git uykum var zaten" diyor. neyse anneme baktım ne tepki verecek diye; annem de aynen knk der gibi kalktı masadan, çay koyarken "kendiği kuru fasulyeden nimet mi saydın!!?!1.." soyduğum ikinci yumurta elimden fırladı o söze, iki saniyelik 404 found'umla düşündüm: bu sözü kim bulmuş. ben kuru fasulyeden iyi bir nimet olamam arkadaşlar, kuru fasulyeler benden iyi latince bilebilir offhsgnsm