Atropin, atropa belladonna bitkisinde bulunur. Bu bitkin halk dilindeki adı güzel avrat otudur. Bu isim ise özellikle eski çağlarda kadınların güzelleşmek amacıyla bu otu sıvı hale getirilip gözlerine damlatarak göz bebeklerini büyütmesinden kaynaklanıyor. Atropin parasempatik sinir sisteminin etkilerini bloke eder. Gözdeki iris sfinkter kasının (pupillayı daraltan kas) gevşemesine neden olarak pupillanın genişlemesine (midriyazis) yol açar. Bu etki, oftalmolojik muayenelerde göz dibi incelemesi gibi işlemler için kullanılır. D3-K3
Entriyi okumaya başladığım an d3k3 dedim :)
Ankara'yı diyorum avucumun içi gibi bilirim yukarı ayrancı'dan mısınız?
Peki zeki müren de bizi görecek mi?
Peki zeki müren de bizi görecek mi?
Nerde okuduğumu hatırlamıyorum ama bir yerde ercan kesal'ın anılarında yararlanılarak çekilen bir film olduğunu okumuştum. Kendiside bir doktor olan Ercan kesal filmin çekildiği keskin devlet hastanesinde görev yapmıştır. Filmle ilgili söylenecek çıkarılacak çok yorum var lakin beni en çok etkileyen otopsi sahnesidir. Bir hekim adayı olarak benim adli tıpa olan merakımı başlatan filmdir. Yakın zamanda yüklenen bir buçuk saatlik kamera arkasını izlemek ayrıca keyifliydi. İzlemediyseniz bence kesinlikle izlenmesi gereken bir sanat eseri. Yapabileceğim tek eleştiri clark gable'yi anadolu insanı nerden bilsin NBC sanki entelektüelliğine mani olamamış sahneyi eklemiş gibi geldi
Ama orada savcıyı clark gable'a benzeten kişi savcının okul arkadaşları ve orada ölü muayene raporunu yazan görevliydi, tam anadolu insanı sayılmaz bence :')
Kendi adıma favori şarkısı mayın tarlasıdır ama ablasının ölümü üzerine çıkardığı artık kısa cümleler kuruyorum albümü en iyi albümlerden birisi olabilir. Ayrıca onno tunç şarkısı olan ünzile şarkısına getirdiği yorum müthiştir.
“Hani ya da benim elli dirhem pastırmam
Konyalıdan başkasına bastırmam” ne zaman dinlesem tuhaf gelmiştir. Konyayla pastırmanın ne alakası var yani
Konyalıdan başkasına bastırmam” ne zaman dinlesem tuhaf gelmiştir. Konyayla pastırmanın ne alakası var yani
Resmi de varsa şu an elinizde hayli ona koşmak isteyebileceğiniz tekerleme gibi olan ferdi tayfur şakısıdır bana bi günü hatırlatır. lisede bir gün matematik dersinde hocadan açmasını istemiştik kendisi de ferdi tayfurcuymuş kırmamış tahtadan son ses açmıştı. Tabi o zamanlar hoşlandığım kız hemen önümde oturuyor şarkının açılış sözleri olan “Ne kadar çok/ Aşka intizar eden/ Kimi çok seviliyor/ Kimi yoksun sevgiden” kısmını biraz yüksek sesli söyleyip verdiğim rahatsızlık sonucu arkasına dönüp gülümsemişti. Sonrası da malum ben de özledim ben de…..
Bitmez sandığım şey
En önce bitti
Yani kaybettim seni
Elimle koymuş gibi
Ne kadar istemiştim
Nelerden vazgeçmiştim
Bir şey olmak için
Hayatında senin
Demiş kendi yazdığı şarkısında. ayrıca adam hep genç gösteriyor. Bu kadar melankolik bi adam nasıl bu kadar genç gösterebilir şaşırıyorum doğrusu
En önce bitti
Yani kaybettim seni
Elimle koymuş gibi
Ne kadar istemiştim
Nelerden vazgeçmiştim
Bir şey olmak için
Hayatında senin
Demiş kendi yazdığı şarkısında. ayrıca adam hep genç gösteriyor. Bu kadar melankolik bi adam nasıl bu kadar genç gösterebilir şaşırıyorum doğrusu
“Ne yapıyorsun” soruna doğru cevap vermiyorum genelde yani zaten ne cevap vereyim seninle konuşuyorum işte
Büte kalmamak
2024 ne zaman cümle içinde geçse “24'lük yorgunsun” dememek için kendimi zor tutuyorum.
Karedeki çaycı abi güler yüzlü, esmer, temiz tıraşlı, gözlüklü, saçları kendisine veda etmiş abidir. Tanımayan çoktur Yusuf'tur kendisinin adı
Karede içilen bir bardak çayın 1 saat muhabbeti olur desek yanlış olmaz. Ayrıca her zaman karton bardak içinde soğuyarak son 2-3 yudumunu bizden esirgeyen çaydır
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?