Akıl sağlığını kaybetmiş, bunu da nesilden nesle aktaran bir toplumun ürkütücü ritüelini içeren ari aster filmi. Film boyunca “psikologum bozuldu nasıl çıkılıyor buradan?” cümlesi zihnimdeydi. İnanılmaz aydınlık bir ortam, çiçekler böcekler falan derken bir bakıyorsunuz 72 yaşına gelen teyzeler amcalar kendilerini uçurumdan atıyorlar. Atlayınca ölmedilerse herkes histerik çığlıklar atmaya başlıyor ve bir şekilde öldürülüyorlar, öldürülünce histerik çığlıklar kesiliveriyor. Bunu gören misafirler ne yapıyor peki? İçlerinden biri ki sonra kendisi dölleme ayininde kullanılıp kurban ediliyor, o onların geleneği ama ne var bunda diyor. Arkadaşları kayboluyor, gece birlikte yattıkları adam yok. Hiçbiri sormuyor bizim bir arkadaş vardı ne oldu ona diye. Filmin bu kısımlarında ya sabır çektim gerçekten. Hele pelle'ye ne demeli? Ya insan arkadaşlarına bunu yapar mı? Sen kafayı mı yedin evladım? Niye insanları böyle bir şeye dahil ediyorsun, git kendin yap ayinini sonra dön medeniyete. Öte yandan her şey o kadar normalmiş gibi ki ortamdan dolayı, insan gerilmeye utanıyor. Yalnız bunları nasıl bu zamana kadar bulmamışlar ilginç, İsveç'tesin sen yani sizi çoktan bulup akıl hastanesine kapatmaları gerekiyordu.