(bkz: seviyorum uleeeen!) şaka bir yana, ömür adamaya değen yegane meslektir zannımca. zaman kaybı değildir, ulvidir. doktor olur muyum bilmiyorum, inanın ama okumaktan bu denli mutlu olacağım başka bir fakülte yoktur benim için. bir daha gelsem bir daha tıp okurdum. doktorluğu icra etmek de çok isterim elbette; öldürmesinler yeter, başka ihsan istemem. Edit: şu an bu kadar istekli değilim, her yıl gittikçe azalıyor.
Bir süredir bende neden köklü bir okulda tıp okuyorum'a evrilen soru. Umarım ileride “Bizi çok zorlamışlardı ama o zorluğu iyi ki çekmişim.” diyebileceğim günler beni bekliyordur.
Komitelere birkaç hafta kala kendime içtenlikle sorduğum sorudur. "Bir sürü öğrenci varken gençliğini okumaya adayan cengaver neden ben oldum?" diye de düşünürüm. Bu süreçte evlenmek de oldukça caziptir. Tüm günümü evde geçirsem bile kocamın her şeyi halletmesi fikri zihnimin bir köşesini tırmalar.
Sonra sınav biter. Ben sınavdan iyi ya da kötü bir not almışımdır. Okuyan bir kadın olduğum için kendimle gurur duyarım. İçimde dönen düşüncelerden kimseye bahsetmem.
Bırakacaktım ben aslında. Ama annem okulu bırakırsam kedimi evden göndereceğini söyleyerek beni tehdit ediyor. Bir de okula gitmezsem bana her gün temizlik yaptırırmış. O yüzden şimdilik devam ediyoruz bakalım. Gittiği yere kadar. Ühü.
Ya bana da annem seni ev kızı yaparız diyordu.. Hatta etkilenmediğimde(çok bıkardım küçükken) 18 yaşımda kocaaya vereceklerini,kocamdan hep dayak yiyeceğimi filan söylerdi. Babam da desteklerdi. İkisi de eğitimci,psikoloji taraflarından sınıfta kalıyorlar ama bu yaşımda hala bu sözlerin gerçekliğinden korkarım🥲
Çok düşündüm ben bunu. Zor ile geldim,bırakamadım,daha mantıklı bir seçeneğim de yoktu.
Defalarca bırakmanın eşiğine geldim. Başka şeylerin eşiğine de geldim. "Acabası" bile psikolojik destek almayı zorunlu kılan bazı şeyleri düşündüm. O sıralar kimseye doğru düzgün anlatmıyordum ama hayatım korkunçtu. Düşündüğüm şeyleri ilaç etkisinde düşündüğümü bilecek kadar bilincim yerindeydi çok şükür. Büyüttü filan ayrı mesele o ama hala da çoğunu dillendiremiyorum. Neyse.
Ben biraz Kalender yetiştirildim. Belli standartlarım sağlandıktan sonra gözüme gelmez para pul,harcama alışkanlıklarım zihnimi doyuracak,ruhumu sevindirecek şeyler üzerine kurulu şu anda. Yani en basitinden bindiğim arabanın modelini pek umursamam. Dolmuşa,otobüse binmeyi de pek umursamam. (Yıllarca özel okulda okumuş,okula çoğumuz gibi servisle gitmiş,dersaneye ise babası götürmüş,yani üniversiteye kadar toplu taşımayı lafta bilen biri olarak söylüyorum bunu.)
Benim için var olmak çok zordu. Bu,maddi var oluş değildi. Kendimi kabul ettirmek. Benimsediğim hayatı kabul ettirmek. Erkek kuzenlerimle eşitçe var olmak. Onlar kadar pay almak. Evet,babam kabul ediyordu çoğunu ama benim konuşma hakkım yoktu gibi bir şey Geniş ailemizde. Hâlâ da tam sağlayamadım. Lâkin şöyle bir şey var: ben mezun olduğumda kendi memleketime dönünce iş bulmak için soyismimin referansına ihtiyaç duymayacağım. O soyisim kendi başıma özgür bir kadın olarak var olduğumda benim için nimet olacakken referansına muhtaç olursam nikmet olacak. Bunun bilincinde olunca devam ettim durdum.
Gelelim içsel diğer sebeplerime; insan iyileştirme motivasyonum yoktu. Tıbbın nebahatını da anlamamıştım. Çiğ kalıyordum,bu ilme yakışmıyordum.
Yıllar içinde çok güzel insanlar tanıdım,elimden tuttular. Yakın zamanda tanıdığım biri var ki tatlılığını,başarısını,kıymetini kelimelerle anlatamam.
Göre göre ne olmak istediğime karar verdim. Görev insanı olmanın bilincini kavradım.
Neden tıp okuyorum ki? Başta kendime(bu en önemlisi) ve yanımdakilere faydam olduktan sonra hayatım,birilerinin hayatına karışabilsin diye okuyorum sanırım. Bilimsel bilgiler ışığında kaotik süreçlerin yönetilmesi esasına dayanan bu sanat "nedir" ve de "ne değildir" anlamlandırmaya başlamışken bırakmak yakışık olmaz.
Devam edip olacakları görmek lazım gibi duruyor. :)
ani bir kararla arabamın arkasına "doktor değilim ama hastam çok" yazdıramamak için, bir de arabayı satarken "doktordan temiz, içinde kötü söz söylenmemiş, çiçek gibi bakılmış, hasar kayıtsız araba" şeklinde pazarlamak için.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?