Bir Halil Cibran kitabı.
Bir ermişin, uzun süredir bulunduğu bir ülkeden ayrılırken halka son seslenişini içeriyor. Kitap zaten kısa, çabuk okunuyor. Ben bile üç günde bitirdim, muhakkak siz daha hızlı okursunuz. Bana bir şeyler öğütleyen kitapları zaten sevdiğimden bu kitabı da sevdim, dilinin sade olması kitabı ekstra iyi yaptı gözümde.
Beğendiğim birkaç yeri, ileride kendim de okuyabileyim diye ekliyorum.
Aşka Dair bölümünden:
“Kendinden başka bir şey vermez aşk ve kendinden başkasından almaz. Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister; çünkü aşk, aşka yeter.”
Vermeye Dair bölümünden:
“ 'Veririm ama sadece hak edenlere' dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir çünkü vermekten kaçınmak, yok olmaktır.”
Sevinç ve Kedere Dair bölümünden:
“Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur.”
Yasalara Dair bölümünden:
“Gerçekten de okyanus hep masumlarla birlikte güler.”
Özgürlüğe Dair bölümünden:
“Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın.”
“Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir yükümlülükse söz konusu olan, bu yükümlülük size dayatılmadı; onu siz seçtiniz.”
İyiliğe ve Kötülüğe Dair bölümünden:
“İçinizdeki iyiden söz edebilirim ama kötüden söz edemem. Çünkü kötü, kendi açlığının ve susuzluğunun ıstırabıyla kıvranan iyiden başka nedir ki?”
Veda bölümünden:
“Kişi uzaklaşmadan nasıl gerçekten yakın olabilir?”
ermiş
Halil cibranın en sevdiğim kitabıdır. O kadar beğenmiştim ki başlarda çizmeye başlayıp sonra tüm kitabı çizmemek için durmuştum.
Hakkında yaptığım bir kaç araştırma sonucu da ermiş'in neyi temsil ettiğini anlamıştım. Halil cibran bir konuşmasında benim bir yanımda isa bir yanımda Muhammed oturur diyor. Kitapta bir dağın tepesinden sesleniş, isa'yı; el-mustafa ismi de peygamberimizi simgeliyordur belki.
En sevdiğim cümleler de şunlardı sanırım: malınızdan mülkünüzden verdiğinizde pek fazla bir şey vermiş sayılmazsınız. gerçekten vermek kendinden vermektir.
Gerçek fedakarlık, gerçek sevgi ve gerçek iyilik de verebileceklerini vermek/yapabileceklerini yapmak değil, veremeyeceğini bile ortaya koymaya çalışmak/yapamayacakların için bile bir çaba göstermektir sanırım. En çok bunu öğretmişti bana bu kitap.
Hakkında yaptığım bir kaç araştırma sonucu da ermiş'in neyi temsil ettiğini anlamıştım. Halil cibran bir konuşmasında benim bir yanımda isa bir yanımda Muhammed oturur diyor. Kitapta bir dağın tepesinden sesleniş, isa'yı; el-mustafa ismi de peygamberimizi simgeliyordur belki.
En sevdiğim cümleler de şunlardı sanırım: malınızdan mülkünüzden verdiğinizde pek fazla bir şey vermiş sayılmazsınız. gerçekten vermek kendinden vermektir.
Gerçek fedakarlık, gerçek sevgi ve gerçek iyilik de verebileceklerini vermek/yapabileceklerini yapmak değil, veremeyeceğini bile ortaya koymaya çalışmak/yapamayacakların için bile bir çaba göstermektir sanırım. En çok bunu öğretmişti bana bu kitap.
Veda kısmı veda hutbesi'ni çağrıştırdı bende açıkçası, Hz.İsa ile bir bağlantısını görememiştim okurken :) teşekkürler
Ben teşekkür ederim sayın ilele, veda hutbesi de benim aklıma gelmemişti :)
İlişkiler konusuna ermek istiyorum artık sevgili sözlük
Hakkında çok şey söylemek istediğim ancak duygalarımı düşündüklerimi dile dökemediğim, bana büyülü gibi gelen kitap
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?