yazarların başından geçen komik olaylar

ileleualatyr
Yaşım beş, anasınıfında benden bir yaş büyük bir zorbayla oyuncak mutfağın(baya oyuncak tezgah falan var böyle) oradayken şöyle bir konuşma yaşadım:
+Senin kafana atayım mı bunu?
-Atamazsın ki!
+Atarım?
-Atamazsın!
Sonuç: Gerçekten de koskoca oyuncak mutfağı alıp kafama fırlattı.
3
clarice starling clarice starling
sen ne yaptın peki?
ileleualatyr ileleualatyr
Ağladım
clarice starling clarice starling
:((
lavinia
6.sınıfta öğlen arası sınıfa girmiştim. Sınıfta yalnız bir kişi vardı ve o kişi de benden hoslanan birisiydi ve ben zaten çok salaktim her yerde ondan köşe bucak kaçıyordum. Her neyse daha sonra kendi sırama su içmeye giderken, tabi bir de gerginim şimdi, yürürken birisinin çantasına takılıp düşmüştüm. Sonra kalkıp çantayı tekmelemistim " kim koymuş bunu ya buraya" diye sesli sesli bağırmıştım. Sonra son sürat sınıftan çıkmıştım. Cok utanc verici bir anım ve şimdi her seferinde haykiriyorum aklıma geldikçe. Cok komikti ya o an. Çok utanmıştım fjdjd düşmem neyse de niye çantaya tekme atıyorum dhjd.
clarice starling
komik mi, üzücü mü, saçma mı karar veremediğim; diğer birçok anım gibi yüksek miktarda salaklık barındıran başka bir anıyla sizlerleyim.
ilkokula gidiyorum, 2. ya da 3. sınıftayım, en fazla 4. sınıf. sınıf arkadaşlarımdan biriyle aynı apartmanda oturuyoruz. bir gün ekmek almaya gideceğim sırada bu arkadaşım bizim evin kapısına geldi bir şey sormak için. ama aşağıda soracakmış, aşağı dediğim de giriş katın bir kat altı. bi tarafı araba garajı, diğer tarafta da binanın su saatleri filan vardı yanlış hatırlamıyorsam. yani ıssız sayılabilecek bir yer. tabi ben süzme salak olduğum için "niye burda sormuyor?" demiyorum. zaten ekmek almak için dışarı çıkacaktım ya, indim aşağı arkadaşımla birlikte. su saatlerinin oraya gittik, "sor hadi" dedim. bu seferde "kulağına söyleyeceğim" dedi. ben tabi salağım, hiç sorgulamıyorum. eğildim söylesin diye, o sırada öptü beni yanağımdan. ben tabi şok oldum, başladım ağlamaya. eve çıkmak için asansöre bindim, o da benimle bindi. daha bir şeyler söylüyor asansörde bana. neyse ben eve gittim, yine peşimden geldi. ben ağlaya ağlaya eve girdim, daha kapıda bekliyor, ödevleri öğrenecekmiş. annem ödevleri söyledi de öyle gitti yüzsüz çocuk.
ikimiz de 8-9 yaşımızda yani çocuk olduğumuz için komik ve saçma bir anı olarak kaldı bu. çocuk aklı benimki de işte; tanıyıp bildiğin , arkadaşın olan birine koşulsuz güveniyorsun demek ki çocuk olunca (yine de ekstra bi salaklığım var yani, onu kabul ediyorum). merak ettiğim şey arkadaşımın o yaşta bir çocuk olarak böyle bir şey yapmayı nasıl ve neden akıl ettiği...
clarice starling
yaşarken komik değildi ama sonradan hatırlayınca komik gelen ve yüksek derecede salaklık barındıran bir anımı paylaşayım. bir gün arkadaşımla güvenpark'ta oturuyorduk. yanımıza bir kadın geldi, anket yapıyordu. rica etti işte kimse yapmıyor, yardımcı olur musunuz vs diye. ne akla hizmetse kabul ettik. adımızı yazdı, kendi soyadınızı söylemeseniz de olur dedi, uydurduk bir şeyler. dedi ki aslında yaşlı insanlarla yapılması gereken bir anket bu, evlere gidip yapılması gerekiyormuş, video filan izletiliyormuş normalde. tabi insanlar güvenip de almaz kimseyi evine böyle şeyler için, belki de kadın uğraşmak istemedi, güvenpark'a gider kısa sürede bir sürü kişi bulurum diye düşünmüş de olabilir. neyse işte yaşlılarla yapılması gerektiği için dedi ki bize yaşınızı 50 yazacağım. artık başladık diye bir şey demedik, ya da üzüldüm belki ben kadına. neyse işte diğer sorulara da saçma cevaplar yazılıyor, emekliymişim mesela ben. evin faturalarını çocuklarım ödüyormuş vs vs. sonra uydurma anket tamamlandı. telefon numaralarımızı yazmıştık (dünyanın en salak insanıyım ya), kadın dedi ki "sizi bir numaradan arayıp anket yapıldı mı diye sorabilirler."
aradan birkaç gün geçti. ben de o aradaki sürede şehir dışına gitmiştim, şarj aletimi unutmuşum. telefonum birkaç gün kapalı kaldı. günler sonra şarj aleti aldım, telefonu taktım şarja. kısa bir süre sonra telefon çaldı, bilmediğim bir numara arıyor. anket hiç aklıma gelmedi benim, telefon da kapalı ya günlerdir, çalınca direkt açtım. arayan kişi ismimi ve uydurma soyadımı söyleyince anladım anket için aradıklarını. doğum yılımı sordu, 50 yaşında olduğumu biliyorum ama hangi yılda doğduğumu bilmiyorum, neyse hesapladım hızlıca söyledim. yanlış söylemiş bile olabilirdim neyse ki doğru hesaplamışım. halbuki 50 yaşında birinin sesiyle genç birinin sesi ayırt edilmez mi? telefondaki kişi bir şeyler soruyor ama ben yalan söylemeye hiç alışkın değilim ki, kalbim deli gibi çarpıyor, ölecek gibiyim. ya yalan söylediğimi anlarsa filan diye korkuyorum. ne diye bulaştım ben böyle bir işe? aklımdan öyle düşünceler geçiyor ki. bi yandan diyorum söyleyeyim anketörün yazdığı cevapların uydurma olduğunu. bir yandan diyorum işini kaybeder o zaman, başı belaya girer. bir anda kapatsam telefonu diye bile düşündüm. ama hiçbirini yapmadım. uydurma cevapları söyledim, videoları izletti dedim, teşekkür edip kapattılar telefonu. kalp hızımın normale düşmesi birkaç dakika aldı, başıma ağrılar girdi gerçekten. sonra birkaç ay sürekli anket numaraları aradı beni, 10-15 tane engelli numara var telefonumda. yaptığım şeyden ötürü de pişmanım. sonuçta anketör kadın bu işten para kazanıyorsa işini düzgün yapmalıydı. ayrıca baktık ki her şey saçma bir hal alıyor, bu işten çekilebilirdik. gereksiz vicdan yapmışız. salaklık işte :((

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol