Unutmak istemediğim çok sevdiğim anılarım olursa yazıyorum sadece 18 yıllık yaşamımım 3 günü günlük tutmusum dünya gerçekten 3 günlükse vademiz dolmus...
günlük tutmak
günlük tutarken biriyle sohbet ediyormuşum gibi geliyor, laf lafı açıyor, en sonunda karşımda duran beyaz ve boş duran sayfaya dedikodu veya birine karşı olan duygularımı anlatıyor, defteri aldığım yere geri koyuyorum.
ortaokul zamanlarından beri dümdüz günlük yazmaya karşıyım ya şifreli bi alfabe kullanacan ya da metafor
edit: bi ara çalışma masama astığım mars resimlerinin arkasına yazıp sayfa bitince yerine geri yapıştırıyodum. göz önünde ama gizli... zeki biriydim bsdjhfjsdc
edit: bi ara çalışma masama astığım mars resimlerinin arkasına yazıp sayfa bitince yerine geri yapıştırıyodum. göz önünde ama gizli... zeki biriydim bsdjhfjsdc
Sadece aşırı üzüldüğümde yaptığım şey.
Gerçi ona günlük denemez belki, kafamdaki düşünceleri yazıyorum. Mutluyken yazmak aklıma gelmiyor.
Gerçi ona günlük denemez belki, kafamdaki düşünceleri yazıyorum. Mutluyken yazmak aklıma gelmiyor.
Küçükken tutardım düzenli hatta hâlâ duruyorlar. Şimdilerde ise ajanda alırım her gün düzenli yazmam ama içim patlayacak gibi olduğunda, en hüzünlü anımda ya da mutluluğum zirve yaptığında tarih atıp dökerim içimdekileri. Bence çok güzel bir şey çünkü arada dönüp baktığımda beni olgunlaştıran şeylerin zamanını görebiliyorum ve bu beni mutlu ediyor:)
Ecmel soylu izledikten sonra hevese gelip başladığım şeydir. (+ajanda tutmak)
Ortaokul yıllarımdan beri günlük tutarım, ara ara bıraktığım da olmuştur.
İlk defterim kara kaplı bir defterdi, her gün 10 sayfaya yakın yazardım. Sonra ne oldu bilmiyorum, kendisini imha ettim.
İkinci defterim kırmızıydı. 8.sınıf ila 9.sınıf arası sonuna kadar doldurmuştum. Şifreli yazdığım bazı şeyleri hatırlamıyorum ama sürekli bir şeyler çizip bir şeyler ima etmişim.
Üçüncüsü nispeten küçük krem renkli, rengarenk baykuşlarla dolu bir defterdi. Çeyreğine kadar yazdım. Yazdıklarım gittikçe seyrekleşti. Zor bit dönemden geçiyordum ve yazdığım şeyleri bir hafta sonra dönüp karalıyordum vs. Defterden içim kaçınca parçaladım, köşelerini yaktım ama atmaya kıyamadım. Bir kenarda duruyor hala.
Dördüncüsü de şu an konuşmadığım bir arkadaşım hediye etmişti, 11.sınıf civarı yazmaya başladım ama sınav senesi yoğunluğundan mıdır bilmem tutunamadım. Bugüne kadar elimde süründü, yarıya ulaştım mı bilmiyorum. Üzerinde bir kedinin yanında 'you're my sunshine' yazıyordu. Mart ayında eve dönerken yurtta bırakıp geldim.
Ve beşincisi. Lila yumuşak kumaş kaplı bir defter. Uzun bir süre günlük hasreti çektikten sonra yurttaki defterime ne zaman kavuşacağımın belli olmadığını kabullenince yeni bir defter tutmaya başladım.
Genel olarak o gün olmuş önemli şeylerden bahseder, onları anımsatacak şeyler çizer ve içimi dökerim. En sevdiğim şey ise geçmişte yaptıklarımı çoğu zaman mutlulukla okumak :)
İlk defterim kara kaplı bir defterdi, her gün 10 sayfaya yakın yazardım. Sonra ne oldu bilmiyorum, kendisini imha ettim.
İkinci defterim kırmızıydı. 8.sınıf ila 9.sınıf arası sonuna kadar doldurmuştum. Şifreli yazdığım bazı şeyleri hatırlamıyorum ama sürekli bir şeyler çizip bir şeyler ima etmişim.
Üçüncüsü nispeten küçük krem renkli, rengarenk baykuşlarla dolu bir defterdi. Çeyreğine kadar yazdım. Yazdıklarım gittikçe seyrekleşti. Zor bit dönemden geçiyordum ve yazdığım şeyleri bir hafta sonra dönüp karalıyordum vs. Defterden içim kaçınca parçaladım, köşelerini yaktım ama atmaya kıyamadım. Bir kenarda duruyor hala.
Dördüncüsü de şu an konuşmadığım bir arkadaşım hediye etmişti, 11.sınıf civarı yazmaya başladım ama sınav senesi yoğunluğundan mıdır bilmem tutunamadım. Bugüne kadar elimde süründü, yarıya ulaştım mı bilmiyorum. Üzerinde bir kedinin yanında 'you're my sunshine' yazıyordu. Mart ayında eve dönerken yurtta bırakıp geldim.
Ve beşincisi. Lila yumuşak kumaş kaplı bir defter. Uzun bir süre günlük hasreti çektikten sonra yurttaki defterime ne zaman kavuşacağımın belli olmadığını kabullenince yeni bir defter tutmaya başladım.
Genel olarak o gün olmuş önemli şeylerden bahseder, onları anımsatacak şeyler çizer ve içimi dökerim. En sevdiğim şey ise geçmişte yaptıklarımı çoğu zaman mutlulukla okumak :)
lila günlüğünüzü güzel günlerle doldurmanız dileğiyle sayın kirke :) haklısınız ben de eski yazdıklarımı okumaktan hoşlanırım, fakat mutlu günlerim -geçtikleri için- hüzünlendirirken kötü anılarım -yine geçtikleri için- sevindirir beni...
Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim sayın gozleriniacvebak. Ben kötü olaylardan üstünkörü bahsederken güzel şeyleri çocuksu bir heyecanla yazarım hep, o yüzden okuması keyif verir. Yazacak ve hatırlanacak nice güzel günler dilerim :)
ilkokulda hocalarımızın teşviğiyle tuttuğum içinde"bugün güzel bir gündü.yemek yedim,ödev yaptım,çizgi film izledim biraz,uykum geldi iyi geceler günlük."şeklinde yazılar bulunan günlüklerim geldi aklıma :') güncel anlamda günlük tutmasam da yazmanın her zaman ruha iyi gelen bir yanı olduğunu savunurum.ve içim sıkılınca açıp yazdığım bir defterim vardır ve yazdıktan sonra iç sıkıntım gerçekten hafifler.keşke alışkanlık haline getirebilsem ama bir türlü düzene oturtamadım bu günlük işini..
Beni en çok rahatlatan şeydir. 10lu yaşlarımdan beri günlük tutarım. Hem yaşadıklarımı anımsamak hem de düşüncelerimi çözümlemek için birebirdir. Bazen kötü hissedersin ama nedenini bulamazsın ya hah ben o zamanlarda hep günlük yazarım ve yazdıklarım bittiğinde beni neyin üzdüğünü neyin korkuttuğunu neyin yorduğunu anlamış olurum. Bir mucize gibi gelir bazen bana. Yazmadan önce çok sinirliyimdir mesela ama yazdıktan sonra sinirim geçer. Ya da ennn mutlu hissettiğim anları en heycanlandığım günleri yazarım ki daha sonra okuyup şuna bak ne de mutluymuşum diyebileyim. İyi kötü hiçbir şeyi unutmak istemeyişimdendir belki de bu sevdam. Eski yazdıklarımı okuyup eski benden çok da ders çıkarırım;))) Tavsiye edilir....
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?