Gütf'liler de ikiye ayrılır:
Sözlük hesabı olanlar ve olmayanlar
insanlar ikiye ayrılır
Ketçap sevenler ve meyonez sevenler
Ben meyonezciyim tarafımızı belli edelim✌🏻
Ben de ne tesadüf 🤭
Zor seçim ben ranch diyorum :)
Ben kendimi koca bir mayonez olarak hayal ediyorum
Doğuştan fotojenik olanlar ve fotoğraf çekinirken poz vermesine rağmen gözü kapalı çıkanlar.
ben ve diğerleri olarak ikiye ayırabiliriz. biraz fazla egoistçe olur ancak böyle bir ayrım yapılabilir.
Ejderhası olanlar ve olmayanlar
evet bu da farklı bir seçenek :D
Sağ ol'u doğru yazanlar ve yazmayanlar.
Çok saçma bir laf duymuştum espri mi onu da anlamadım anlayan varsa bana da anlatrsa cok sevinirim şey diyordu
" İnsanlar ikiye ayrılır. İnsanlar ikiye ayrılır diyenler ve demeyenler"
Sıkıntı bende mi ya her seferinde düşünüyorum ama bir sey anlamıyorum.
" İnsanlar ikiye ayrılır. İnsanlar ikiye ayrılır diyenler ve demeyenler"
Sıkıntı bende mi ya her seferinde düşünüyorum ama bir sey anlamıyorum.
Bu asla asla deme gibi bir cümle bence sayın lavinia. Yani söylenme amacı taşımıyor sadece bir paradoks olsun diye söylenmiş diye düşünüyorum. Nacizane..
Anladımm doğru olabilirrr
gerçekten insan olanlar ve insan görünümünde olanlar
Yener Çevik'ten bir alıntı bırakalım:
"bir taraf siyah olur, bir taraf beyaz. bir tarafta düğün var bir tarafta yas."
"bir taraf siyah olur, bir taraf beyaz. bir tarafta düğün var bir tarafta yas."
Çok farklı ve hoş yorumlar var. Ama ben yüksekten bakacağım ya da en derinden. ;) aslında tepe ya da dip değil. Önemli olan uçlardan bakabilmek.
İnsanlar ikiye ayrılır: farkında olanlar ve farkında olmayanlar. Peki neyin farkındalığı bu? Aslında çok da derin düşünmemek gerek bu farkındalık konusunda ya da derin düşünebilirsiniz. Söz konusu farkındalık olunca boyutların pek de bir önemi kalmıyor zira. Geriye tek bir nokta kalıyor: işte farkındalık bu noktadadır. Noktayı fark edebilmek mi? Hayır. O noktanın aslında olmadığını fark edebilmek.
İnsanlar ikiye ayrılır: bir noktaya varabilmek uğruna yolda olanlar ve yalnızca yolun kendisi için yolda olanlar. Peki yola çıkmayanlar? Var mıdır böyleleri? Yaşamak bir yolda olma durumu değil mi?
Ödül, yolculuğun kendisidir. Yolun sonuna geldiğinizde önemli olan tek şey ne kadar yol gittiğimiz mi yoksa ne kadar yer değiştirdiğimiz mi? Ya da unutun, yolun sonu var mı yoksa biz yolda olmaktan istifa mı ederiz? Yaşamdan pes mi ederiz?
İnsanlar ikiye ayrılır: yaşayanlar ve ölüler. Peki hayatta olmak yaşamak mıdır, yoksa ölenler de yaşar mı? Hayat var olmak mı yoksa zamandan bağımsız var olmuş olmak mı? Dün, bugün veya yarın...
Demek insanlar ikiye ayrılır: şimdidekiler ve şimdide olmayanlar. Ya da insan zamanı aşamaz mı? Yok mudur her zamanda yaşayabilen. Her zaman yaşayanlar çıkar da her zamanda yaşayan çıkar mı? Yoksa yalnızca tek bir seçenek var da biz hep ikinciyi farz mı ederiz?
Sahi insanlar ikiye ayrılır mı?
;)
İnsanlar ikiye ayrılır: farkında olanlar ve farkında olmayanlar. Peki neyin farkındalığı bu? Aslında çok da derin düşünmemek gerek bu farkındalık konusunda ya da derin düşünebilirsiniz. Söz konusu farkındalık olunca boyutların pek de bir önemi kalmıyor zira. Geriye tek bir nokta kalıyor: işte farkındalık bu noktadadır. Noktayı fark edebilmek mi? Hayır. O noktanın aslında olmadığını fark edebilmek.
İnsanlar ikiye ayrılır: bir noktaya varabilmek uğruna yolda olanlar ve yalnızca yolun kendisi için yolda olanlar. Peki yola çıkmayanlar? Var mıdır böyleleri? Yaşamak bir yolda olma durumu değil mi?
Ödül, yolculuğun kendisidir. Yolun sonuna geldiğinizde önemli olan tek şey ne kadar yol gittiğimiz mi yoksa ne kadar yer değiştirdiğimiz mi? Ya da unutun, yolun sonu var mı yoksa biz yolda olmaktan istifa mı ederiz? Yaşamdan pes mi ederiz?
İnsanlar ikiye ayrılır: yaşayanlar ve ölüler. Peki hayatta olmak yaşamak mıdır, yoksa ölenler de yaşar mı? Hayat var olmak mı yoksa zamandan bağımsız var olmuş olmak mı? Dün, bugün veya yarın...
Demek insanlar ikiye ayrılır: şimdidekiler ve şimdide olmayanlar. Ya da insan zamanı aşamaz mı? Yok mudur her zamanda yaşayabilen. Her zaman yaşayanlar çıkar da her zamanda yaşayan çıkar mı? Yoksa yalnızca tek bir seçenek var da biz hep ikinciyi farz mı ederiz?
Sahi insanlar ikiye ayrılır mı?
;)
Gerçekler ve sahteler. Sahte olanlar paketine göre alınan ancak sıkıldığında ekşi, bayat bir koku veren sahte parfümlerle aynı etkiyi yaratır. Fiyatları ile sizi cezbedip gerçek olanın önüne geçerler. Bulunması daha kolaydır. İlk bakışta gerçekle aynı görünür üstelik. Kokusunu sevenler de vardır muhakkak. Fakat onlar gerçek parfümü koklamamış oldukları için sahte olanın çirkin kokusunu henüz kavrayamamış olanlardır.
ankaralılar ve diğerleri
Bu genelde İstanbullular için kullanılır: istanbullular ve taşralılar diye. Ama yine de siz bilirsiniz sayın schrodingerin kedisi :)
Yine bir no.1 alıntısı yapalım...
'Bir taraf zengin, bir taraf fakir
Aslına bakarsan başka taraf yok'
'Bir taraf zengin, bir taraf fakir
Aslına bakarsan başka taraf yok'
-şanslılar ve şanssızlar
bir tarafta -15 derecede ayağında ayakkabı olmayan, evi sokak olan, bir sonraki yemeğinin ne olduğunu bilmeyen, çocuğuna kitap, defter alamadığı için intihar eden insanlar varken öbür tarafta sanatı, aşkı, renkleri, aromaları, bilimi düşünebilecek vakti olan insanlar vardır. hepsinin embriyolojik dönemdeki gelişimi aynıdır ancak dünyaya geldikleri anda şans faktörü bu eşitliği bozar.
bir tarafta -15 derecede ayağında ayakkabı olmayan, evi sokak olan, bir sonraki yemeğinin ne olduğunu bilmeyen, çocuğuna kitap, defter alamadığı için intihar eden insanlar varken öbür tarafta sanatı, aşkı, renkleri, aromaları, bilimi düşünebilecek vakti olan insanlar vardır. hepsinin embriyolojik dönemdeki gelişimi aynıdır ancak dünyaya geldikleri anda şans faktörü bu eşitliği bozar.
İnsanlar aslında aydınlıktakiler ve karanlıktakiler olarak ikiye ayrılır.
Karanlıktakilerin sayısını azaltıp, aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak, işte hedef budur. Bu yüzden "Bilgi!", "Bilim!" diye bağırıyoruz. Okumayı öğrenmek ışığı yakmaktır; tüm hecelemeler kıvılcımlardır.
sefiller-victor hugo
Karanlıktakilerin sayısını azaltıp, aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak, işte hedef budur. Bu yüzden "Bilgi!", "Bilim!" diye bağırıyoruz. Okumayı öğrenmek ışığı yakmaktır; tüm hecelemeler kıvılcımlardır.
sefiller-victor hugo
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?