Kocaman tüylü bir canavarın kollarında, tuğladan örülmüş dört duvarın arasındaki minik bir odadaydım sanki. Üstelik oda o kadar soğuktu ki duvarlarından akan suların oluşturduğu dikenli buzları görüyordum. Korkmam gereken bir andaydım, endişelenmeliydim. Belki beni saran kollar birkaç saat içinde beni yiyecekti. Fakat hava, klasik bir rus romanındaki felaketin geldiği o gün kadar soğuktu ve odanın kapısına doğru koşmak yerine sıcacık bir kucakta uyumak için çabalamak bana doğru seçenek gibi görünmüştü. Tehlikeden kurtulmak için soğuktan uyuşmuş zihnime rağmen o kollardan tek başıma sıyrılmam gerektiğini sanıyordum. Halbuki böylesi gerekli değilmiş.
Gözlerim hala kapalıyken bana doğru yaklaşıp üzerimi örten birileri sol kulağıma eğilip bir şeyler fısıldadı. Uyandığımda sıcak bir odanın içerisindeydim. Ne denli korkunç bir an yaşadığımı ancak ısındığımı fark ettiğim zaman anlayabildim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?