"...bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü tanrı gözyaşlarını sayar! kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye kolun biraz altından korunsun diye; kalp hizasından sevilsin diye..."
Ağlatmayı alışkanlık haline getirmeyin her bir damla bir kırgınlık, olmaz ama belki dönülmez yolların çakıl taşı olur. Kalbi güzel olanı, sanki bir sevap işlemişsin de imtiyaz olarak sana tanınmış olan meleği üzmeyin. Çünkü melek kötülük bilmez kırılır kanatları, bilmeden de yaptığın bir kötülükle. Sen kırsan da döner o yumuşak huylu davranır sana ki bi dahakine insan gibi davran az biraz törpüle kendini.
Kırgın kadın belki affeder, yine yinelenir belki sevgiler. Binbir özenle söylenir güzel cümleler ve yine bakar birbirine aşkla dolu o gözler..
Ama onulmaz açılan hiçbir yara, unuttum dese de kadın boş yere gönlünü ferah tutma. Ona yapılmış her kötülük, kalbine açtığın her yara aradaki bağı usul usul koparır. Belki bir gün o son şans da kalmaz elinde. kanatlarını kırmadan uçup gider de melek, o pişmanlık oturur zihnine.
Kafan bi dünya olur düşünceler bir deniz, dalga dalga vurur vurur pişmanlık da alır götürür seni kendinden. O sele kapılmamak o ipe koparmamak, o kanadı kırmamak asıl mesele kırdıktan sonra pişman olmak değil.
Asıl sevgi bilmeden de olsa incitmemek meleği..
çünkü tanrı gözyaşlarını sayar!
kadın
Bu kelimeyi okuduktan sonra istemsizce aklıma; sigarasını önündeki boş kağıda dirseğini dayayarak içen, siyah beyaz bir odada yalnız başına dört ayaklı tahta masada yine gıcırdayan tahta sandalyesine oturmuş, uzaklara dalarak elinde kalemi ne yazması gerektiğini düşünen şair profilli bir erkek canlanıyor
Tam da bugün gittiğim tiyatronun konusu. Kadın her şeyin sahibi iken nasıl oluyor da böylesine değersiz, böylesine kötü muamele görebiliyor aklım almıyor. Çok üzgünüm
Çoğu zaman pek çok sıfatla anılır fakat pek çok yerde bu sıfatların arasında “insan” yoktur.
O yüzdendir ki uzun zaman boyunca ruhlarının varlığı konusunda bile bir görüş birliğine varılamamıştır.
O yüzdendir ki uzun zaman boyunca ruhlarının varlığı konusunda bile bir görüş birliğine varılamamıştır.
Şebnem ferah'ın 1996 çıkışlı ilk albümü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?