hakan günday bir kitabında şöyle diyor: "Seni anlıyorum demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya."
yetmeyeceğinden ve bir insanı tamamen her zerresine kadar tanıyamayacağımızdan, birini tanıma ve tanımlama yolunda yolcu olup her zaman yolda olduğumuzu hatırlayarak, çok da derinlere inip kendimizi kaptırmamak lazım bence ;) (çok uzun cümle oldu çok özür jdfkj)
Her insanın ayrı bir hikayesi olduğu için o hikayeyi yavaş yavaş görmektir aslında. Böylece tanınan kişi daha iyi anlaşılmaya başlar. Hatta altından ilginç bir şey çıkarsa bazı ön yargıları da kırmış olur (lisedeyken bu serseri herhalde dediğim arkadaşım bayağı efendi hatta kuralcı çıkmıştı. kendisi hala yakın arkadaşım:d).
bir insanı hiçbir zaman gerçekten tanıyamayız. tanısak dahi sadece o andan ibarettir. insan sürekli değişim halindedir. beyninde oluşan bir düşünce, sonrasında gelişecek binbir türlü düşünceye temel oluşturur. kişi 1 ayda bile bambaşka birisi olabilir. her gün birlikte olduğumuz kendimizi bile tam anlamıyla tanıyamıyoruz ki bir yabancıyı nasıl tanıyalım? ancak insanları anlayabiliriz, onların adına empati kurabiliriz ve ne kadar çok anlayabilirsek o kadar tanıdığımızı sanırız.
o insanın bir olay karşısında aklından geçeni veya vereceği tepkiyi her seferinde doğru tahmin edebilmektir bence. bu asla her seferinde olamayacağı için bir insanı tanımak da imkansıza yakın bir şeydir denebilir.
Hiçbir zaman tam tanınamaz ama karşınızdakine bir kötülük yapmadan onun kötü yüzünüzü göremezsiniz siz iyi olduğunuz sürece herkes iyidir, ayrılırken iyi kalabilmek önemli olan
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?