Başta ailem olmak üzere eve geldiğimden beri çevremdeki çoğu insan bana değiştiğimi söylüyor.aynı kalmamalı kişi değişmeli elbet.yaşadıklarından kendine katmalı kimi zamansa yaşadıkları kendinden bir şeyler almalı.böyle olmalı ki yaşamanın da bir anlamı olsun.Öylesine geçip giden günlerden ibaret ve anlamsız olmasın hayat diye düşünürdüm ben.Ama bu kötü bir şeymiş gibi sanki kötü bir şekilde değişmişim gibi beni incitecek üsluplarla söylediler sürekli.Öyle olunca ben de kendimi sorgulamaya başladım.Değişen ne onu bulmak istedim.neyin değiştiğini sorduğumda bana eskiden bizimle daha çok konuşurdun daha çok gülerdin daha heyecanlı olurdun daha çok koşuştururdun diye cevap verdiler.bilmiyorum sayın yazarlar ben hep içime kapalı olandım hep kendimi sadece kendimle konuşan,kimselerle içini paylaşmayandım.ben hep yalnız olan yalnız kalmak için zaman kollayandım.ben hep insanlarla az konuşan ama kendi içinde susmak bilmeyendim.ben hep daha çok sevdiklerim mutlu olsun diye gülen sevdiklerinin olmadığı yerde küçük bir tebessüm bile etmeden öylece durandım.ama bu yıl galiba bir şeyler oldu.belki artık gücüm tüm bu dediklerime yetmedi.kendi içimde o kadar boğuldum ki dışarıdakilere istediklerini veremedim.Belki artık sevdiklerim için değil biraz da kendim için yaşamayı öğrendim.kendime öncelik vermeyi seçtim.belki de hayatın aldıkları kattıklarından fazlaydı. Bilmiyorum. Ne oldu ne bitti bilmiyorum.Nasıl oldu da insanları hayal kırıklığına uğrattım bilmiyorum.onlar bana nedenini sormadan sadece sonucu yargılamakla meşgul oldukları için hayal kırıklıklarına üzülmem gerekir mi onu da bilmiyorum.ama bir şeyi çok iyi biliyorum.bu yıl “ilk defa”yaşadığım çok şey oldu.ilk kez;içten kahkaha attım,kendimi durduramayıp bitap düşene kadar ağladım,yeni duygularla tanıştım ve sonuna kadar onları hissettim,bir şeyleri başardım,doğru seçimler yaptım,yanlış insanlara güvendim,yeni bilgiler öğrendim,kendimi kendim toparladım,birilerine kendimi açtım içimi paylaştım.tüm bunlardan ruhuma bir şeyler katmasam,hep aynı kişi olsam daha mı iyi olurdu ki sayın yazarlar? Eğer aynı ben olsam,bu ilkler gerçekleşmese ya da gerçekleşenlerden ruhuma yeni şeyler işlenmese daha mı mutlu edecektim onları? Tüm bu ilklerden,yaşanmışlıklardan yoksun gülüşüm daha mı anlamlı olurdu onlar için? Susup içime attıklarım sayesinde yazdıklarım yerine amaçsızca konuşsam daha mı benimserlerdi beni?
Bilmiyorum. Ama sadece mutlulukları değil, hüznümü de gözyaşlarımı da seviyorum.ilk kez yaşadığım,bana yenilikler katan her şeyi seviyorum.beni ben yapan her zerreme çok şükür.yani kendime kattıklarımla bir “ben” oluşturamayacaksam ne anlamı var ki yaşamanın ? Ya da başkaları için kendimi zorladığım ruhsuz bir benle anlamı olur mu yaşamanın ?
…
Cansız bir varlık düşünelim, örneğin bu bir masa olsun. Masayı yüz sene de bıraksak aynı masa olarak kalacaktır. İyi mi kötü mü olacağı bilinmez ancak kaçınılmaz olan bir olgu vardır ki canlı olan bir varlık ise mutlaka değişecektir. Değişim konusunda da çevremizdeki insanlar bazen buz dağının alt kısmını görmeyebiliyor; yani değişimi görüyor ama bunun nasıl olduğunu, niye olduğunu göremeyebiliyor. Bu durumu da biraz kabullenmek lazım diye düşünüyorum.
Haklısınız sayın yazar. Bilmiyorum belki kendileri için de mutlak olan bu kavramı biraz daha az yargılasalar kabullenmek daha kolay olurdu. Ama zaten bir yerde dediklerini kabullenmek zorunda kalıyorum.önemli olan,kendimde olup dışa yansıyan değişimin sonuçlarını ve sebeplerini bilmek galiba.