Hatırlamadığım bir sebepten dolayı annem bana kızmıştı ben de tepki olarak sağ kaşımın bir kısmını kesmiştim. Annem üzülüp geri adım atar diye düşünmüştüm bunu görüp daha çok sinirlenmişti (bayağı hem de), daha kötü olmuştu.
Çok küçükken de vitrin camını indirmiştim. O zaman da çizgimizi bozmayarak vitrinlere karşı olan tavrımızı belli etmişiz. Niye var vitrin.
Beyin
Burada okuduğum bir entry'yi orada da görünce gülümseten sayfadır. Ayrıca yazarlarımıza kendi entry'sini beğenme imkanı vermektedir:)
Kendi entrylerini beğenmeyenler tebessüm ediyor. ;)
Yalan yok bunu yazarken sizin daha önce girdiğiniz entry aklıma geldi sayın mdblue shzjhhzhzhzh
Evet ben de hissettim onu gerçekten :) iyi yaptınız. ;))
O komite ki inen ve çıkan yollar birbirine girer, kranial sinir çekirdekleri beynin içinde dans eder, refleks arkı rüyalara girer.
Şaka bir yana dönem ikinin en zorlu komitelerinden biridir, ilk virajdır (bizim dönemde nöroloji komitesi ortalaması 65, kardiyoloji 56'ydı). Hiçbir şey bilmiyormuş gibi gelir ama çoğunlukla öyle değildir, detay fazla olduğu için boğmuş olabilir. Komite yaklaşınca özellikle anatomi çıkmış sorularının analiz edilmesi yarar sağlar. Bu konuda daha fazla bir şey yazamayacağım, detaylı bir yorumum da olmayacak çünkü ben biliyor olsam zaten zamanında yapardım. Kelin ilacı olsa başına sürer derler. (Bilgili arkadaşlar belki aşağı yazabilir:) )
Not: Brown-sequard sendromu sorulabilir, girmeden nerede ne olduğuna bakmak faydalı olur.
Şaka bir yana dönem ikinin en zorlu komitelerinden biridir, ilk virajdır (bizim dönemde nöroloji komitesi ortalaması 65, kardiyoloji 56'ydı). Hiçbir şey bilmiyormuş gibi gelir ama çoğunlukla öyle değildir, detay fazla olduğu için boğmuş olabilir. Komite yaklaşınca özellikle anatomi çıkmış sorularının analiz edilmesi yarar sağlar. Bu konuda daha fazla bir şey yazamayacağım, detaylı bir yorumum da olmayacak çünkü ben biliyor olsam zaten zamanında yapardım. Kelin ilacı olsa başına sürer derler. (Bilgili arkadaşlar belki aşağı yazabilir:) )
Not: Brown-sequard sendromu sorulabilir, girmeden nerede ne olduğuna bakmak faydalı olur.
༎ຶ‿༎ຶ
Ses yalıtımlarının kötü olması. Üst komşunun konuşmalarını duyabiliyorum bazen eğer biraz yüksek sesliyse. Muhtemelen alt komşu da beni duyuyordur yani iyi bir şey değil. Enstrüman çalan için bu durum büyük engel zaten.
Bu öğrendiğim biraz genel biyoloji kısmına giriyor gibi. Virüsü enfekte eden başka parazitlerin varlığıdır. (bkz: virofaj)
Bu hayatta virüse bile rahat yok. Virüs de olsan manyağın biri musallat oluyor.
Bu hayatta virüse bile rahat yok. Virüs de olsan manyağın biri musallat oluyor.
Maalesef hayatını kaybetmiş olan hekimdir. Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu münferit bir olay değil. Tedbirsizlik ve insanlarda adım adım oluşan(veya oluşturulan) algı sonucu gayet de göz göre göre gelen bir cinayettir. Hekimler özlük haklarını kaybettikten sonra herhalde ki sıra canlarına geldi. Daha ne kadar kötü bir olay yaşanması lazım.
"Doktor bulamıyoruz, para için özele geçiyorlar, yurtdışına gidiyorlar." Diyenleri de sahneye alalım. Bulunca gösterilen muamele ortada. İşyerinde beğenmediği yemek çıkınca şımarıklık yapacak adamlar, doktor düşük ücretten ölme pahasına bana baksın istiyor; sonra da doktor bulamıyoruz, Allah Allah ne kadar ilginç.
Kardiyoloji düşünen beni de derin düşüncelere itti bu olay. Klimalı ofisinde yalandan çalışıp "doktorlar rahatı için bilmem şu bölümleri seçiyorlar." Diyenler vardı bir de. Alın gördünüz işte şimdi.
Bu sorun daha da kronikleştiği gibi çözülecek elle tutulur bir adım da görülmüyor. Allah herkese sabır versin artık.
Tıp için bu kadar emek harcamış bir hekim, yaptığı meslekten dolayı artık hayatta değil. gerçekten çok üzücü ve trajik bir durum. Tekrardan mekanı cennet olsun.
Bu münferit bir olay değil. Tedbirsizlik ve insanlarda adım adım oluşan(veya oluşturulan) algı sonucu gayet de göz göre göre gelen bir cinayettir. Hekimler özlük haklarını kaybettikten sonra herhalde ki sıra canlarına geldi. Daha ne kadar kötü bir olay yaşanması lazım.
"Doktor bulamıyoruz, para için özele geçiyorlar, yurtdışına gidiyorlar." Diyenleri de sahneye alalım. Bulunca gösterilen muamele ortada. İşyerinde beğenmediği yemek çıkınca şımarıklık yapacak adamlar, doktor düşük ücretten ölme pahasına bana baksın istiyor; sonra da doktor bulamıyoruz, Allah Allah ne kadar ilginç.
Kardiyoloji düşünen beni de derin düşüncelere itti bu olay. Klimalı ofisinde yalandan çalışıp "doktorlar rahatı için bilmem şu bölümleri seçiyorlar." Diyenler vardı bir de. Alın gördünüz işte şimdi.
Bu sorun daha da kronikleştiği gibi çözülecek elle tutulur bir adım da görülmüyor. Allah herkese sabır versin artık.
Tıp için bu kadar emek harcamış bir hekim, yaptığı meslekten dolayı artık hayatta değil. gerçekten çok üzücü ve trajik bir durum. Tekrardan mekanı cennet olsun.
(bkz: dönem1ken çsden kovulmak)
Adamları eskiden çs'den atıyorlarmış, şimdi flörtleşiyorlar. İşte ben kazanım elde etmek diye buna derim. Takdir ettim.
Tanım: yine de bir şans verilebilir diye düşündüğüm durum.
Adamları eskiden çs'den atıyorlarmış, şimdi flörtleşiyorlar. İşte ben kazanım elde etmek diye buna derim. Takdir ettim.
Tanım: yine de bir şans verilebilir diye düşündüğüm durum.
Küçükken teoman'ın şarkısını "bir kar tanesi ol kombinin bir ucuna" şeklinde zannediyordum. Kombi ne alaka herhalde kış olduğu için kar tanesi kombiye geliyor diye düşünürdüm. Kon dilimin ucunaymış meğer.
Çalınmış demeyelim de sandalye rotasyona gitmiş diyelim.
Bu güzeldi 🤣👍🏼
Maden suyu. Bir döneme kadar tatsız diye sevmezdim şu an bayağı hoşuma gidiyor. Su var, mineral var, sindirimi kolaylaştırıyor, daha ne yapsın maden suyu.
Edit: yazım yanlışı düzeltildi.
Edit: yazım yanlışı düzeltildi.
-asla pes etme.
-sakın hayallerinden vazgeçme.
-başarmak için uyumayın, çok çalışın.
Bunlar ve türevleri motivasyon sözleri bence biraz klişe. Yanlıştırlar demiyorum ancak elle tutulur bir çözüm önerisi sunduklarını da düşünmüyorum.
-sakın hayallerinden vazgeçme.
-başarmak için uyumayın, çok çalışın.
Bunlar ve türevleri motivasyon sözleri bence biraz klişe. Yanlıştırlar demiyorum ancak elle tutulur bir çözüm önerisi sunduklarını da düşünmüyorum.
1/3 asgarî ücret de harca harca bitmiyordur şimdi (!)
Şu an için 1/5 desek çok yanlış olmaz. Olası zamla beraber beklenti 1/4
Laptop'un kamera kısmını kağıtla kapatmak. Bulunduğum odada camı, kapıyı ve perdeyi kapalı tutmak. He sanki beni kim görecek, görüp ne yapacak ama takıntı sonuçta anlamlı bir şey değil.
şuan laptop kameramızda kuzulu bir sticker var :)))) gerçekten ben de perde ve güneşlik hiç açamıyorum. çok garip ama sanırım güvende olduğumu kendime kanıtlamak istediğimden yapıyorum.
Aynen öyle sayın elmaliturta.
Gözlemlediğim durum. Bunu da misafirliğe gelenlerden ya da gittiğimiz yerlerde sürekli sen şimdi ne üzerine okuyorsun, bölüm seçtin mi, ne doktoru olacaksın bitirince? Gibi sorular gelmesinden anlıyorum.
Şimdi amacım küçümsemek ya da neden bilmiyorlar diye kızmak değil Gördüğüm bir durumu ortaya koymak. Bence bu durum uzmanlık gerektiren işlemlerin öneminin kavranmasını azaltıyor olabilir. Yani bazı insanlar bir onkoloji uzmanının 6 yıl okuyup direkt o şekilde göreve başladığını sanıyor olabilirler. Bu şekilde uzmanlık dallarının öneminin de yeterince anlaşılamamış olması olası. "Doktor yok." Denince "nasıl yok!" Sorusunu getiren etmenlerden biri bu olabilir.
"Bir çözüm önerin var mı?" Derseniz, yok. Yani etrafa "uzmanlık en az 10 sene haberiniz olsun." Diye pankart asamayız. Belki belirli platformlarda(medya...vs) bu durum anlatılabilir ama nasıl olur bilmiyorum.
Şimdi amacım küçümsemek ya da neden bilmiyorlar diye kızmak değil Gördüğüm bir durumu ortaya koymak. Bence bu durum uzmanlık gerektiren işlemlerin öneminin kavranmasını azaltıyor olabilir. Yani bazı insanlar bir onkoloji uzmanının 6 yıl okuyup direkt o şekilde göreve başladığını sanıyor olabilirler. Bu şekilde uzmanlık dallarının öneminin de yeterince anlaşılamamış olması olası. "Doktor yok." Denince "nasıl yok!" Sorusunu getiren etmenlerden biri bu olabilir.
"Bir çözüm önerin var mı?" Derseniz, yok. Yani etrafa "uzmanlık en az 10 sene haberiniz olsun." Diye pankart asamayız. Belki belirli platformlarda(medya...vs) bu durum anlatılabilir ama nasıl olur bilmiyorum.
Burada anlattıklarımı bir şekilde okulda arkadaşlarıma anlatmam ve buraları okuyan dikkatli birinin kim olduğumu bulması.
Müzik dinlenerek ve yol izlenerek yapılan yolculuk, özellikle gece olan.
Bunu şu sıralar yapma imkanım olmadığı için (çünkü nereye gideyim) arkaya müzik açarak ETS isimli oyunda tır sürüyorum. Covid sağ olsun yolculuk bile online yapıyoruz.
Selektör de yapıyorum tabii ki, botlar anlamıyor ama olsun.
Bunu şu sıralar yapma imkanım olmadığı için (çünkü nereye gideyim) arkaya müzik açarak ETS isimli oyunda tır sürüyorum. Covid sağ olsun yolculuk bile online yapıyoruz.
Selektör de yapıyorum tabii ki, botlar anlamıyor ama olsun.
1. Benden önceki yazarların da bahsettiği gibi beklemek. Sürekli bir şeyleri bekliyor olmak. Artık stajyer olmanın bir rutini olarak düşünmeye başlıyorsunuz beklemeyi.
2. Stajyer kartlarının manyetik özelliği olmadığı için kapıları açamamak. Birinin gelip açması lazım.
3. Herkesin daha yeni öğrenmesinden dolayı muayenelerin hep suboptimal olması. Ama bir yerden sonra rayına oturuyor genelde. Ya da en azından biliyormuş gibi yapmak lazım:)
4. Sınavlar. Dönem 5 kadar sık olmasa da sürekli sözlüye çalışmak, hasta hazırlamak, pratiklere çalışmak ve son günkü kaotik ortam.
5. Staj grubu ile oluşan sorunlar. Aslında genellikle staj gruplarındakiler birbiriyle uyumlu olur ama arada ufak anlaşmazlıklar da olabilir. Olsun, arkadaşlar arasında olur öyle şeyler;)
6. Ve son olarak pratik sonrası, grupla kare çarşıda bir şeyler içip muhabbet etmek. Ee o kadar sınava girdik, muayene yaptık, bekledik bu kadarı da olsun değil mi.
Not: bu entry mizahi amaçla yazılmıştır. Tabii ki de derslerimize çalışıp en iyi şekilde öğrenmeye gayret ediyoruz.
2. Stajyer kartlarının manyetik özelliği olmadığı için kapıları açamamak. Birinin gelip açması lazım.
3. Herkesin daha yeni öğrenmesinden dolayı muayenelerin hep suboptimal olması. Ama bir yerden sonra rayına oturuyor genelde. Ya da en azından biliyormuş gibi yapmak lazım:)
4. Sınavlar. Dönem 5 kadar sık olmasa da sürekli sözlüye çalışmak, hasta hazırlamak, pratiklere çalışmak ve son günkü kaotik ortam.
5. Staj grubu ile oluşan sorunlar. Aslında genellikle staj gruplarındakiler birbiriyle uyumlu olur ama arada ufak anlaşmazlıklar da olabilir. Olsun, arkadaşlar arasında olur öyle şeyler;)
6. Ve son olarak pratik sonrası, grupla kare çarşıda bir şeyler içip muhabbet etmek. Ee o kadar sınava girdik, muayene yaptık, bekledik bu kadarı da olsun değil mi.
Not: bu entry mizahi amaçla yazılmıştır. Tabii ki de derslerimize çalışıp en iyi şekilde öğrenmeye gayret ediyoruz.
efsane alternatif son: bütçe fazlalığı:)
Başarılı bir entry efenim, teşekkür ediyoruz.
Sağ olun sayın objector.
Sayın fistikgibiri gece gece hem güldürdünüz hem üzgünüz:')
Ayaküstü sözlüye çekilip, alay konusu olabileceğiniz yer. Nereden biliyorsun diye sormayın :')
Üstelik aynı hoca gerçek sözlümüze de gelmişti sonradan.
(bkz: genel cerrahi)
Üstelik aynı hoca gerçek sözlümüze de gelmişti sonradan.
(bkz: genel cerrahi)
Kendi deneyim ve görüşlerimden yola çıkarak dönem 4 için bir entry gireyim. Herkesin bu süreçte yaşadıkları ve konu hakkındaki görüşleri farklı olabilir. Biraz sizi aydınlatabilirsem ne mutlu bana.
Öncelikle stajyer olan arkadaşları tebrik ederim. Pandemi döneminden çıkıp buraya kadar gelebildiyseniz bile iyi bir başarı. Buraya kadar geldiyseniz bundan sonrasını da halledersiniz diye düşünüyorum.
1) Başlamadan önce genel bilgiler:
Dönem 4'te ilk başta alacağınız akılcı ilaç kullanımı stajı da dahil olmak üzere 8 staj var. Akılcı ilaç kullanımını ilk hafta herkes alıyor ve bitiriyor. Bu stajdan sonra artık gruplara bölünerek kendi stajlarınızda derslere başlıyorsunuz. Döneminiz A ve b grubu olmak üzere önce ikiye, daha sonra a grubu 2 grup ve b grubu da 3 grup olacak sekilde bölünmeye uğruyor. Liste sırasına göre stajlar şu şekilde başlıyor ve alta doğru kayarak ilerliyor (eğer son iki senede sistem değişikliği olmadıysa):
A1-dahiliye(9 hafta)
A2-pediatri(9h)
B1-kadın doğum(6h)
B2-genel cerrahi(6h)
B3-radyoloji/göğüs/kardiyoloji(6h)
Stajlara bu şekilde başlıyor ve hepsini göre göre sene sonuna kadar gidiyorsunuz. Bu stajlar da kendi içinde teorik ve pratik dersleri ihtiva ediyorlar. Staja göre değişmekle birlikte, genellikle teoriklere %70, pratiklere %80 katılım bekleniyor.
2a) teorik dersler: dönem 1-2-3 ile aynı. İlgili amfiye gidip ders görüyorsunuz.
2b) pratik dersler: işte stajın esas kısmı burası diyebilirim. Dersi anlatacak ilgili öğretim üyesini belirlenen saatte bularak ders yapıyorsunuz. Bu dersler genellikle 5-10 kişilik gruplarla oluyor. Derste muayene yapma, anamnez alma, soru-cevap, hocanın direkt ders anlatması, poliklinikte gözlem gibi geniş bir yelpazede ders yapabiliyorsunuz. Ne olacağı tamamen hocaya ve bölümdeki işleyişe kalmış. Bu pratiklere biraz konuya bakıp gitmek hem öğrenme açısından hem de soru cevaplama açısından iyi oluyor. Buralarda yazar arkadaşlarımın dediği gibi soru sormaktan çekinmeyin, merak ettiklerinizi sorun, derse interaktif katılın hocalar da zaten bunu bekeyecektir. Eğer hocalar sert konuşur derseniz de öyle şeyler olabilir tabii ama hemen demoralize olmamak lazım, sonuçta biz öğrenmek için geliyoruz ve öğrenme sürecimiz devam ediyor.
3) sözlü sınav:
Sınav sistemi artık preklinikten biraz farklılaştı. Çalışma şekliniz çok değişmiyor aslında, çünkü size anlatılanları yine okuyarak ve dinleyerek öğreniyorsunuz ama öğrenme mentaliteniz biraz değişecektir. Artık sadece test sınavı çözmeniz değil bildiğiniz şeyleri anlatabiliyor olmanız da gerekecek. Sözlü sınavda da, bu tamamen kendi görüşüm, olay biraz jüriyi konuları bildiğinize ikna etmekte bitiyor. Şimdi, sözlü sınavda sizden vakaya yaklaşmanız istenebilir, bir konuyu anlatmanız istenebilir, bir tablo/endikasyon/liste saymanız istenebilir, direkt spot bilgi sorulabilir. Bu spektrum da geniş. Bilgileri kategorize ederek çalışmak bana göre daha iyi oluyor. Soru yöneltildiğinde bir durup "şimdi bana nereyi soruyorlar?" Diye düşünürdüm (eğer bunu yapabilecek kadar konulara hakimsem) ondan sonra o kısmı belirli bir sistematik içinde anlatmaya çalışırdım. Bazen sorular açık olmayabilir. Konu başlıklarını aklınıza getirirseniz işin içinden çıkmanız kolaylaşabilir. Örneğin: karaciğer hakkında hasta üzerinden konuştunuz. Sonra size "bu hastada bilinç bulanıklığı gelişti. Başka ne gibi şeyler görülebilir?" Şeklinde soru yöneltildi. Konuşulan hasta kc hastası> verildiyse konuştuğunuz şey muhtemelen sirozdu (öyle varsayalım)> size anlatılan şey hepatik ensefalopati denen durum olabilir (burada teorik bilgi gerekiyor) Yani size burada hepatik ensefalopatinin klinik bulguları sorulmuş. Burada da bu durum hakkında bildiklerinizi anlatabilirsiniz. Daha da ilerletirsek mesela buradan da size siroz komplikasyonları gibi follow up questionlar gelebilir. Sözlü genel olarak bu şekilde ilerleyebilir. Yaklaşım soruları için de hastalıkları tanım- etyoloji- patofizyoloji(opsiyonel)- klinik- tanı- tedavi şeklinde çalışabilirsiniz. Son olarak da konuları hiç olmazsa konunun alt başlıklarını hatırlayacak şekilde çalışırsanız bence faydası olur diye düşünmekteyim. Sene içinde kendi çalışma şeklinizi bulacak ve muhtemelen benim anlattığımdan daha iyi bir konuma geleceksiniz.
4) pratikler:
Sizden daha çok anamnez alma ve muayene yapma becerilerini kazanmanız istenir. Bunun için çoğu bölüm size tekli veya ikili, üçlü sayıda gruplarla hasta hazırlatır. Grubun diğer üyeleri ile önceden konuşup bir plan çizmek bu yönden iyi olur diye düşünüyorum bu iş için. Muayeneler ve anamnez işinin nasıl yapılması gerektiği zaten size anlatılacaktır. Benim sadece önerim bunu da belli bir sistematik içinde yaparsanız bence daha güzel olur. Muayene ve anamnez için mavi kapaklı bir kitap pdfsi var onu muhtemelen gruplara atarlar, eğer hiç bulamazsanız ben size bir şekilde atabilirim. Bu kitap bence gayet açık ve faydalı, onu okuyabilirsiniz.
5) puanlama/bütünleme: puanlar sınavlardan yaklaşık birkaç gün sonra harf notu olarak açıklanıyor. Sınav sistemi çok fazla dış faktöre bağlı olduğu için, benim kendi düşüncem, harf notları bu stajların size kattıklarını bence tam olarak yansıtmıyor. Bu yüzden çok kıyaslama içine girmenizi kendi adıma önermem. Olur da işler istediğiniz gibi gitmez de bütünlemeye kalırsanız da hemen demoralize olmuyoruz. Elimizden geleni yapıp bir yaz günü bu işi halletmeye çalışıyoruz.
6) tus: tusa herkes 5'te başlıyor zaten genelde. Dönem 4 için çok yapılacak bir şey yok. Eğer tus kitabı okumak suretiyle staja çalışıyorsanız belki küçük bir etkisi olabilir. Bu sene isterseniz tıpdil, yökdil onları halledebilirsiniz.
Benim yaşadıklarımdan anlatacaklarım bu şekilde. Bence ayriyeten girişken olun. Bir yerde bir şey yapılıyorsa görmeye çalışın. Zaten burası üniversite hastanesi olduğu için, en azından çoğunlukla size gelme demezler. Kendinizi tanıtıp düzgün ifade ettiğiniz sürece gözlem yapma imkanı oluyor.
Umarım hem dersleriniz hem sosyal hayatınız iyi geçer:) staja başlayacaklara başarılar dilerim. Yine aklınıza takılan bir şey olursa bence sözlüğe sorabilirsiniz.
Edit: tus
Öncelikle stajyer olan arkadaşları tebrik ederim. Pandemi döneminden çıkıp buraya kadar gelebildiyseniz bile iyi bir başarı. Buraya kadar geldiyseniz bundan sonrasını da halledersiniz diye düşünüyorum.
1) Başlamadan önce genel bilgiler:
Dönem 4'te ilk başta alacağınız akılcı ilaç kullanımı stajı da dahil olmak üzere 8 staj var. Akılcı ilaç kullanımını ilk hafta herkes alıyor ve bitiriyor. Bu stajdan sonra artık gruplara bölünerek kendi stajlarınızda derslere başlıyorsunuz. Döneminiz A ve b grubu olmak üzere önce ikiye, daha sonra a grubu 2 grup ve b grubu da 3 grup olacak sekilde bölünmeye uğruyor. Liste sırasına göre stajlar şu şekilde başlıyor ve alta doğru kayarak ilerliyor (eğer son iki senede sistem değişikliği olmadıysa):
A1-dahiliye(9 hafta)
A2-pediatri(9h)
B1-kadın doğum(6h)
B2-genel cerrahi(6h)
B3-radyoloji/göğüs/kardiyoloji(6h)
Stajlara bu şekilde başlıyor ve hepsini göre göre sene sonuna kadar gidiyorsunuz. Bu stajlar da kendi içinde teorik ve pratik dersleri ihtiva ediyorlar. Staja göre değişmekle birlikte, genellikle teoriklere %70, pratiklere %80 katılım bekleniyor.
2a) teorik dersler: dönem 1-2-3 ile aynı. İlgili amfiye gidip ders görüyorsunuz.
2b) pratik dersler: işte stajın esas kısmı burası diyebilirim. Dersi anlatacak ilgili öğretim üyesini belirlenen saatte bularak ders yapıyorsunuz. Bu dersler genellikle 5-10 kişilik gruplarla oluyor. Derste muayene yapma, anamnez alma, soru-cevap, hocanın direkt ders anlatması, poliklinikte gözlem gibi geniş bir yelpazede ders yapabiliyorsunuz. Ne olacağı tamamen hocaya ve bölümdeki işleyişe kalmış. Bu pratiklere biraz konuya bakıp gitmek hem öğrenme açısından hem de soru cevaplama açısından iyi oluyor. Buralarda yazar arkadaşlarımın dediği gibi soru sormaktan çekinmeyin, merak ettiklerinizi sorun, derse interaktif katılın hocalar da zaten bunu bekeyecektir. Eğer hocalar sert konuşur derseniz de öyle şeyler olabilir tabii ama hemen demoralize olmamak lazım, sonuçta biz öğrenmek için geliyoruz ve öğrenme sürecimiz devam ediyor.
3) sözlü sınav:
Sınav sistemi artık preklinikten biraz farklılaştı. Çalışma şekliniz çok değişmiyor aslında, çünkü size anlatılanları yine okuyarak ve dinleyerek öğreniyorsunuz ama öğrenme mentaliteniz biraz değişecektir. Artık sadece test sınavı çözmeniz değil bildiğiniz şeyleri anlatabiliyor olmanız da gerekecek. Sözlü sınavda da, bu tamamen kendi görüşüm, olay biraz jüriyi konuları bildiğinize ikna etmekte bitiyor. Şimdi, sözlü sınavda sizden vakaya yaklaşmanız istenebilir, bir konuyu anlatmanız istenebilir, bir tablo/endikasyon/liste saymanız istenebilir, direkt spot bilgi sorulabilir. Bu spektrum da geniş. Bilgileri kategorize ederek çalışmak bana göre daha iyi oluyor. Soru yöneltildiğinde bir durup "şimdi bana nereyi soruyorlar?" Diye düşünürdüm (eğer bunu yapabilecek kadar konulara hakimsem) ondan sonra o kısmı belirli bir sistematik içinde anlatmaya çalışırdım. Bazen sorular açık olmayabilir. Konu başlıklarını aklınıza getirirseniz işin içinden çıkmanız kolaylaşabilir. Örneğin: karaciğer hakkında hasta üzerinden konuştunuz. Sonra size "bu hastada bilinç bulanıklığı gelişti. Başka ne gibi şeyler görülebilir?" Şeklinde soru yöneltildi. Konuşulan hasta kc hastası> verildiyse konuştuğunuz şey muhtemelen sirozdu (öyle varsayalım)> size anlatılan şey hepatik ensefalopati denen durum olabilir (burada teorik bilgi gerekiyor) Yani size burada hepatik ensefalopatinin klinik bulguları sorulmuş. Burada da bu durum hakkında bildiklerinizi anlatabilirsiniz. Daha da ilerletirsek mesela buradan da size siroz komplikasyonları gibi follow up questionlar gelebilir. Sözlü genel olarak bu şekilde ilerleyebilir. Yaklaşım soruları için de hastalıkları tanım- etyoloji- patofizyoloji(opsiyonel)- klinik- tanı- tedavi şeklinde çalışabilirsiniz. Son olarak da konuları hiç olmazsa konunun alt başlıklarını hatırlayacak şekilde çalışırsanız bence faydası olur diye düşünmekteyim. Sene içinde kendi çalışma şeklinizi bulacak ve muhtemelen benim anlattığımdan daha iyi bir konuma geleceksiniz.
4) pratikler:
Sizden daha çok anamnez alma ve muayene yapma becerilerini kazanmanız istenir. Bunun için çoğu bölüm size tekli veya ikili, üçlü sayıda gruplarla hasta hazırlatır. Grubun diğer üyeleri ile önceden konuşup bir plan çizmek bu yönden iyi olur diye düşünüyorum bu iş için. Muayeneler ve anamnez işinin nasıl yapılması gerektiği zaten size anlatılacaktır. Benim sadece önerim bunu da belli bir sistematik içinde yaparsanız bence daha güzel olur. Muayene ve anamnez için mavi kapaklı bir kitap pdfsi var onu muhtemelen gruplara atarlar, eğer hiç bulamazsanız ben size bir şekilde atabilirim. Bu kitap bence gayet açık ve faydalı, onu okuyabilirsiniz.
5) puanlama/bütünleme: puanlar sınavlardan yaklaşık birkaç gün sonra harf notu olarak açıklanıyor. Sınav sistemi çok fazla dış faktöre bağlı olduğu için, benim kendi düşüncem, harf notları bu stajların size kattıklarını bence tam olarak yansıtmıyor. Bu yüzden çok kıyaslama içine girmenizi kendi adıma önermem. Olur da işler istediğiniz gibi gitmez de bütünlemeye kalırsanız da hemen demoralize olmuyoruz. Elimizden geleni yapıp bir yaz günü bu işi halletmeye çalışıyoruz.
6) tus: tusa herkes 5'te başlıyor zaten genelde. Dönem 4 için çok yapılacak bir şey yok. Eğer tus kitabı okumak suretiyle staja çalışıyorsanız belki küçük bir etkisi olabilir. Bu sene isterseniz tıpdil, yökdil onları halledebilirsiniz.
Benim yaşadıklarımdan anlatacaklarım bu şekilde. Bence ayriyeten girişken olun. Bir yerde bir şey yapılıyorsa görmeye çalışın. Zaten burası üniversite hastanesi olduğu için, en azından çoğunlukla size gelme demezler. Kendinizi tanıtıp düzgün ifade ettiğiniz sürece gözlem yapma imkanı oluyor.
Umarım hem dersleriniz hem sosyal hayatınız iyi geçer:) staja başlayacaklara başarılar dilerim. Yine aklınıza takılan bir şey olursa bence sözlüğe sorabilirsiniz.
Edit: tus
Elinize sağlık sayın syy, çok faydalı bir entry olmuş, çok teşekkür ederiz 💐
Ne demek rica ederim iyi dönemler dilerim
Teşekkür ederiim
Dönem 4'ü yeni bitiren biri olarak, ne kadar güzel anlatmışsınız, müthiş. Çok yardımcı olur bu yazı gelecek arkadaşlara.
Teşekkür ederim umarım faydası olur dediğiniz gibi
Aslına baqarsanız abi adam doru sölüo
Yani evet baktığımız zaman öyle. Ancak doktor hanımın söylediği de doğru bir önerme.
Mezun olduğum ilkokulun önünden geçerken öğrencileri gördüğümde hissettiğim duygudur. O günleri hatırlıyorum. Çok yakın gibi ama artık oraya geri de dönemeyiz.
Sevdiğimi başkalarıyla.
Kronik eksileyiciler ile ilgili bir şeyler yazacağım ama ondan önce söylemek istediğim bir şey var.
Neden bu kadar kızıldığına çok anlam veremediğim kişilerdir (birazdan belirteceğim durum hariç). Sözlük formatlarında eksi verme bulunuyor, bu sadece burada olan bir özellik değil. Sözlük insanların fikirlerini yazdığı bir yer, beğenileceği gibi beğenilmeme durumu da olabilir. her düşünceyi beğenmek zorunda değiliz takdir edersiniz ki. insanların bir sebepten hoşuna gitmeyen şeyler olabilir ve bunu ifade edebilir. Buna kızmaya kalkarsak da bence sonu gelmez çünkü dediğim gibi herkese her şeyi beğendiremiyoruz. "Bana hiçbir eleştiri getiremezsiniz." Mantığı da yanlış bir yaklaşım olur diye düşünüyorum. Eksi verme format dışı bir şey değil aslında, belki eksi oy vermenin olup olmamasını tartışabiliriz (bu sanırım konuşulmuştu) ama o da başka başlıkta olur herhalde.
Şimdi gelelim asıl konuya. Kronik denmiş, yukarıda da bir şeyler yazılmış, anladığım kadarıyla okumadan eksileme gibi bir olay olmuş. Eğer öyle yapan varsa bence art niyetli bir davranış sergiliyor. "Bu kişinin başka sıkıntıları mı var acaba?" diye sorardım şahsen ben. Çünkü düşünüyorum bir insan bunu neden yapar diye aklıma mantıklı bir sebep gelmiyor.
Bu başlığa uygun değil ama söylemeden de geçmek istemem. Bir entrynin değerini bence ne kadar artı oy aldığı göstermez, bununla birlikte eksi oy alması da onu kötü yapmaz. Örneğin: Sağlı sollu, haklı eleştiriler içeren bir entrynin eksi oylanması gayet doğal olurdu; ama şimdi eksi oy aldı diye kötü mü diyeceğiz. çok hoşuma giden, bilgi içeren entryler vardı ama çok artı almadılar diye iyi olmayacaklar mı. Benim kendi entrylerimin içinde de mesela en sevdiklerim en çok artılananlar değil. Yani, bu kısımda demeye çalıştığım ,benim şahsi görüşüm, sayıya çok takılmamak lazım. Başkalarının ne düşündüğüne de çok takılmamak lazım.
Neden bu kadar kızıldığına çok anlam veremediğim kişilerdir (birazdan belirteceğim durum hariç). Sözlük formatlarında eksi verme bulunuyor, bu sadece burada olan bir özellik değil. Sözlük insanların fikirlerini yazdığı bir yer, beğenileceği gibi beğenilmeme durumu da olabilir. her düşünceyi beğenmek zorunda değiliz takdir edersiniz ki. insanların bir sebepten hoşuna gitmeyen şeyler olabilir ve bunu ifade edebilir. Buna kızmaya kalkarsak da bence sonu gelmez çünkü dediğim gibi herkese her şeyi beğendiremiyoruz. "Bana hiçbir eleştiri getiremezsiniz." Mantığı da yanlış bir yaklaşım olur diye düşünüyorum. Eksi verme format dışı bir şey değil aslında, belki eksi oy vermenin olup olmamasını tartışabiliriz (bu sanırım konuşulmuştu) ama o da başka başlıkta olur herhalde.
Şimdi gelelim asıl konuya. Kronik denmiş, yukarıda da bir şeyler yazılmış, anladığım kadarıyla okumadan eksileme gibi bir olay olmuş. Eğer öyle yapan varsa bence art niyetli bir davranış sergiliyor. "Bu kişinin başka sıkıntıları mı var acaba?" diye sorardım şahsen ben. Çünkü düşünüyorum bir insan bunu neden yapar diye aklıma mantıklı bir sebep gelmiyor.
Bu başlığa uygun değil ama söylemeden de geçmek istemem. Bir entrynin değerini bence ne kadar artı oy aldığı göstermez, bununla birlikte eksi oy alması da onu kötü yapmaz. Örneğin: Sağlı sollu, haklı eleştiriler içeren bir entrynin eksi oylanması gayet doğal olurdu; ama şimdi eksi oy aldı diye kötü mü diyeceğiz. çok hoşuma giden, bilgi içeren entryler vardı ama çok artı almadılar diye iyi olmayacaklar mı. Benim kendi entrylerimin içinde de mesela en sevdiklerim en çok artılananlar değil. Yani, bu kısımda demeye çalıştığım ,benim şahsi görüşüm, sayıya çok takılmamak lazım. Başkalarının ne düşündüğüne de çok takılmamak lazım.
Gece uyuyamadığım için gündüz uykusuz bir şekilde kalkıp derse girip sonrasında uyuyorum, hatta bazen girmiyorum. Gündüz uyuduğum için de gece uyuyamıyorum, işte böyle bir kısır döngü sözlük. Sonraki sınav da geçsin düzene sokacağım inşallah.
(bkz: herkes tarafından bilinen yalanlar)
(bkz: herkes tarafından bilinen yalanlar)
Allahım! Sen ben misin yoksa?
Pandemi herkesi bozmuş sayın starling
Hiç sormayın efenim, öyle gerçekten. Gerçi pandemi olmasa da eğilimliyim ben böyle düzensizliklere..
Tek bir kişiye kilitlenmektir. O kişi, size göre en güzel/yakışıklı, en nahif, en iyi kişidir. Aslında öyle olmayabilir ve bunun biz de farkındayızdır. Ancak diğer insanları artık görmediğimiz için bunun pek bir önemi yoktur.
Şu an yaşadığın şeyler, şu anda senin için önemli olabilir ama ileride aynı etkiye sahip olmayacak. Sadece Hatırlayıp geçeceksin.
(bkz: Kızılay metro istasyonu)
çek o bıçaktan sözleri, acıtıyorsun kalbimi:(((
Özür dilerim:((
Üstünden çok zaman geçti ve yine de buraya, kızılaya geri döndüyseniz, bir şeyler geçmemiş demektir flşdslşgkdflgşk
Döndüm ve yine döneceğim demek ki geçmemiş shdhxhxjx
Kızılay metrosunda artık kaybolmadığınızda gerçek bir angaralı olacaksınız :)
Bu zorlu sınavda herkese başarılar o zaman :))
eyvallah sayın yazar:)
+stres
İlk defa staja başlayacak olmaktan dolayı ekstra baskı altında hissetmek.
Tanım: okulun açılması yaklaştıkça daha çok hissedilen duygular.
İlk defa staja başlayacak olmaktan dolayı ekstra baskı altında hissetmek.
Tanım: okulun açılması yaklaştıkça daha çok hissedilen duygular.
Tıp fakültesinin en keyifli yanı bence stajyer olmak. Hastane içindeki tüm hastalar üzerinde muayene yapma hakkınız var. Ancak kimse sizden müdahale beklemiyor. Bilmediğiniz şeyler olursa da hoca kızar diye söylemekten çekinmeyin lütfen. Birkaç tane hoca hariç kimsenin kimseye kızdığını ne gördüm ne de duydum. Öğrenmek için başkalarından yardım alabilirsiniz mesela asistanlardan ve internlerden size bir şeyler anlatmasını rica edebilirsiniz. Doktor gibi hissettiğiniz çok keyifli bir sene oluyor şimdiden başarılar diliyorum :)
+1 sayın armut ;)
Öncelikle çok teşekkürler sayın armut. Bu açıklama yüreklere su serpse de sanırım süreci görmeden tam rahat edemeyeceğim. İnşallah dediğiniz gibi keyifli geçer:)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?