confessions

objector

1. nesil Yazar - prof Yazar

  1. toplam entry 0
  2. takipçi 26
  3. puan 4518

d4 ağlama duvarı

ruhsuz
Sarf ettiğim emeğin karşılığını maddi olarak almak istediğim bir dönem,dönem 4.
Açık ve net bir biçimde ifade edeyim:

Pediatri stajında öğleden sonra ayaktaydık,dahiliye stajında ise öğleden önce neredeyse ful ayaktayız.

Dr.aysun bideci bunun gündem olabileceğini söylemişti.
Muhtemelen sarf ettiğimiz efor ve emek aşağılanacaktır ancak hiçbir emek aşağılanmayı hak etmez.

Tabii ki 'öğrenmek için' o kadar ayakta kalmak ve bir şeylere temas etmek zorundayız ancak burası alelade bir bölüm değilse ve hekimlik bir yaşam biçimiyse iş gücümün karşılığını almak isterim.

'Ne iş yapıyorsun ki?' Diyebilirsiniz.
O zamanları geçmiş olanlar saçma da bulabilir,alt dönemler anlamlandıramayabilir ancak bu tamamen kendi hissiyatım ve kanaatim.

yeni stajyerlere tavsiyeler

selektor yapan yildiz
Kendi deneyim ve görüşlerimden yola çıkarak dönem 4 için bir entry gireyim. Herkesin bu süreçte yaşadıkları ve konu hakkındaki görüşleri farklı olabilir. Biraz sizi aydınlatabilirsem ne mutlu bana.

Öncelikle stajyer olan arkadaşları tebrik ederim. Pandemi döneminden çıkıp buraya kadar gelebildiyseniz bile iyi bir başarı. Buraya kadar geldiyseniz bundan sonrasını da halledersiniz diye düşünüyorum.

1) Başlamadan önce genel bilgiler:
Dönem 4'te ilk başta alacağınız akılcı ilaç kullanımı stajı da dahil olmak üzere 8 staj var. Akılcı ilaç kullanımını ilk hafta herkes alıyor ve bitiriyor. Bu stajdan sonra artık gruplara bölünerek kendi stajlarınızda derslere başlıyorsunuz. Döneminiz A ve b grubu olmak üzere önce ikiye, daha sonra a grubu 2 grup ve b grubu da 3 grup olacak sekilde bölünmeye uğruyor. Liste sırasına göre stajlar şu şekilde başlıyor ve alta doğru kayarak ilerliyor (eğer son iki senede sistem değişikliği olmadıysa):

A1-dahiliye(9 hafta)
A2-pediatri(9h)
B1-kadın doğum(6h)
B2-genel cerrahi(6h)
B3-radyoloji/göğüs/kardiyoloji(6h)

Stajlara bu şekilde başlıyor ve hepsini göre göre sene sonuna kadar gidiyorsunuz. Bu stajlar da kendi içinde teorik ve pratik dersleri ihtiva ediyorlar. Staja göre değişmekle birlikte, genellikle teoriklere %70, pratiklere %80 katılım bekleniyor.

2a) teorik dersler: dönem 1-2-3 ile aynı. İlgili amfiye gidip ders görüyorsunuz.
2b) pratik dersler: işte stajın esas kısmı burası diyebilirim. Dersi anlatacak ilgili öğretim üyesini belirlenen saatte bularak ders yapıyorsunuz. Bu dersler genellikle 5-10 kişilik gruplarla oluyor. Derste muayene yapma, anamnez alma, soru-cevap, hocanın direkt ders anlatması, poliklinikte gözlem gibi geniş bir yelpazede ders yapabiliyorsunuz. Ne olacağı tamamen hocaya ve bölümdeki işleyişe kalmış. Bu pratiklere biraz konuya bakıp gitmek hem öğrenme açısından hem de soru cevaplama açısından iyi oluyor. Buralarda yazar arkadaşlarımın dediği gibi soru sormaktan çekinmeyin, merak ettiklerinizi sorun, derse interaktif katılın hocalar da zaten bunu bekeyecektir. Eğer hocalar sert konuşur derseniz de öyle şeyler olabilir tabii ama hemen demoralize olmamak lazım, sonuçta biz öğrenmek için geliyoruz ve öğrenme sürecimiz devam ediyor.

3) sözlü sınav:
Sınav sistemi artık preklinikten biraz farklılaştı. Çalışma şekliniz çok değişmiyor aslında, çünkü size anlatılanları yine okuyarak ve dinleyerek öğreniyorsunuz ama öğrenme mentaliteniz biraz değişecektir. Artık sadece test sınavı çözmeniz değil bildiğiniz şeyleri anlatabiliyor olmanız da gerekecek. Sözlü sınavda da, bu tamamen kendi görüşüm, olay biraz jüriyi konuları bildiğinize ikna etmekte bitiyor. Şimdi, sözlü sınavda sizden vakaya yaklaşmanız istenebilir, bir konuyu anlatmanız istenebilir, bir tablo/endikasyon/liste saymanız istenebilir, direkt spot bilgi sorulabilir. Bu spektrum da geniş. Bilgileri kategorize ederek çalışmak bana göre daha iyi oluyor. Soru yöneltildiğinde bir durup "şimdi bana nereyi soruyorlar?" Diye düşünürdüm (eğer bunu yapabilecek kadar konulara hakimsem) ondan sonra o kısmı belirli bir sistematik içinde anlatmaya çalışırdım. Bazen sorular açık olmayabilir. Konu başlıklarını aklınıza getirirseniz işin içinden çıkmanız kolaylaşabilir. Örneğin: karaciğer hakkında hasta üzerinden konuştunuz. Sonra size "bu hastada bilinç bulanıklığı gelişti. Başka ne gibi şeyler görülebilir?" Şeklinde soru yöneltildi. Konuşulan hasta kc hastası> verildiyse konuştuğunuz şey muhtemelen sirozdu (öyle varsayalım)> size anlatılan şey hepatik ensefalopati denen durum olabilir (burada teorik bilgi gerekiyor) Yani size burada hepatik ensefalopatinin klinik bulguları sorulmuş. Burada da bu durum hakkında bildiklerinizi anlatabilirsiniz. Daha da ilerletirsek mesela buradan da size siroz komplikasyonları gibi follow up questionlar gelebilir. Sözlü genel olarak bu şekilde ilerleyebilir. Yaklaşım soruları için de hastalıkları tanım- etyoloji- patofizyoloji(opsiyonel)- klinik- tanı- tedavi şeklinde çalışabilirsiniz. Son olarak da konuları hiç olmazsa konunun alt başlıklarını hatırlayacak şekilde çalışırsanız bence faydası olur diye düşünmekteyim. Sene içinde kendi çalışma şeklinizi bulacak ve muhtemelen benim anlattığımdan daha iyi bir konuma geleceksiniz.

4) pratikler:
Sizden daha çok anamnez alma ve muayene yapma becerilerini kazanmanız istenir. Bunun için çoğu bölüm size tekli veya ikili, üçlü sayıda gruplarla hasta hazırlatır. Grubun diğer üyeleri ile önceden konuşup bir plan çizmek bu yönden iyi olur diye düşünüyorum bu iş için. Muayeneler ve anamnez işinin nasıl yapılması gerektiği zaten size anlatılacaktır. Benim sadece önerim bunu da belli bir sistematik içinde yaparsanız bence daha güzel olur. Muayene ve anamnez için mavi kapaklı bir kitap pdfsi var onu muhtemelen gruplara atarlar, eğer hiç bulamazsanız ben size bir şekilde atabilirim. Bu kitap bence gayet açık ve faydalı, onu okuyabilirsiniz.

5) puanlama/bütünleme: puanlar sınavlardan yaklaşık birkaç gün sonra harf notu olarak açıklanıyor. Sınav sistemi çok fazla dış faktöre bağlı olduğu için, benim kendi düşüncem, harf notları bu stajların size kattıklarını bence tam olarak yansıtmıyor. Bu yüzden çok kıyaslama içine girmenizi kendi adıma önermem. Olur da işler istediğiniz gibi gitmez de bütünlemeye kalırsanız da hemen demoralize olmuyoruz. Elimizden geleni yapıp bir yaz günü bu işi halletmeye çalışıyoruz.

6) tus: tusa herkes 5'te başlıyor zaten genelde. Dönem 4 için çok yapılacak bir şey yok. Eğer tus kitabı okumak suretiyle staja çalışıyorsanız belki küçük bir etkisi olabilir. Bu sene isterseniz tıpdil, yökdil onları halledebilirsiniz.

Benim yaşadıklarımdan anlatacaklarım bu şekilde. Bence ayriyeten girişken olun. Bir yerde bir şey yapılıyorsa görmeye çalışın. Zaten burası üniversite hastanesi olduğu için, en azından çoğunlukla size gelme demezler. Kendinizi tanıtıp düzgün ifade ettiğiniz sürece gözlem yapma imkanı oluyor.

Umarım hem dersleriniz hem sosyal hayatınız iyi geçer:) staja başlayacaklara başarılar dilerim. Yine aklınıza takılan bir şey olursa bence sözlüğe sorabilirsiniz.

Edit: tus
5
moonlight moonlight
Elinize sağlık sayın syy, çok faydalı bir entry olmuş, çok teşekkür ederiz 💐
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Ne demek rica ederim iyi dönemler dilerim
moonlight moonlight
Teşekkür ederiim
objector objector
Dönem 4'ü yeni bitiren biri olarak, ne kadar güzel anlatmışsınız, müthiş. Çok yardımcı olur bu yazı gelecek arkadaşlara.
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Teşekkür ederim umarım faydası olur dediğiniz gibi

yeni stajyerlere tavsiyeler

fahri muzdaribi
Başta pedo dahiliye alıyorsanız oturun ağlayın hocalar bütün hırsını ilk dönem alıyor çünkü söyleyeceklerim bu kadar
2
fahri muzdaribi fahri muzdaribi
4 eksi yatarak geçen tayfa anlaşıldı XD
shogun shogun
Bu entry neden eksilenmiş anlamadım dileyen gruplardaki kalma oranına bakabilir ilk grup dahiliye ve Pediatri alanları biçiyorlar resmen

anneyi üzmek vs istediğin hayat

armut
Mutlu ve huzurlu olacağımızı düşündüğümüz için seçtiğimiz herhangi bir yolda kendisinden destek almayı beklediğimiz annemizin nedensiz üzüntüsünden sorumlu olmadığımızı düşünüyorum. Ailemin, elalemin ön yargılarına göre şekillenen duyguları benim mutluluğumun önüne geçtiyse böyle bir ikilemde kalmam bile. Bu durumda en iyi seçenek ailemden fiziksel mesafe olarak uzaklaşmaktır.

2023 mezuniyet

mdblue
Bu yıl mezun olan her arkadaşımdan veda konuşması bekliyorummm. Ben yazdım gitti.


Öğrencilik hayatımı noktalandırdığıma göre işe en başından başlayabilirim.
Hayatıma önce imkansızlıkları nedensizce yerleştirmiş olan ben, ilkin okuma yazmayı öğrenemeyeceğime emin bir şekilde ilkokula adımımı attım. Arkadaşlarım annelerinden ayrıldığı için ağlarken ben acaba öğrenebilecek miyim bu çizgileri diye hüzünle baktım. İşler beklediğim gibi gitmedi.
Şaşırmıştım.

Sonra matematikle karşılaştım diyemeyeceğim çünkü matematikle, soyutluklarla aram hep iyiydi. Bu sefer de Türkçede zayıf kalacağım korkusuyla devam ettim. Sonra fen lisesini kazanamam dedim. YGS'de 13.478 sıralamamla tıp fakültesi ya olmazsa dedim. Anatominin ilk dersinde yok ben hayatta bunları aklımda tutamam dedim. Şu farmakoloji nedir yahu dedim… Sözlülerden ben nasıl geçeceğim dedim.

İşte gelin görün ki bugün hepiniz benim Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oluşuma birer şahitsiniz. Ben mutluyum elbette ama daha çok da hüzünlüyüm. Sebebini bilmediğimi sandığım hüzün vedanın gelişindenmiş şimdi fark ediyorum. Hayat vedalarla güzel. Bu zamanki serüvenimde yanımda olan herkes kıymetliydi. Çoğu geçti, gitti.
Yanımdan asla geçip gitmeyen, kendilerini kendim seçmediğim ama seçsem yine de onları seçeceğim bir ailem vardı. Her derdimde yanımda, her ağrımda gözlerimin içine bakan, derman bulan ya da olan…
Her türlü sıfatların, ünvanların ötesinde ben en çok bu ailenin küçük, pembe yanaklı kızı olduğum için gurur duyuyorum. Size layık olmak için karşıma çıkan tüm olumsuzlukları, önce de aklımdaki tüm kötü düşünceleri atacağım.

Bizi bizden çok seven anneme; her gün atıştığım ama en çok benzediğim kişi olan babama; ses tonumuzdan, gülüşümüze kadar herkesin ayırt etmekte zorlandığı, güzeller güzeli ablama; yorgun argın da olsa scrubslarıyla beni yalnız bırakmayan canım abime teşekkürlerimi sunuyorum.

Yanımda olamayan ama her zorluğumu göğüsleten, uzakları yakın eden ablama, abime ve boncuğuma da kalbimde en güzel yerde olduğunuzu bildiğimi hatırlatmak isterim.

Sizi çok seviyorum iyi ki varsınız, hep olun.
Mezuniyet bahaneydi, ben sevdiklerime sevdiğimi söylemek istedim. 💘

bir şey itiraf et

ruhsuz
Her ne kadar kötü insanlarla karşılaşsam da iyi insanların sayıca çok olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Neden mi?

Ben aramazken karşıma çok iyi insanlar çıkıyor ve arkadaş oluyorum. İyi insanlar çıkıyor ve yine arkadaş oluyorum. İçimden bir ses bana diyor ki:çok samimi olma ki,bozulmasın. Dinliyorum o sesi ve tatlı tatlı devam ediyoruz.

Bazı insanlar oluyor,çok tatlı. Onlarla dost oluyorum. Diyorum ki iyi ki varlar. Bana çok iyi geliyorlar,umarım ben de iyi geliyorumdur.

Arkadaşlığimın bittiği kimse için "o kötü" demek de istemiyorum artık. Kötüydüyse ben niye arkadaş oldum? Sadece artık Birbirimize iyi gelmiyorduk. Ki zaten son sözünü söyleyene bile "ne olursa olsun kapımı çalabilirsin." Derim hep. Onunla tanışırken kendimde olmayan birçok yönü görmüşümdür. Hukukumuz var sonuçta:) umarım yolu benimle ayrıldıktan sonra daha da mutlu olur,ben de kötü değildim o da değildi. Sadece birbirimize iyi gelmiyorduk diyorum.

İçim,iyilerin daha çok olduğuna inanmak istiyor.

toplum baskısı

mandalinasoydumbasucumakoydum
Üzerimdeki gerçek etkisini çok yeni fark etmiş olmama hayret ettiğimdir. Geçenlerde kafama dank etti. Ama öyle böyle değil hani baya büyük aydınlandım. Önce hayret ettim. Beni bu kadar etkisi altına almayı nasıl başarmış diye. Hemen sonra öfkelendim. Çok kızdım beynimin içinde bile ne yapmam gerektiğini bana dayatanlara (eskiden olsa kendime kızardım ama akıllandık o kadar. Öfkemizi doğru yere kanalize edebiliyoruz artık. Heraldeğ ne sandın). Fark ettim ki zihnimde doğru ve yanlış olarak kabul ettiğim düşüncelerimi seçerken en önemli kriterlerimden biri, toplumda hatrı sayılır bi kesimin onayından geçmiş olması. Olayları zaten objektif kaynaklardan öğrenmediğimiz için daha kaynağından okurken “bu olay hakkındaki düşüncem nedir?” Diye kendime sormama kalmadan o olaya karşı duruşumu kaynağına göre (kaynak yandaşımsa) belirlemiş oluyorum bile. En basitinden bir şeyler yaşanıyor ülkede. Aynı tarafta durmaktan memnun olacağım büyüğünden küçüğüne tonla insan story atıyor (dünyayı bunlar kurtaracak çünkü). Ben de hoop “aynen öyle hmmm ben de böyle düşünüyorum.” Kızım sen öyle düşünmüyorsun. Çünkü sen düşünmüyorsun.

Ama dediğim gibi bu en basiti. Benim canımı acıtan ise başka. İstediğim şeyi düşünememem. Ama öyle bi düşünememem ki kendime toplum yüzünden yasakladığım düşüncenin ne olacağını belirleyemeden, yani daha başlamadan bitmiş oluyor düşünce. Daha açık konuşayım: anarşizmimi bile izin verildiği ölçüde yaşayabiliyorum. Fikirlerime göre aksiyon alamayışımı kastetmiyorum. Yani o zaten var ama derdim başka. İlla muhalif olacaksan “Şu şu” düşüncelere sahip olarak karşı çıkabilirsin. Hatta sevimli bile olursun öyle. Seni zeki buluruz, sorguladığını ve bağnaz olmadığını düşünürüz. Ama onun ötesinde bilmem ne tarz düşünmene müsaade etmeyiz. Yok ya! Geç de olsa zihnimi “kim benim hakkımda ne düşünür” umursamadan kendi oyun bahçeme çevirme kararı aldım. Burada ister yalanın ne kadar gerekli bir şey olduğunu, ister tecavüzcünün insan haklarını savunurum. Dahası birileriyle tartışmaya girmediğim sürece fikirlerimi öyle sağlam temellere falan da oturtma mecburiyetinde değilim. Bazı düşünceleri empatiyle bazılarını hislerimle doğru yanlış diye kategorize etmiş olabilirim. Keyif benim kime ne? Bu kadardı. Bye.
6
mandalinasoydumbasucumakoydum mandalinasoydumbasucumakoydum
Kast ettiğim şey ikiyüzlülük değil. Yani içimde farklı düşünüyorum ama dışarıya farklı yansıtıyorum gibi bir durum değil. Keşke öyle olsa. En azından kendime karşı dürüstüm diye avunabilirdim. Kendimi dinlemeye fırsat vermeden, hatta kendimi konuşturmadan mevzuyu kendi içimde kapatacak kadar korkakmışım. Sebep olanlar utansın!
ruhsuz ruhsuz
Bu yorumu yapmak için anasayfadan çıkmasını bekledim entrinizin :p
Sn mandalina herkesin hassiktir kırılma noktası farklı oluyor ve dile getirmek istediğiniz şeyi kendi çerçevemde anladıgimı düsünüyorum.
Fikirleri sağlam temele oturtmak,makbul muhalif olmak vs bunlarla hepimiz cebelleşiyoruz.
Şu makbul muhalif olayı bana çok ters geliyor en basitinden. Ya toptan reddeceksin ya da toptan kabul edeceksin. Ulan benim kendi yaşamım var,kendimi nasıl iyi hissediyorsam onu savunurum. Hiçbir siyasi parti hiçbir kimseyi zaten temsil edemez. Bir nevi onlarla anlaşma yapıyoruz. Ve istemezsem hiçbiriyle yapmam da..
İnsanlık suçu içermeyen her şeyi düsünebilme hakkına da sahibiz bence. E zaten Her doğruyu her yerde söylemeyecek kadar da ortadoğuluyuz evelallah..
Rabbim hepimizi beynini yalayınca ufkumuzu açacak kadar geniş ve hoşgörülü insanlarla karşılaştırsın🙏
Kısa keseyim dedim skfjsjff
ruhsuz ruhsuz
Ha bi de makbul muhalif,makbul kadın,makbul feminist,makbul bilmem ne olmadığımızı düşünen herkesi yavaşça sahanın tiribünlerine çekiyoruz ve yaşamımıza dair ilişkileri sadece izlemekten ibaret oluyor. Mis,kafa rahat. Geri kalan herkese bok yemek düşer,kendimizi açıklamak zorunda bile değiliz. Anlamak isteyen gelir anlar
mandalinasoydumbasucumakoydum mandalinasoydumbasucumakoydum
Katılıyorum söylediklerinize. Bu saatten sonra fikrimi beğenmeyen max seyircisi olabilir oynadığım hayatın. Başrol de benim yönetmen de. İstemezsem seyircisi bile yapmam az ötede ağlasın bana ne! Bazı fikirler noktasına virgülüne kadar doğru gelir, savunurum. Bazıları yarım yamalak doğru gelir, sadece doğru bulduğum kısmını savunurum. Makul düşüncelerim olmaz ama o konudaki fikrim sorulmuştur, yine makul olmayan düşüncelerimi söylerim. İsteyen hakkımda istediğini de düşünebilir hodri meydan.
ruhsuz ruhsuz
Aynen öyle efendim,hodri meydan.
Canım isterse de politik doğruculuk yaparım. Cidden yeto
mandalinasoydumbasucumakoydum mandalinasoydumbasucumakoydum
++++

bugün

lavinia
Bugün sevgiye olan inancımı yitirdiğim gündür. Bugün 20 Nisan Perşembe 2023. Ben lavinia bir kere daha hayatın acımasız, insanların ise nankör olduğunu talihsiz bir şekilde yaşamış oldum. Bugün mutlu olmak için çok çabaladım. Bugünümü mutlu kılmak için bugünümün palyaçosuydum. Bugün gözlerim daha önce hic görmediğim kadar kızardı. Bugün iki kere bayılıyordum. Bugün mutlu olmak ve mutlu etmek için çabaladım. Su an göz yaşlarım ve bitkin vücudumla çareyi yazmakta buldum. Teşekkürler hayat, teşekkürler insanlar, teşekkürler tüm sevdiklerim, teşekkürler tanrı. Mutlu olmak, anlaşılmak, yardım görmek bu kadar zor, bu kadar pahalı olmamalı. Yalnızlığım her defasında gün yüzüne çıkıyor. Yalnızım, yalnızım ve lanet olsun ki yalnızım. Anlaşılmak, değer görmek, sevilmek istiyorum. Sefkat görmek istiyorum aslında. Sadece sefkat. Bu kadar zor olmamalı. Bu kadar zor olmamali. Bu kadar zor olmamalı...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol