confessions

selektor yapan yildiz

1. nesil Yazar - Yazar

  1. toplam entry 382
  2. takipçi 34
  3. puan 40302

türkiye

ileleualatyr
Hukukun h'sinin bile kalmadığı ülke.
Cumhuriyet, egemenlik, geçmiş dönemde kazandığımız her şey bir bir elimizden kayıp giderken akıl sağlığını korumanın bir yolu yok. Çok üzücü ve çok yazık.

14 mart

concretusincorde
Tıp fakültesine girdiğimden beri çocuk halimin bana bolca gülümsediği ve teşekkür ettiği gündür.
Eminim birçoğumuzun da öyledir.
Nicelerini görmek ümidiyle…
Günümüz hak ettiğimiz gibi kutlu olsun.

bir insana yapılabilecek en büyük kötülük

ileleualatyr
Birine sahip olamayacağı güzellikleri bir anlığına göstermek, deneyimletmek.
Bu aralar fiyatından şikayetçi olduğum için çilek örneğinden gideceğim. Hayatında hiç çilek alamayacak birini düşünelim. Bir gün o kişiyi alalım ve sadece bir günlüğüne çilek tarlasına götürelim. Çileğin kokusunu, tadını öğretelim ama bunun sadece bir günlük bir şey olduğunu asla söylemeyelim. Gün sonunda onu çileğe sahip olamayacak hayatına tekrar yolcu edelim. O kişi artık çilekten haberdar ve bir daha tadına bakamayacak. Eğer biz ona bunu hiç göstermeseydik hayatında bir çilek eksikliği hissetmeyecekti ama artık hissedecek. Bunu her türlü iyi davranışa uyarlayabiliriz. Bir şeye sahip olamamakla sahip oluyormuş gibi olup bunun farkında olmak acısal olarak farklı düzeyde seyrediyor. O yüzden sürdürülebilir olmayan iyilik iyilik midir yoksa birine yapılabilecek bilinçli bir kötülük müdür diye sorgulamakta fayda var.

kontrolsüz harcama

spekulasyonel muhtar
Kredi kartı denen şeyle tanışmamla beraber artan durumdur. Sizi kandırır ve der ki “banka kartıyla taksit yapamazsın” taksit çok mantıklı gelir bir şey alıyorsun ve 3'e bölerek ödeyebilirsin. Sonra “bu ay cepte kalmadı krediden ödeyelim de bi daha ki ay öderiz” hatta derki “hepsini ödemek zorunda da değilsin asgarisini ödesen yeter” %20 lere tekabül eder. Ama sonuna ekler “ya tamam sen şimdi asgarisini ödedin ama cüzi bir miktar 3 kalemde olacak şekilde sana bir faiz uygulayacağız” buda günümüz şartlarında kalan tutar üstünden %4.39'a denk gelir. (ben üniye başladığımda 1,59 falandı) devede kulak misali. Sonra birgün banka (otomatik arttırmayı kapatmadıysanız ki siz kapatmazsanız kapanmaz) sizin limitinizi arttırır. Farkında olmazsınız bazen (benim gibi) ve harcamaya devam edersiniz. Günün sonunda fark edersiniz ki aylık gelen para çıkan paradan az. bankalar Otomatik ödeme talimatı vardır (ki bu da opsiyoneldir siz kapatmanız gerekir ki kapatmak mantıklı değil bence) 10 günlük süre zarfının sonunda (ertesi ayın ilk 10 günü veya son 10 günü mesela bu 10 günülük süre zarfını da siz belirlersiniz ) otomatik olarak eğer başka bir banka hesabına parayı aktarmazsanız kredi borcunuzun tamamını ödemeye çalışır. Sonra bir bakmışsınız hesabınızda nakit para yok. Kısır döngü olarak ödediğiniz kadarını krediden harcamaya devam edersiniz. Ya bu böyle devam eder ya da borcu ödemezsiniz (ya da asgari tutarın altında ödersiniz). 3 ay boyunca gecikme faiziyle beraber ekstra vergilendirilirsiniz. Buda bu günün şartlarında %4,95 tekabül eder. 3 ay böyle devam ederse hesabınız kapatılır kredi notunuz düşer ve banka tarafından yazılı ve sözlü uyarılırsınız. Eğer hesabınız kapatılırsa ya borcu yapılandırırsınız ya da icra takibi başlar.(90. Günde ortalama). Bu süre zarfı içinde sizi avukatlar aramaya başlar. (açmayın ne kadar borcunuz olabilir ki bi de avukat masrafı çekersiniz) bir sürü tantana uzatmayayım. Üniye yeni başlamış dostlarımız varsa naçizane tavsiyem paranız varsa harcayın kamu spotu: banka sizin dostunuz değildir. Banka senin sadece para harcamanı kolaylaştırmaya çalışır. Bu konuyla ilgili havalı bir söz biliyordum ama aklıma gelmedi. Diyeceğim o ki nakit para her zaman daha güvenilirdir. Biraz uzun yazı oldu ama bence herkesin yaşayacağı türden bir sorun bildiğim kadarıyla tarifledim.

6 şubat

von
Unutmadık, unutmayacağız!

Büyük yıkıma ve tarifsiz acılara neden olan depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Kaybettiğimiz canları rahmetle anıyor, ailelerine sabır diliyoruz. Bu felaket, dayanışmanın ve birlik olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ancak unutmamalıyız ki deprem değil, tedbirsizlik öldürür. Daha güvenli yarınlar için afet bilincimizi artırmalı, dayanıklı şehirler inşa etmeli ve depreme her an hazırlıklı olmalıyız.

Yaralarımızı birlikte saracağız, yeniden ayağa kalkacağız!

hayat hakkında

darklife
Gerçek olan dünyamız hüzün ve merhametten oluşmuştur.. şu sıralar dünyamız merhametsiz bir hüzün yuvası halindedir… öyle ki insafsız bir usta hüzünlerimizi merhametten kaçırarak hazırladığı harçla dayanması imkansız bir dünyamız elde etmiştir…
Dünyamızın dayanacak hali kalmamıştır, yeni bir dünya veya belki de muadilini aramak mecburiyeti doğmuştur… bulduğumuz yeni dünya bize acılı bir sonun ardından acısız bir sonsuzluk bahşeder mahiyettedir…
Bu yeni dünyayı ben biliyordum usta sana dedim mi bilmiyorum ama ben ordan arsa sahibi olmak için her gün bir miktar kapora bırakıyordum hem de her iki avucum dolusu…

belirsizliğin insan üzerindeki çıldırtıcı etkisi

ileleualatyr
Bu başlığı sanıyorum ben açmışım. Çok yakın bir zamana kadar hayatın belirsiz oluşu hayatı sevmeme en büyük engellerden biriydi. Geleceği bilmenin hep daha iyi olacağını düşünürdüm. Belirsizliğin içinde hep olumsuz şeylerin beni bulacağından ve geleceğin yani o belirsizliğin koca bir olumsuz olaylar kümesinden oluştuğundan neredeyse emindim. O yüzden sanırım yaşadığım ânın da çoğu zaman farkında olamadım. Keyif alamadım hayattan. Sonra zihnim belli şeyler yaşayıp öğrendikten sonra aslında belirsizliğin içinde koca bir umut olduğunu ve hayatın güzellikler de getirebileceğini kabullendi. O yüzden ilk entrydeki düşüncelerime katılmıyorum. Sözlüğü de en çok bu yüzden seviyorum sanırım. Kendimdeki değişimi görmeme yardımcı oluyor.

hayat hakkında

karedeki kedi
Bugün birinin konuşmasına denk geldim ve çok hak verdim sevgili yazarlar. Bu konuşmada bahsedilenleri hatırlamaya zaman zaman hepimizin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmaya karar verdim. Bahsini ettiğim konuşma hayatımızdaki zorlukların oldukça olağan olmasıyla ilgiliydi. Kendi cümlelerimle bir şeyler eklemek istiyorum simdi.Hayat dediğimiz bu seruvenin eğlenceli ve kolay olduğunu kimse bize söylemedi. Yani kimse bize kolay olacağı hakkında bir söz vermedi. Zorluklar olacak elbette! Evren zaten zıtlıktaki güzelliklerden beslenmiyor mu? Zorluk olacak ki kolaylık da olsun! Kolaylığın bir anlamı olsun. Hüzün olacak ki mutluluk ne demek bilelim. Hangi güzel şey kolayca oluverir? Kolayca olursa başarmanın lezzeti kalır mı? İnsan denilen karmaşık canlının zorluklarla karsilasmasi çok normal. Bizden çok daha ilkel olan sıradan bir ağacın büyümesi de zorluklarladir en basitinden. Gökkusaginin oluşması için yağmurun yağması gerekir. Su denilen hayati içeceğimizin devamlılığı için yağmur ve kar yine yagmalidir. Toprak eşelenince en verimli bitkilerini verir. Kalem açılınca en güzel yazar. Belki de en başında bu söylediklerimi kabul edebilirsek daha kolay olacak zorlukları benimsemek. Zorlukların da bize bir şeyler katabildigini, kolaylık kadar gerekli olduğunu anlamak gerek. Belki birinizin bunları duymaya ihtiyacı vardır. Çünkü benim zaman zaman ihtiyacım oluyor. Umarım biraz olsun içinizi ferahlatır ve kendi zorluklarinizla baş edebilmenizde size yardımcı olur. :)


ferdi tayfur

karedeki kedi
Babam kendisinin hayranı olur. Gençken saçlarını onun gibi kestirdiği ve onun gibi giyindiği bir fotoğrafı bile var. Ben de babamdan kaynaklı olsa gerek severek dinlerim. "Huzurum Kalmadı" şarkısı favorilerimden biridir.
Son zamanlarda da "Gassâl" dizisinde çalan şarkıları sayesinde ismini daha çok duyar olmuştum. Hayatın cilvesi olsa gerek o dizide şarkıları çaldıktan sonra gözlerini hayata yumdu. Allah rahmet eylesin!

ilk entry

kirpi
Hem yeni yılın hem de hesabın ilk entrysi

Merhaba Gütfsözlük ailesi

Herkes için yeni yılda sağlık,huzur,mutluluk diliyorum.
2
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Sözlüğe hoş geldiniz sayın kirpi
kirpi kirpi
Hoş buldum sayın selektör yapan yildiz

dönem 4 özeti

daenerys targaryen
aşağı yukarı şöyle bir akış içerir:
-hocaların pratik derste soru sorması
-hocam daha anlatılmadı ilk haftadayız yanıtının verilmesi
-siz dönem 2 ve 3'te bunları gördünüz bu bir bahane değil karşı yanıtının alınması
-eğer dönem 2 ve 3'teki bilgilerin yeterli olduğunu düşünüyorsanız neden aynı ders tekrar dönem 4'te de anlatılıyor yanıtının stajdan kalırım korkusuna sekonder olarak verilememesi
-yerdeki karelerin seyredilmeye başlanması
-hocanın cevabı anlatmaya başlaması
-yanındaki tabletli arkadaşın hocanın söylediklerini tak taak tak tiki tak diye tablet kalemiyle yazması

(kapanış)

işbu entryde hiçbir hocaya sallanmamıştır umarım saygısızlık olarak anlaşılmaz bunlar aklımdan yerdeki kareleri sayarken geçen ufak bi şeyler.
1
ruhsuz ruhsuz
Sanki o bilgiler hiçbir yerde yok gibi tablete not alan arkadaştan notu dileniş ve o notu asla okumayış💅✍

gütfsözlük

privileged of medic
Düşlediğimi yazardım ben,hislerimi bazen hissetmek istediklerimi,gerçekleri yazardım,umut ettiklerimi,istediklerimi,öfkemi yazardım,kırgınlıklarımı,kalışlarımı,gidişlerimi,varışlarımı yazardım ben.

Sonra bir gün geldi,Hayal kırıklığını öğrendim ben.ihaneti,kandırılmayı,gerçek sandıklarımın aslında hiç olduğunu,hikayenin içinde yalan olduğunu değil yalan üzerine kurulduğunu,yokuşlu sanıp her seferinde kendimden vererek,inanarak yürüdüğüm yolun sonu olduğunu,“uçuruma” vardığını gördüm. Yazdığım tüm kelimelerin,cümlelerin her hecesinin her harfinin haram oluşunu seyrettim ben. Hayalkırıklığını;yaşayarak öğrendim ben,yolum bitti bittiğini uçurumdan düşünce anladım ben,kandırıldığımı gerçekleri kabul edince gördüm ben.

Yazardım ben,
eskiden.

endotrakeal entübasyon

schlimazl
- indüksiyondan sonra( bkz: hipnosedatif, kas gevşetici ve analjezik ilaçların verilmesi) hastayı 3 dk maske ile havalandırın
-hastanın başını travması vs yoksa ekstansiyona getirin.
-Rahat bir entübasyon için hasta çok yukarıda çok aşağıda kalmamalı bel seviyenizde ya da çok az yukarıda olması yeterli
-Hastanın ağzını sağ elinizle açın dudakları kurtarın sıkışmasın
-Sol elinize laringoskopu alıp dili sağdan toparlayın ve ilerletin
-Epiglotu görüp vallecula epiglottica yani dil kökünden çeneyi yukarı doğru asın burada bileğinizi bükmemeli ve laringoskopu ön dişlere dayamamalısınız
-Zor bir entübasyon değilse ( bkz : dar ağız açıklığı,kısa kalın boyun..) burada vokal cordları görmüş olmanız gerekir
-Pozisyonu bozmadan uygun tüpü sağ elinizle alıp trakeaya yerleştirin laringoskopla işiniz bitti çıkarabilirsiniz
-Hastadan hastaya değişmekle birlikte ortalama tüp seviyesini dudak kenarında 21-22cm de bırabilirsiniz
-Tüpün kafını şişirmeyi unutmayın
-yanınızdaki biri tarafından tespit edilinceye kadar tüpü sabit tutun
-Bir yandan ventilatör ayarlarınızı yapın ( tidal volüm, solunum sayısı vs )
-Doğru entübasyon olduğunu kontrol edin ( bkz : hastanın göğsü kalkıyor mu, tidal volüm yeterince oluşuyor mu, end tidal co2 oluşuyor mu )
-hasta artık entübe elinize sağlık

hayat kalitesini yükselten şeyler

ruhsuz
https://gutfsozluk.com/e/37691#
Bir ekleme yapmak istiyorum.
Her zerremle mücadele ettikten sonra isyan etmeden 'hayır vardır,şükrolsun.' Diyebilmiştim.

Kaza geçirdikten sonra ayağa kalkabildiğim gibi belki iyi niyetimden dolayı raporu kabul edip sınava alırlar diye sandalyeyle okula gelmiştim.
Sınava alınmadım.
Okulum uzadı.
Okulum uzadığı için hala çok problemlerim var ama kendi içinde birçok artısı oldu.

22 yaşında ciddi anlamda hem akademik hem de sosyal olarak aktif bir kadının bırakın okula gelmeyi,tuvalete gidemez durumda kendini bulması çok zordu.
Kendime 2 hafta boyunca oksapar yaptım.(dmah)
2 hafta boyunca sakral ödem baktım.
Kendimi anlamsız bir et yığını olarak tanımlarken bacaklarıma ödem muayenesi yaptırdım aileme.
Ağrı içindeydim aylarca.
2.ayın sonunda arkadaşımla sohbet ederken şunu fark ettim:
Bir kez bile isyan etmemiştim.
Sadece bir defasında 'allahım çok genç değil miydim,bu ağrılarla ömür nasıl geçecek?' Demiştim.

Ağrılar artık yok.
O günler geçti.
Bana sabır ve dirayet kaldı.

O günlerden sonra insanlara desiderius erasmus'un bakışıyla eskisinden çok daha fazla değer verir oldum ancak şahsi ilişkilerde kimseyi doğru düzgün umursamadığımı fark ettim.

Ben yanlışlıkla fazla olgunlaştım.
Umarım kimse bu raddeye gelmez ama 'her şeyde bir hayır vardır.'

hayat kalitesini yükselten şeyler

darklife
Olanda hayır vardır...
Basmakalıp bir laf olarak söylenmesine rağmen içinde rahatlatan bir mana ihtiva eder.
Velhasıl hayır bilinen şer, şer bilinen hayır olabiliyor...
Evet usta kader her zaman elimizde değildir lakin sen sen ol kadere isyan etme yoksa ağzını burnunu haaa :)
3
fistikgibiri fistikgibiri
şarklife
fistikgibiri fistikgibiri
olm ben sana öyle mi söyledim sn darklife kader bellidir dedim sana
darklife darklife
Haşa usta sen ki artık şarkın sevgili sultanı sayılırsın. Mesele belli olanı bilmemektir ki yapacakların da bilinenin belirsizliğidir..

brokolinin tadının kötü olmaması

karedeki kedi
Brokoliden yapılan bir salata önereyim hemen sevgili yazarlara! Brokolimizi haşlıyoruz. Haşlandıktan sonra közlenmiş kırmızı biberleri küçük küçük doğruyoruz. Kornişon turşumuzu da doğruyoruz. Brokoli, turşu ve közlenmiş biberleri bir kaba alıyoruz. Konservesinden çıkardığımız mısır tanelerimizi de kaba ekliyoruz. Hepsini bir güzel karıştırıyoruz. Azıcık zeytinyağı ve limon ekliyoruz. Birazcık da tuzladigimizda salatamız hazırrrr! Afiyet olsun efenim! :)

hayat kalitesini yükselten şeyler

shogun
Düzenli ağırlık antrenmanı yapmak kadar hayat kalitesini yükselten çok az şey var.Hem fiziksel hem mental olarak sayılamayacak kadar faydası var ama bence en güzeli hakkını vererek yapılan antrenmandan çıkınca salgılanan o dopamin ve endorfini hissetmek.Birkaç saatliğine hayat çok daha güzel oluyor.
2
ruhsuz ruhsuz
Ya ben pelvik taban icin esneme egzersizlerini iyi kötü yapıyorum.
O bile hakkaten çok iyi
shogun shogun
Kesinlikle çok faydalı ama daha fazla fayda için tüm kas iskelet sistemi efendim

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol