Ömür bu, ansızın bir sonu var. Varlık nasıl ki geçiciyse yokluk da zamanla geçiyor. Yokluğunda ne yapmam gerektiğini bilemediğim insanların ardından defalarca kez yokluklarını unuttuğumu fark ettim. Sonra sokakta ansızın gördüğüm uzak bir tanıdık bana onlardan bahsetti. Kaç senemi birlikte geçirdiğim insanların bambaşka kişilerin hatrında güzel anılarla anımsandığını gördüm. Ölüm bu, ansızın geliyor, bilemiyoruz. Unutulmayacak önemli biri olmak için bir ömrü feda etmek gerekir, belki son demlerimde belki de ölümümün ardından ancak takdir görürüm yine de. Öbür türlüsünde de uzun yaşayabilirsem torunlarımın çocukları tarafından hatırlanacağım en fazla. Ben öbür türlüsünü yaşıyorum. Madem hayatta bir iddiam yok, madem sıradan bir ömre talibim; öyleyse var olduğum sürece kim isem o kadarıyla bu dünyadan göçüp gideceğim. Hatta belki de tanıştığım herhangi biri beni anımsayan son insan olabilecek. Ve ben bulunduğum son hatırada kalp kıran, bencil, yalancı, egoist, beceriksiz insan olmak istemiyorum.
Yaşadığım her gün belki de son günümmüşçesine ve konuştuğum her insan yokluğumun son varisi olacakmışçasına yaşamak için bir güne daha başlıyorum.
Bazı insanlar hayatımıza girer, bize bir şeyler öğretir ve hayatımızdaki süresi dolunca da bir şekilde çıkarlar. Bunu böyle kabul edip o insanın bize kattıklarıyla hayatımıza devam etmek gerek.
Haklı olmakla beraber biraz eksik bir çıkarım olduğunu düşünüyorum. Her zaman güçlü olmak zorunda kalmak güçsüz kalabilme lüksünden yoksunluğun güçsüzlüğüdür,kişinin değil.
Ara ara hayatımda temizlik yapmam gerektiğini tekrar hatırladım. Kişiliğimizin uyuşmadığı kimseyle vakit geçirmek zorunda olmadığımı, beni yoran hiçbir şeyi sırtımda taşımamam gerektiğini (okul hariç maalesef), istemediğim mekanlara bile bazen sırf alışkanlıktan gittiğimi fark ettiğimde güzel bir temizlik yapıyorum. Canımın istemediği kim, ne varsa yavaş yavaş bazen de bir çırpıda uzaklaşıyorum. Her zaman kolay olmuyor ama alışınca her şey daha iyi oluyor. Bahar temizliğinizi yapmayı unutmamanız dileğiyle ;)
Okulda bile kimseyi sineye çekmek ve delüzyonlarını normalleştirmek zorunda değilsiniz. Evet,birazcık zor oluyor ama aliştıktan sonra mevzu çok daha iyi bir yere evriliyor. Konuşmadığınız kimseyi sosyal medyada takip etmek zorunda da değilsiniz. Zorunlu oldukça zaten hepimiz birbirimizle konusuyoruz ama daha fazlasına gerek yok.
Böyle bir süreçten geçmiş bir dönem 5 olarak geçen hafta sonu aldığim yorum şu:'farkında değilsin ama böylesi sana daha iyi geldi.'
Zaten birçok şeyi fark etmişsiniz,destekleyici olsun diye şahsi tecrübemi de paylaşmak istedim🙈
Ayrıca sergilere,müzelere,tiyatrolara tek gitmek de ayrı bir zevkli🍀
Her ne kadar insan gerek geçmişten gerek kendisinden ders çıkardığını düşünüp işleri yoluna koyduğunu zannetse de işler daha da kötü hale gelebiliyor.O yüzden hiçbir şeyin kontrolünün bizde olmadığını artık milyonuncu kez duymamıza rağmen kabullenmemiz gerektiğini öğrendim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?