sıfır beklenti mümkün değil ama ne kadar az beklenti, o kadar konfor bence. herkesten, her şeyden beklenti içinde olmak yorup üzebiliyor insanı. şahsen hayattan beklentimi hep en düşük seviyede tutmaya çalışıyorum.
Beklentisiz olunca bir şey kaybetmezsin ama bir şeyler de kazanamazsın. Hayatta bir şey kaybetmeden bir şeyler kazanabilen herhangi bir şey var mı? Belki Cansız varlıklar diyebiliriz ama onlar bile nice değişimlere uğruyor evrende. En basitinden bir kimya tepkimesinde bile bir enerji lazım. Hatta biyolojide ATP demek canlılık demek yani enerji yani çaba yani beklenti. Son olarak bir Tutunamayanlar akıntısı ekleyeceğim selim gibi olmayalım her şeye rağmen hayata tutunabilelim diye.
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. - oğuz Atay, tutunamayanlar
Muhtemelen insan ilişkilerine binaen açılmış bir başlık. Çünkü idealist bir insanın hayatta daima beklentileri olur, olmalıdır ve bu insanı zaten üzmek bir yana aksine tatmin eder. İnsan ilişkilerinde beklentisiz olmaya gelince bunu herkes başaramaz ama gerçek huzur buradadır. Ancak “ben huzur değil mutluluk arıyorum” derseniz beklentiye girmek, daha doğrusu risk almak zorundasınız. Mutluluğun bedeli budur çünkü: mutsuz olma riskini göze almak. Bu sebeple ben mutluluğu aramayanlardanım. Çünkü zahmet ve gereksiz. Duyguların bir noktada gerçekten kimyasal ya da evrimsel birer kusur olduğunu kabul etmek gerek. Mutluluk da en güçlü duygulardan biri olarak zannımca bir kendini kandırmadan ibaret. Bu hayatta insanlar ikiye ayrılır: mutlu olmak için yaşayanlar (matrixteki mavi hap) ve huzurlu olmak için yaşayanlar (mateixteki kırmızı hap). Her ne kadar mutluluk ağır bedeller istese de huzurlu olmanın bedeli de mutluluğu hiçe saymak ve aramamaktır. Seçim size kalmış.
Kendimce bi fikrim var bu konuda. Eğer bir şeyin gerçekleşmesi sadece size bağlıysa (dersler gibi) beklentisiz olmak kötü sonuçlar doğuruyor ancak gerçekleşmesi sadece size bağlı olmayan konularda (ilişkiler gibi) beklentisiz olmak daha mutlu ediyor insanı.
Her ne kadar beklentisiz yaşamanın iyi olduğu söylense de görünen o ki pratikte öyle olmuyor. İnsan, haliyle emek harcadığı yerden bir şeyler bekliyor. Çünkü, madem bir şey beklemeyeceğiz neden emek harcıyoruz; nasıl olsa hiçbir sonuç gelmeyecek; gelse de önemi olmayacak.
Beklentinin karşılanamaması da hayal kırıklığına yol açıyor ki bu konuda da herkes hemfikirdir.
Bence şöyle bir sonuç çıkıyor: hayal kırıklığına uğrayacağız diye hiçbir aksiyon almayabiliriz ama o zaman da elimize bir şey geçmez. Örneğin öylesine ders çalışırdık ne elde edeceğimizi bilmeden ya da birisi, başka birini sevse ve zaten bir şey olmaz diye söylemese o zaman gerçekten bu kişiler arasında bir şey olmazdı. Yani sıfır beklenti devam edebilirdik ama o zaman da bayağı pasifize olurduk.
Bu eyleme en çok yaklaştığım nokta beklentisizmiş gibi olmak hâlidir. Beklentinin olmasıyla aynı derecede hayal kırıklığı yaratma potansiyeline sahip olsa bile bir süreliğine kafanızdaki korku senaryolarını azaltmaya yardımcı olduğundan kısmen faydalı diyebilirim.
yalandır beklentisiz olduğunu kendine bile ifade etmen beklenti durumudur.son zamanlarda kullanımı soytarılığa dönüşmüştür.banyo yaptığında bile temizlenmeyi beklersin. kendini böyle tanıtan insanlara ölümü bekle demek isterim
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?