Ömür bu, ansızın bir sonu var. Varlık nasıl ki geçiciyse yokluk da zamanla geçiyor. Yokluğunda ne yapmam gerektiğini bilemediğim insanların ardından defalarca kez yokluklarını unuttuğumu fark ettim. Sonra sokakta ansızın gördüğüm uzak bir tanıdık bana onlardan bahsetti. Kaç senemi birlikte geçirdiğim insanların bambaşka kişilerin hatrında güzel anılarla anımsandığını gördüm. Ölüm bu, ansızın geliyor, bilemiyoruz. Unutulmayacak önemli biri olmak için bir ömrü feda etmek gerekir, belki son demlerimde belki de ölümümün ardından ancak takdir görürüm yine de. Öbür türlüsünde de uzun yaşayabilirsem torunlarımın çocukları tarafından hatırlanacağım en fazla. Ben öbür türlüsünü yaşıyorum. Madem hayatta bir iddiam yok, madem sıradan bir ömre talibim; öyleyse var olduğum sürece kim isem o kadarıyla bu dünyadan göçüp gideceğim. Hatta belki de tanıştığım herhangi biri beni anımsayan son insan olabilecek. Ve ben bulunduğum son hatırada kalp kıran, bencil, yalancı, egoist, beceriksiz insan olmak istemiyorum.
Yaşadığım her gün belki de son günümmüşçesine ve konuştuğum her insan yokluğumun son varisi olacakmışçasına yaşamak için bir güne daha başlıyorum.
Günaydın herkese sevgili yazarlar.
günaydın armut
İyi günler fıstıkgibiri :)