confessions

wenatrordet

1. nesil Yazar - prof Yazar

  1. toplam entry 57
  2. takipçi 11
  3. puan 4226

yatay geçiş

wenatrordet
şu an yatay geçiş yapabilecek olsanız yapar mısınız? ve nereye? bir de kişisel bi merakım, ankara tıp ve hacettepe arasından hangisini tercih ederdiniz. merak ettim yorumlarınızı
bir yandan diğer okullar hakkında da bilgi sahibi olanlar gaziyle kıyaslasın istiyorum aslında. tşklerr

fakültede tanışılan ilk arkadaş

wenatrordet
hazırlık sınavının sabahı yurdumun asansöründe tanıştım. daha dersler falan başlamadan yani. numaralarımızın arasında 1 kişi vardı, sürekli beraberdik. yurtta beraberdik, derslerde öyleydik. çok tatlı insandır kendisi. staj eşim olacaktı, sonra benim bir sınıfta kalış var amaaa üf. sadece bana değil ona da darbe oldu. hala çok severim kendisini, kopartamadı bu okul bizi.

deprem

wenatrordet
çok üzgünüm. çok kızgınım. düzgün yapılan bina ayakta durmuş. önlenebilirdi. insanlar öldü, aileler yıkıldı, hayatlar bitti. insanların tüm emekleri boşa gitti. depremin üstüne soğuk eklendi, açlık, susuzluk. o kadar kızgınım ki. önlenebilirdi. önlenebilirdi. allah sizi kahretsin ya
içtiğim sudan utanır oldum, ay üşüdüm soğukmuş ya der demez iğrenç hissediyorum. bu olmayabilirdi, yaşanmayabilirdi.
siyasete şurada girmemeliyim ama umarım içimden geçen cümleleri siz de biliyorsunuzdur.

olayın en trajikomik kısmı durduk yere yine ünilere online eğitim kararı alınması. her şeyin ucu nası bizlere ve eğitime dokunuyor anlayabilmiş değilim. hani hangimiz tahmin edebilirdik ki tatile girerken arkadaşlarımızla vedalaşırken falan dönemin online olacağını? yani 4 5 6 lar devam eder büyük ihtimal preklinik online olur. üzücü. kyklar ailelerin barınacağı yer değil, koca ülkede başka yer mi bulamadılar barındıracak? o deprem vergileri ne oldu? bir sürü oteliniz var koyun insanları otellerinize. milletin dönüp bilgisayarından derse gireceği bir evi ve bilgisayarı kalmadı ZATEN. komik yani. son 1 haftadır yaşadıklarımızı beynim henüz tam algılayamıyor.
hepimize çok geçmiş olsun. başımız sağ olsun.

ankara almanca kursu

wenatrordet
selam, almanca kurs arayışındayım birçok yerle de telefonda konuştum. gidip gezemedim. bu hafta içerisinde karar vermem lazım fiyatlar sonra artacak diye o yüzden önerisi olan var mı merak ettim. kızılaydaki kurslar arasından duymuş olduğunuz, memnun kaldığınız bir yer var mı? goethe harici soruyorum orası endgame zaten ama goethe hakkında da olumsuz düşünceleriniz varsa onu da merak ediyorum.
1
wenatrordet wenatrordet
ay bu niye anasayfaya düşmedi ya

24.03.2022

wenatrordet
bugün deniz dülgeroğlu okulumuza söyleşiye geldi. okulda yapılan en güzel etkinlik falan buydu şimdiye kadar lsdnslfnjsfn psikiyatri kulübü devam et çağır insanları !!!
1
wenatrordet wenatrordet
buna downvote atan kişi turkmsic ya da emsadan di mi lan

beklenen mesajın asla gelmemesi

wenatrordet
gelecek. bir gün gelecek. başka birinden gelecek, başka bir şekilde gelecek ama gelecek. bazen olmuyorsa olmuyor yani, üzülmemiz gerekiyorsa üzülelim ki sevinmemiz gereken zamanı kaçırmayalım. benim gibi aşktan ümidi asla kesilmez sanılan bir insanın, en umut kesmiş hali bile bunu diyorsa çok da şeyapmamak lazım arkadaşlar ya. söylemesi kolay tabi :d

ben düğün yapmayıp dünyayı gezeceğimci tayfa

wenatrordet
artık paramız ne kadarına yeter, ülke sınırına kadar gidip geri mi döneriz bilemiyorum ama hep bu tayfadandım ya. kendimi bildim bileli. evliliği de gereksiz bulurdum da şu an sadece mantığını biraz anlamış bulunmaktayım.
çocukluktan beridir annemin kafasını iyi şişirmişim belli ki, daha dün birinin nişanına gitmek üzere hazırlanıyorken bir anda "evet kızım yaa bence de düğün yapmayalım ama güzel bir yemek istiyorum. bi kırmızı elbise giyesim var" dedi. çalışmalarım sonucunu vermiş. ki hani annem inanılmaz düğün isteyen bi insandı. hevesini atmak istiyordu, kendi evlendiği sene 99 depreminin yası dolayısıyla hareketli, eğlenceli danslar edememiş, bi göbek atamamış bir halay çekememişler ve bu içinde kalmış annemin. ama ben de tam aksine hayattta göbek atmam ya. sevemiyorum. bana öyle düğün yapar da göbek attırmaya kalkışırsan gelmem kendi düğünüme sen oynarsın diyordum anneme. küçükken teyzemin düğününde kaldırıp oynatmaya çalışmışlar beni, bağıra bağıra ağlamışım hayırrr oynamammm diye. derdim düğünlerle mi oynamakla mı başladı bilemiyorum yani ama genel düğün olayını sevemiyorum. sadece sevdiğim ve yakınım olan insanlardan oluşan küçük bir grupla yemekli bir kutlama bence gayet iş görür ya. abartmaya gerek yok.

anneler ikna edilebiliyormuş! ikna bile değil bu, kendisi öylesinin daha mantıklı olduğunu düşündü gerçekten. mutluyum.

dönem 2 tavsiyesi

wenatrordet
beni, hatta bizim sınıfı ninja nerd kurtardı. ben yoksa gerçekten de kalıyodum sınıfta. ingilizceniz varsa açın ninja nerd izleyip durun. çok yararını görürsünüz. inanılmaz bir kanal ya.

kabus

wenatrordet
lise sonda 6 ay boyunca aynı kabusu gördüm. her gece değil tabi ama tüm süreç bir 6 ayı buldu. o zamanki en yakın arkadaşım ve sevgilimin ihaneti sonucu her gece rüyamda birisine bana bunu neden yaptın diye soruyordum. hep bi neden arayışındaydım böyle mana veremiyordum çünkü. onlara patlayıp rahatladığımda bir anda kesildi kabuslar.
3
taskebabi taskebabi
aynı durumu üst üste 2 kere yaşadım hissettiklerinizi anlayabiliyorum sayın wenatrordet
wenatrordet wenatrordet
ay daha yeni görüyorum ben bu yorumu sayın taskebabı ve çok üzgünüm.. keşke yaşanmasaydı da diyemiyorum illaki bi yararı olmuştur bize, o insanları tanımamızı sağlamıştır, daha fazla onlarla zaman kaybetmememizi sağlamıştır bu durum. tecrübe olmuştur falan.. bir daha yaşanmamasını ve üzülmememizi umuyorum :')
taskebabi taskebabi
çok teşekkürler. Klişe ama gerçekten de öldürmeyen şey güçlendiriyormuş.

mandalina

wenatrordet
bir kabuk soyma taktiği var, özellikle ince kabuklularda işe yarıyor. babam öğretmişti bana da, ben de önüme gelene gösterdim çok hoşuna gitti herkesin. ilk olarak bi parmak sokup delik açmamız gerekiyor ya, pek hoşuma gitmiyor o benim parmağım yapış yapış oluyor diye ahahaha önce mandalinayı ters çevireceksiniz, bu sapının olduğu tarafın tersine ve ortaya baskı yaparak -çok da sıkmadan- ikiye ayıracaksınız. çat diye ayrılıyor. bu kadar. ortadan ikiye ayrılınca kabuğu soymak da kolaylaşıyor. hepsinde ben beceremiyorum gerçi de babam çat çat çat bir saniyede açıp veriyor elimize

bugün sizi mutlu eden şey

wenatrordet
az önce bir kitap alıntısına denk geldim ve kitap tanıdık geldi, okumuşum. kinyas ve kayra kitabı. gidip bulayım dedim. arkadaşım kesin altını çizmiştir bu sözün.

lisede çok yakın bir arkadaşım vardı. bir dönem çok depresifti ve gerçekten intihar etmeyi düşünüyordu. kitabın ilk sayfasında yazdığı üzere onu intihar etmekten ben vazgeçirmişim. o ilk sayfaya benim için çok uzun ve anlamlı bir yazı yazmış, daha sonra doğum günümde de bana hediye etmişti. en sevdiği kitapmış. okurken de kendisini etkileyen cümlelerin altını çizmiş, çizdiği sayfaların sayılarını da ilk sayfaya yazmış (23, 84, 155, 179 gibi). kitabı okurken altı çizili cümleler beni gülümsetmişti. daha sonrasında çeşitli kötü olaylar yaşandı ve bizim arkadaşlığımız lise son sınıfla beraber bitti ama bu hediye her şeye rağmen aldığım en anlamlı hediye olarak kaldı. o alıntıyı görünce aklıma arkadaşım geldi. bi baktım doğum günü 22 ocak ve biz 21 ocaktayız, madem durum böyle yazmamak olmaz dedim.
yazdım ona, hem doğum gününü kutladım hem de bu tesadüften bahsedip hediyesinin her şeye rağmen benim için çok anlamlı olduğundan bahsettim. çok iyi hatırladığım bir insan değil artık ama çok iyi zamanlarımız olmuştu en azından diye.. hem ben mutlu oldum, hem de o mutlu olmuş. aradı az önce beni konuştuk biraz.
insanları iyi hatırlamayabiliriz ama o insanlarla olan anılar her şeye rağmen bizi mutlu edebilirmiş. konuşunca da anladım, bizden daha öyle bir ilişki çıkmaz ama en azından birinin bir zamanlar bana bu kadar değer vermesi ve emek harcadığı bir hediye vermesi, o kişinin hayatını etkilemiş olmam... bunları bugün hatırlamak beni mutlu etti.

not. intihardan kurtaran ben değilimdir, kendi istemiyormuş ki etmemiş belli ki.
edit: intihardan kurtaran ben de olabilirmişim. bu son 1 yılda inanılmaz çöküntüler yaşadım ve en son yaşamak istemediğim, yok olmak istediğim bir dönemim oldu ki şu an hala tam atlatabilmiş değilim. bir gece yaşadım ki gerçekten yerimden kalkıp banyoya gitseydim keserdim bileklerimi babamın jiletiyle. yanlışlıkla hayatta kalırsam bileklerim mahvolmuş olur cerrah olamam gibi düşünceler dolandı tüm gece kafamda. nası ölsem diye düşündüm arabanın önüne mi atlasam, overdose mu yapsam... neyse işte o gece de atlatıldı. istemeye istemeye atlattım o geceyi de. şu an biraz daha bağlanabildim hayata ama uzun süredir bir anlam arıyordum. insan bu anlam arayışındayken her şeye tutunabiliyor. biri bana benim için yaşa dese oh be buldum tamam bunun için yaşayacağım derdim. daha geçen gün bi arkadaşım bana ama iyi ki hayattasın dedi. birinin iyi ki demesi çok özel geldi o an ki kimleer var diyecek, ağladım hemen oracıkta. ne için yaşamalıyız sorusuna gelirsek de, bunu bi arkadaşımla şakalaşırken buldum herhalde. paylaşıcan abi dedim bu hayatta her şeyi paylaşıcaksın yoksa hayat olmaz o dedim. donakaldım sonra. o günden beri bu mu acaba diye düşünüyorum. yanında ağladığım arkadaşım da bana, seninle konuşurken buldum ben de dedi. nahif insanlarla tanışmak için yaşıyorum ben herhalde dedi. bu iyi insanları bulmaya, tanımaya bayılıyorum dedi. ben de katıldım sonra, son nefesimize kadar nahif insan arayışında olacağız o zaman dedim. hep bir umut huzur verici, hayran olunası insanlarla tanışmayı bekleyeceğiz dedim. bu sebeplerin var olduğunu önceden de biliyor oluyor insan ama inanamıyor. ben her şeyden vazgeçmiştim. annemi ne kadar üzeceğimi gözüm görmüyordu. ertesi sabah uyanmak istemediğim için saatlerce yatakta dümdüz durduğum sırada arkadaşım kendime bir şey yaptım sanıp ağlama krizlerine girmiş bunu sonradan öğrendim, o bile nasıl etkiledi beni. sağlıklı düşünemiyorsun ki. umarım gittikçe daha sağlıklı düşünmeye başlarım. henüz tam o noktada değilim biliyorum çünkü. ama adım attım. becerdim.
edit2: arkadaşlar başardım. hayatta ups and downs olsa bile, ben şu an mutluyum. mutluyum ve hayatımı seviyorum, kendimi seviyorum. kendimle şimdiye kadar kurabildiğim en güçlü bağı kurdum. bu bozulabilir tabi her an, ama yine de biraz kendime güveniyorum ya. kendi sırtıma yaslanmayı öğrendim çünkü. ben sadece kendimle varım bunu hiç bu kadar yoğun hissetmemiştim. kusurlarım var ama ben kusurlarımla da varım. ben iyi ki varım. bunu okuyan insanlar da umarım az çok böyle hissediyordur. çok zor oldu bu evreye gelmek ama cidden nasıl oldu bilmiyorum, oldu öylece. bu bir iyileşme hikayesi oldu. suicidal bir insandan kendine loverının gözünden bakabilen, kendine aşkla bakabilen ve anda yaşamaya çalışan birine döndüm. bu durum daha da iyiye gider hatta diye umuyorum, tabii ki hala en iyi halimde değilim, ama bir daha o en kötü halime düşmeyeceğimi biliyorum. ha belki daha kötüsüne düşerim ama bir şeyler yine de farklı olur çünkü bir şeyleri atlattım ben. öğrendim. aşk aradığım bi dönem vardı yana yakıla (asla da aramayı bırakamam herhalde bu benim kişiliğim falan) o dönem kendimi çok sorguladım yalnız olmaya dayanamıyor muyum, kendimle tek kalamıyor muyum, kendimle ilişkim nasıl falan diye. sonra müzik açıp dans ediyorken evde tam aynanın yanından geçiyordum ki bir saniye içinde kendi gözlerimi gördüm. kahverengilerini sadece. çok seviyorum dedim ben kendimi o an, o yüzden asıl, paylaşmak istiyorum. birini isteme sebebim kendimi paylaşma isteğimden geliyor. dolup taşan sevgiyi paylaşmak gibi. o an o gözlerimin görüntüsünü paylaşmak gibi. ne güzelmiş dedim kahverengisi. gözlerim ne güzelmiş. bunu görmeliydin şu an dedim. belli birine değil, birine sadece. anneme sonunda "anne ben mutluyum ve kendime ağlamadan kendimi seviyorum diyebiliyorum" diyebilmek beni çok duygulandırıyor. gururlandırıyor. çok zor zamanlardan geçtim. geçtik. zaman gerçekten gerekliymiş. zor zamanlar yaşayan birileri varsa oralarda bir yerlerde, her şeyin 180 derece değişebildiğine inanabilirsiniz. sizi bile şaşırtır. zaman bazen gerçekten de ilaç. tutun kendinizi sevdiğiniz birini tutar gibi. bunu kendine hiç yapmıyo insan. zorluklar geçiyor. hepimiz mutlu olmayı hak ediyoruz. olucaz da. :')

animasyonların çocuklar için olmadığını gösteren animasyonlar

wenatrordet
ghibli'nin tüm animasyonları
spiderman into the spider-verse
corpse bride
birçok japon animesi..
5
muamma muamma
Spiderman into the spider-verse Çok iyiydi be :)
wenatrordet wenatrordet
Çok başarılıydı cidden tek geçerim :)
shapeshifter shapeshifter
Bence de çok başarılıydı hatta en iyi spiderman filmiydi bence
wenatrordet wenatrordet
eski bir spiderman hayranı olaraktan... galiba kabul ediyorum bunu.. etkileyiciydi.
lavinia lavinia
ghibli cidden bir başka ya

will robots take my job

wenatrordet
bu sayıyı (%0.4 ihtimal) görmek bende lisede okula konferans vermeye gelen çok bilmiş bir adama tam olarak "kapak" hareketi çekme isteği uyandırdı.
adamın kim olduğunu hatırlamıyorum ama kendi çapında başarılı bir insandı, İstanbul'da özel bir üniversitede hoca mıydııı dekan mıydı ne... tüm konuşma boyunca -çok yakın gelecekte- tıbbın biteceğinden ve artık geleceğinin olmadığından bahsedip durdu. sadece tıp mühendisliği geçerli olacakmış. ayrıca şu "yazılım öğrenin"ciler var ya, onların kökü bu adamdır işte. nasıl kafa yordu bi bilseniz.
ben de tıptan başka bir şey düşünemeyen idealist bir kişilik olarak harap olmuştum o konuşmadan sonra. al işte be adam alll eheheheheheh

tabii ki haklı olduğu konular vardır yine de
4
mdblue mdblue
Böyle bir konferansa ben de katılmıştım. 10 yıl sonrası için (bizde yıl bile vermişti) tıp mezunları işsiz kalacak filan demişti. o zamanlar çok da idealist olmayan ben mühendislik mi yazsam diye düşünmüştüm. o derece kandırmış gibi. hala o kadar çok doktor açığı var ki... o konuşmanın neresinden tutsan elinde kalıyor resmen. ayrıca aynı okulda mı okuduk diye de merak etmedim değil sayın wenatrordet :)
mdblue mdblue
gerçi vakti zamanında böyle konuşmalar yapan çok insan vardı. tıpla ne dertleri varsa? anlamak güç gerçekten...
wenatrordet wenatrordet
bi dertleri var da anlayamadım ben de.. cidden aynı okulda mı okuduk diye düşündüm ama bizim okuldan gaziye gelen olmadı maalesef. ben de o gün krizlere girmiştim napıcam ben ne seçicem şimdii diye :/ boşuna sinir bozmuşlar resmen
mdblue mdblue
Kesinlikle ya. Allah yardım etsin.

insanı geren şeyler

wenatrordet
yumurta soymak. hiç abartmıyorum ama haşlanmış yumurta soyarken bir noktadan sonra bağıra bağıra kavga edebiliyorum kendi kendime. özellikle yumurta tazeyse, o kabuk yumurtaya yapışır. çıkarken beyazından koparır, yumurtayı yarar, iki saat uğraştırır gram gram soyulmaz asla, aradaki elastik tabaka çıkmaz onu soyayım derken beyazından koparırsın falan... bağıra bağıra soyuyorum yumurtayı sanki "sen kimsin de benim beyazımdan parça koparıyosun ulaann!" dercesine. bu da bana dert oldu. vegan olucam bi gün biticek bu iş.
beni bir şeyin germesine de gerek yokmuş galiba anladığımız üzere.

whatsapp vs telegram

wenatrordet
uzun süredir telegram kullanıyorum ve cidden başarılı olduğunu düşünüyorum. güvenliği pek umrumda değil. bir arkadaş grubumuz var orada, gruba bot ekleyip oyun oynayabiliyoruz mesela. şarkı ismi yazınca sözlerini atan bir bot var. hiç telegramdan çıkmadan gruba müzik atıp dinleyebiliyorsunuz, atılan linklere de videolara da önizlemeden bakabiliyorsunuz ve telegramdan çıkmanıza gerek kalmıyor. ses kaydı atmak gibi görüntü atabiliyorsunuz böyle yuvarlak videolar halinde. güzel ya öneririm.
1
ruhdoc ruhdoc
Keşfettikçe büyük bir hazineden neden mahrum kaldığımızı düşünüyorum..

Kendimce bot yapıp botla oynuyorum.
Bot yapmak için bot kullanan telegrama da ayrıca selamlarımı iletirim. BotFather botların babası..
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol