Hatırlar mısınız bir ara Twitter'da trend topic olmuştuk bu konuyla alakalı. O zaman gerekli düzenlemeler yapılsaydı Rümeysa doktor şu an hayatta olabilirdi. Neden anlamıyorum ülkemizde doktorun canı bu denli kıymetsiz? O zamanlar illa birine bir şey olması mı gerek diyorduk sesimizi duyurmaya çalışırken. Şu an ne dememiz lazım?
İlla Hepimizin ölmesi mi gerek...
36 saat
o an o aracın yanından geçmiş bir tıp fakültesi öğrencisi olarak bu konuyla ilgili çok şey söylemek istiyorum aslında. minibüsün içindeyken gördüğüm o manzarayı akşam twitter'da tekrar görünce yaşadığım duyguları kelimelerle ifade etmekte güçlük çekiyorum. belki birkaç yıl önce rümeysa doktorun da yaptığı gibi komite sınavlarımın arasında arkadaşlarımla eğlenmek için gidiyordum incek'e, minibüsü kullanan abinin yanındaki amcayla arasındaki konuşmanın konusu 'acaba bu kazada suç kimdeydi?' kamyon ani fren mi yapmıştı ya da araç çok mu hızlıydı? tüm bu sorular geliyordu insanın aklına. Ama hiç kimsenin aklına acaba aracı kullanan kişi 36 saatlik nöbetten çıkmış, yüzlerce hasta bakmış, yorgun bir hekim midir? sorusu gelmedi. Neden gelsindi ki? Normal bir durum muydu bir insanı 36 saat uykusuz bir şekilde nöbet tutturmak? Bu sorunun cevabı hiçbir zaman evet olmamalı. Bugün Rümeysa artık aramızda değil ve bizim daha fazla canımız yanmadan sesimizi duyurmamız gerekiyor. hepimiz ölmeden birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor..
Bugün Rümeysa Berin Şen'i anmak adına Ankara Şehir Hastanesi hekimleri poliklinikleri 08.30'da kapatmış ve konuşma yapılmış.
Bu sırada poliklinikte bekleyen bir hastadan “o doktor öldüyse bize bir başka doktor baksın.”şeklinde inanılmaz mantıklı(!)bir talep gelmiş.
Şimdi bunu duyan hekimler, bu olayı öğrenen tıp fakültesi öğrencileri hâlâ ısrarla değişmeyen çalışma koşullarını da göz önünde bulundurarak bu ülkede bu insanlara neden hizmet etmek istesin? Kendi adıma konuşacak olursam, şu an ne pahasına olursa olsun gitmeye hazırım. Ben insanlığa, insani koşullarda yardım etmek istiyorum. Yoğun çalışma koşullarından dolayı kaza yapıp ölmek istemiyorum, mobbing yüzünden intihar etmek istemiyorum, bir hastanın ya da hasta yakınının beni öldürmesini istemiyorum. Ben emeğimin karşılığını almak istiyorum. Bir gün benim adıma da konuşma yapılmasın, ben de hiçbir arkadaşımın arkasından böyle bir konuşma yapmayayım istiyorum. Zaten zor bir meslek, zaten her aşaması zor evet ama neden üstlerimiz bunu daha çok zorlaştırıyor? Anlamak çok güç.
Bu sırada poliklinikte bekleyen bir hastadan “o doktor öldüyse bize bir başka doktor baksın.”şeklinde inanılmaz mantıklı(!)bir talep gelmiş.
Şimdi bunu duyan hekimler, bu olayı öğrenen tıp fakültesi öğrencileri hâlâ ısrarla değişmeyen çalışma koşullarını da göz önünde bulundurarak bu ülkede bu insanlara neden hizmet etmek istesin? Kendi adıma konuşacak olursam, şu an ne pahasına olursa olsun gitmeye hazırım. Ben insanlığa, insani koşullarda yardım etmek istiyorum. Yoğun çalışma koşullarından dolayı kaza yapıp ölmek istemiyorum, mobbing yüzünden intihar etmek istemiyorum, bir hastanın ya da hasta yakınının beni öldürmesini istemiyorum. Ben emeğimin karşılığını almak istiyorum. Bir gün benim adıma da konuşma yapılmasın, ben de hiçbir arkadaşımın arkasından böyle bir konuşma yapmayayım istiyorum. Zaten zor bir meslek, zaten her aşaması zor evet ama neden üstlerimiz bunu daha çok zorlaştırıyor? Anlamak çok güç.
En basitçe tabiriyle zorbalıktır. Giden canlardan biri oldu doktor Rumeysa. "Daha çok canlar yanacak mı?" düşüncesi ya da "bir gün bu yanan canlardan biri ben olacak mıyım?" düşüncesi ile canımın daha çok yandığını gördüm. Benzer şekilde arkadaşlarımda aynı şeyi düşünüyor ve dillendiriyor. Hepimizin canı yandı ancak asıl ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir aile bir evladını bu zorbalıklar yüzünden kaybetti. Ailesinin acısına tuz biber serpercesine yapılan haberleri, yetkililerin taziye mesajı ya da başsağlığı için iki kelime yazmayışına şahit olduklarını gördükçe daha da irkildim. Ben bunları düşünürken doktor Rumeysa'nın ailesi neler düşündü kim bilir... Burada yazmaya uygun olmadığına inandığım daha bir sürü düşünce ile 3 maymunu oynayan yetkililerin amaçlarını gerçekten merak ediyorum...
Yazdığımın akşamına basın toplantısında bahsedilmesi nasıl bir şans size bırakıyorum...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?