anneyi üzmek vs istediğin hayat

ileleualatyr
İstediğiniz hayatı yaşarken siz mutlu oluyorsanız ve buna rağmen anneniz sırf onun istediği hayatı yaşamadınız diye üzülüyorsa aranızdaki ilişki sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi değildir.
çocuk, annenin bir parçası ve projesi değildir. olmamalıdır. çocuk, anneden bağımsız bir varlıktır ve yaşına göre belli kararları kendisi verebilir. onun önünü kesmek de kimsenin hakkı değildir. gerçi ülkede çoğu insan "ileride bize bakacak biri olsun, benim yapamadığım her şeyi yapsın" mantığıyla çocuk sahibi olduğu için çocuğa adeta bağımlı hale gelip çocuğuna hayatı zindan eden ebeveynler fazlalıkta.
2
shogun shogun
Hiçbir düşünceye bu kadar katıldığımı hatırlamıyorum,mükemmel anlatmışsınız durumu.
ileleualatyr ileleualatyr
Teşekkür ederim shogun, sizden bunu duymak beni çok mutlu etti :)
schlimazl
Annem benim yoluma köstek değil destek olduğu için bu ikilemde hiç kalmadım. Bana hiç şunu bunu ol demediler. Tercih listemi kendim yaptım. Yorulmak da yıpranmak da hayata geç kalmak da benim suçum. Eğer fikirlerimiz farklı olsaydı annemi bir kez üzmeyi tercih ederdim ki ben ben olabileyim. Gönlünü alırdım sonra. Hem zaten anne yüreği dayanmaz.
Uzmanlık konusunda da bir istekleri yok mesela. Ne istersen o diyorlar. Çünkü farkındalar ki hayat benim hayatım. Ben mutluysam onlar da mutlu.
clarice starling
c şıkkı: anneni istediğin hayata ikna edene kadar başının etini yemek. istediğin hayatı zorla onaylattırmak. güya annen üzülmemiş olacak çünkü, "tamam" dedi, kabul etti ya en sonunda... :')
"ya anne valla bak çok güzel olacak, çok mutlu olacağım." şöyle iyi olacak böyle iyi olacak vs vs. bu şıkkı uygularsanız en sonunda "naparsan yap" cümlesini duyacaksınızdır. gerçi bu cümleden sonra insanda heves meves kalmıyor, istediğiniz şeyi yapsanız bile buruk hissediyorsunuz.
neyse, annem üzülmesin de ben septum piercingim olmadan da yaşarım ahahhaha.
armut
Benim için anneyi üzmek vs kendini üzmek olan başlık. Keşke anneler çocukları için sadece onların mutluluğunu isteseler.
armut
Mutlu ve huzurlu olacağımızı düşündüğümüz için seçtiğimiz herhangi bir yolda kendisinden destek almayı beklediğimiz annemizin nedensiz üzüntüsünden sorumlu olmadığımızı düşünüyorum. Ailemin, elalemin ön yargılarına göre şekillenen duyguları benim mutluluğumun önüne geçtiyse böyle bir ikilemde kalmam bile. Bu durumda en iyi seçenek ailemden fiziksel mesafe olarak uzaklaşmaktır.
poyrazkarayel
Kimi insan evli barklı yaşını başını almış bir halde bile ailem ne der bu yaptığımı bilseler beni yadırgarlar mı diye düşünerek tek kurşununu da boşa sıkıyor. 20'li yaşların başına kadar belki bu ikilemin sizi içten içe yiyip bitirmesi olağan karşılanabilir ama nasıl ki anneniz, anneannenizin isteklerine ve dünya görüşüne birebir uymuyorsa siz de bunu yapabilecek özgüvene sahip olmalısınız.

Yoksa korkarım ki içerde yaşayan insanla dışavurulmuş karakter apayrı dünyaları yaşayacak daha da doğrusu "mış gibi" yapacak. Bir kere karşı çıkıp hayır diyebilen insanın sırtı daha da yere gelmez. Bir ömrünüz var izin verin sizin olsun.

Hayat kısa, kuşlar uçuyor..
inthebleakmidwinter
Üzme kısmını bilemem orası göreceli; ne kadar üzülmüş, üzülmüş gibi yapmış, vicdan yaptırmaya mı çalışmış…

Şu bir gerçektir ki ama anne-baba bedduası almış kişinin sırtı doğrulmaz. Üzmemeye çalışmak evladır ama beddua almaktan köşe bucak kaçmak şarttır. Hiçbir anne-baba çocuğunun kötülüğünü istemez ve bir evlat nadiren daha doğru düşünebilir. Çünkü doğru, sosyokültürel seviyeden çok görgü, tecrübe ve yaşla birlikte değişen bir kavramdır. Öteki türlüsü ise başkadır. Akla mantığa ve deneye dayanan doğrular daha doğru bir yaşam için gerekli olabilir ama daha doğru bir yaşam tarzı için bir cevap teşkil etmez.
elegantmoon
Sizin mutlu olduğunuzu görünce eninde sonunda anne kişisi de mutlu olacağından zamanla ortadan kalkacak versustur. Siz kendinizi önceleyin. Annelerimiz sonradan kabullenir:)))

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol