Dünya hayatı bu, tabiatı gereği böyle olmak zorunda zıtlıklar her daim iç içe çarpışma halindedir ki iyi kötü, güzel çirkin, elmas ile kömürün kıymetleri ortaya çıksın farkı anlaşılsın değerli olduğu fark edilsin. Bu yüzden güldükten sonra gerçekleşecek ağlama halini kabullenmek her şeye iyi yönünden bakmak gerektir.
kore sinemasında fazlaca kullanılan 'iyi ağlatmak için iyi güldürmek gerekir' tekniğinin altında yatan temel düşüncedir. 7. koğuştaki mucize filminin kore versiyonun dramatik açıdan çok etkileyici olmasının nedeni budur diye düşünüyorum. Filmin geneli komik olduğu halde son dakikalarda gösterilen dramatik sahneler izleyicileri ağlatabilmiştir.
Ortaokuldaki en yakın arkadaşım buna çok kalpten inanıyordu. Onunla her gün birkaç saat sokaklarda gezer sohbet ederdik, çok güler eğlenirdik. Her günün sonunda bir anda çok ciddileşir ve uzun uzun sesli dua ederdi nolursun ağlatma allahım diye cbdbbsbx
Ters bakış açısıyla ifadelenen sözdür. Aslında çok ağlayan çok güler. Çözüme ulaşamayacak tüm kırgınlıkların üstünü kapatmanın tek yolu yeniden, gülerek hayata bakabilmektir. Ağlayan olarak tasvir edilen insan, kendi üzüntüsünü örtmek için mutluluktan bir maske takar ve ilginçtir ki bir yerden sonra kendi maskesini gerçek yüzü gibi görür; kırgınlıklarını unutur. Oysa gülmek hayatın çiçek bahçesinden bir çiçeği koklamaktır. Kokusunu aldığınız an daha fazla çiçek olduğu için sevinirsiniz ve yeni bir tanesini koklamak için can atarsınız. Böylece mutluluklar da mutlulukları doğurur. Yani hem çok gülen için hem de çok ağlayan için gelecek bir mutluluk, bir gülme sebebi vardır. Küçük de olsa mutlaka vardır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?