artık paramız ne kadarına yeter, ülke sınırına kadar gidip geri mi döneriz bilemiyorum ama hep bu tayfadandım ya. kendimi bildim bileli. evliliği de gereksiz bulurdum da şu an sadece mantığını biraz anlamış bulunmaktayım.
çocukluktan beridir annemin kafasını iyi şişirmişim belli ki, daha dün birinin nişanına gitmek üzere hazırlanıyorken bir anda "evet kızım yaa bence de düğün yapmayalım ama güzel bir yemek istiyorum. bi kırmızı elbise giyesim var" dedi. çalışmalarım sonucunu vermiş. ki hani annem inanılmaz düğün isteyen bi insandı. hevesini atmak istiyordu, kendi evlendiği sene 99 depreminin yası dolayısıyla hareketli, eğlenceli danslar edememiş, bi göbek atamamış bir halay çekememişler ve bu içinde kalmış annemin. ama ben de tam aksine hayattta göbek atmam ya. sevemiyorum. bana öyle düğün yapar da göbek attırmaya kalkışırsan gelmem kendi düğünüme sen oynarsın diyordum anneme. küçükken teyzemin düğününde kaldırıp oynatmaya çalışmışlar beni, bağıra bağıra ağlamışım hayırrr oynamammm diye. derdim düğünlerle mi oynamakla mı başladı bilemiyorum yani ama genel düğün olayını sevemiyorum. sadece sevdiğim ve yakınım olan insanlardan oluşan küçük bir grupla yemekli bir kutlama bence gayet iş görür ya. abartmaya gerek yok.
anneler ikna edilebiliyormuş! ikna bile değil bu, kendisi öylesinin daha mantıklı olduğunu düşündü gerçekten. mutluyum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?