Her çeşit fanatizm kötüdür. İnsanın gözünü karartır, tehlikelidir.
fanatizm
Ankara'nın merkezinde ikamet etmekteyim. son altı sene içerisinde bir sene, (hangi sene olduğunu gerçekten hatırlamıyorum, kusuruma bakmayın) bir yaz akşamı; kulağımda kulaklık, cebimde cüzi miktarda para ile gençlik caddesi'nden başlayıp 7. Cadde'den geçip beşevler üzerinden dönen klasik yürüyüş güzergahımda ilerlemek niyetiyle evden çıkmıştım. cüzi miktarda para ise mado'dan alacağım dondurma içindir, bu notu da düşeyim hahahah:) hep yaptığım bir iş olduğundan herhangi bir aksilik, komplikasyon beklemedim, çıktım evden. çıktığımda gördüğüm manzara afallatıcı ve keyif kaçırıcıydı: tüm gençlik caddesi sarı kırmızıya boyanmış, "şampiyon galatasaray" ve benzeri naralarla huzurlu yürüyüşüm katledilmişti. biraz durup insanları gözlemledim, davranışlarına dikkat ettim. akşam dokuz civarı, giyinip kuşanıp türlü boyalarla kendilerini boyayıp meşaleler yakarak evinden çıkıp arabasına atlayıp ankara'nın ana arterlerinden birini tıkayıp saatlerce avazı çıktığı kadar bağırmayı seçen bu insanları inceledim sayın yazarlar. neresinden tutarsanız elinizde kalır gibiydi ilk başta. ancak sonra fark ettim ki bu insanlar çok düşünen insanlar değildi, içlerindeki o kor tutkuyla körü körüne herhangi bir konsepte ya da insana bağlanabilen insanlardı bu insanlar. skeptik ve yabancı değildiler. mösyö meursault'nun yaşadığını yaşayamaz, bireyselliğin getirdiği düşünce dünyasında kaybolma deneyimini yaşayamazlardı. tutkuları, inanç ve bir tutam bağnazlıkla harmanlanmıştı. ama yalnız değildiler, mutsuz değildiler. ve aksine birliktelikleri korkutucu derecede güçlü ve vahşi bir topluluk yaratmıştı. tekiller için ürkütücüydüler: hem bu kadar basit ve kendi ellerinde olmayan, saçma bir şeye bu kadar mutlu olabildikleri için hem de vandal ve barbar olabildikleri için. bir tarafım imrendi, bir tarafım ürktü. ürken taraf baskın geldi, dondurma falan yemedim. eve döndüm.
Muazzam entry elegantmoon
yaşanması gerekli olan bir deneyimdi benim için sayın shogun. yaşadıkça perspektif kazanıyor insan. o insanların yaşadıklarını ve hissettiklerini hiçbir zaman yaşayamayacağımı anladım o gün. düşündükçe yalnızlaşıyor, yalnızlaştıkça düşünüyoruz. her geçen gün o taraftan ve o denli bir mutluluğu yaşama ihtimalinden uzaklaşıyoruz. toplumla, toplulukla mutlu olabilmeyi deneyimleyebileceğimi düşünmüyorum hiçbir zaman. imrendim kısacası:)
Hem böyle bir olay yaşamanıza hem planlarınızın bozulmasına hem de dondurmayı yiyememiş olmanıza çok üzüldüm sayın elegantmoon. 😔
Bir insanın iç dünyası ne kadar zenginse dışardan o kadar az şeye ihtiyaç duyar sayın elegantmoon.ve yalnızlaşır.sizin de iç dünyanız çok zengin bence öyle düşünün :)
üzülmeyin sayın kaira, bende yeri ayrıdır bu olayın:) biraz anlayış getirdi, biraz gözlerimi açtı diyelim. bir gün tanışırsak dondurma yemeye gidelim ama okula yakın zaten:)
Harika olur sayın elegantmoon, sanırım dondurma için kimliklerimizi ortaya dökmemiz zaruri😅
bir gün ifşa olursak birbirimize, gidelim lütfen sayın kaira:)
hahahah sağ olun shogun. yorumlarınız da sözlükteki varlığınız da her zaman mutlu ediyor beni.
Her türlüsünün insan hayatı için tehlike arz ettiğini düşündüğüm şey.
Sizin sevdiğinizi sevmeyene, düşündüğünüzü düşünmeyene değişen formlarda saldırıyı beraberinde getirir. Bu biraz bende de vardı, ne için olduğu önemsiz ama iki haftadır “aman sen de insansın sonuçta, seni de seviyorum.” modumu açtım karşılaştığım herkese, yaşlanıyor muyum acaba? Nerede benim tansiyon ilacım?
Sizin sevdiğinizi sevmeyene, düşündüğünüzü düşünmeyene değişen formlarda saldırıyı beraberinde getirir. Bu biraz bende de vardı, ne için olduğu önemsiz ama iki haftadır “aman sen de insansın sonuçta, seni de seviyorum.” modumu açtım karşılaştığım herkese, yaşlanıyor muyum acaba? Nerede benim tansiyon ilacım?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?