Sevilmeyi tercih ederim diyenlere sesleniyorum, onların yanındayken sevdiğinizi düşünmüyor musunuz? Diyelim bir derdiniz var, beni dinlese dinlese beni seven dinler diye düşüp anlattınız derdinizi. Tam da beklediğiniz gibi oldu ve sizi seven kişi çok değer verdiği için can kulağıyla dinledi yardımcı olmak için elinden geleni yaptı. Siz de tüm bu çabalarının farkındasınız ama içinizde bir şeyler değişti mi? Hayır. Hatta muhtemelen keşke bunları sevdiğim kişi söyleseydi diye geçirdiniz, ondan duymak isterdim bunların hepsini dediniz. Hatta belki de ona da anlattınız derdinizi ama basit bir dönüş aldınız. Yine de mutlu oldunuz değil mi? Belki de sorsam bunu daha çok hatırladığınızı söyleyeceksiniz. Çünkü sevdiğiniz zaman geri kalan her şeyi resetliyorsunuz başka bir şey görmüyorsunuz. Sadece onunla olmak ona anlatmak ve onu dinlemek istiyorsunuz. Sizin duymak istediklerinizi başkası söylese bile sizi tatmin etmiyor. Çünkü sizin duymak istediğiniz insan zaten belli. Sevilmek güzel şey, karşı çıkamam. Ama sevildiğinizi hissettiğiniz insanı sevememek ne kadar acı biliyor musunuz? Ettiği her iltifat veya kurduğu her cümlede bıkkın bir şekilde teşekkür etmeye başlıyorsunuz artık. Gerçekçi hissettirmiyor, çünkü sizin ona hisleriniz yok,gerçek değil. Halbuki sevdiğiniz kişinin size minicik bir iltifatta bulunduğunu düşünün. Karnınızda kelebekler uçuşmuyor mu? Diyelim ki gülüşünüzün çok güzel olduğunu söyledi. Her aynaya bakışınızda gülümsemek istemiyor musunuz? Sevdiğiniz kişi size daha güzel bakıyor diye siz de kendinize daha güzel bakmıyor musunuz? Bakın nasıl da değişti dünyanız. Sevdiğinizin kurduğu bir cümle sayesinde. O yüzden sevmek ve beraberinde gelen tüm hisler sevilmekten daha kuvvetlidir bana göre.
Sevilmek çünkü insanı güzelleştiriyor, sevmek de güzel ama sevilmek başka. Sadece sen sevdiğinde üzüldüğünde halini hatrını soran, içini dökebileceğin biri olmuyor; sevildiğindeyse seni sevene koşup iyi hissedebiliyorsun. Hayatta ekstradan dert sahibi olmayayım diyorsanız sevilmek diyorum.
Diğer iki türlüsü de zaman içerisinde tarafları yorduğunu düşünüyorum. Ama dengeli bir şekilde olduğunda tatlı bir anlama sahip olacağına inanıyorum. Nasip olur inşaallah :)
Kişilik testi niyetine insanlara sorduğum sorulardan. Bu soruyu yorumlamak hayata bakış açısını gösteriyor, insana bu zamana kadar ne biriktirdin içinde dökk diyorsun. Konuş bakalım nerden ne kaptın tecrübelerin yaşamışlıkların.
Benim için sevmek. Yorumlayayım mı eheheh. Evet yorumlayayım kendi silahımla kendimi vurayım :)
Herkeste fark ediyor tabii. benim kişilik sevince mutlu oluyor. işte birisiyle ilgilenip onun g.tünü kaldırtmak şımartmaktır ilgiden başının dönmesidir falan bunlar eğlendiren eğlenceli şe'ler. Yani başkasının mutlu olduğunu görmek beni daha mutlu ediyor. Bak diyorum mutlu ediyosun dumrul ahahah mutlu ediyon işte iyi gidiyorsun ona, yapıyosun bu işi olum. .
İlginin fazlasının beni bayması veyacığıma birinin bana fedakarlık yapmasına mahcup olma refleksim sevilmek dememi engelliyor belki de. .
Hiç süphesiz sevilmek. Sevgimi sunduğum herkesin nasıl ışıl ışıl olduğunu görüyorum. Sevilmek insanı güzelleştiriyor. Sevildiğinizi bilemezsiniz diyenler de olmuş. Ama aslında çok basit bir yöntemi var. Hayatınıza giren yeni bir insandan sonra daha mutluysanız, aynadaki aksiniz size daha alımlı geliyorsa, giyinip süslenmeye olan motivasyonunuz artıyorsa işte o yeni insan tarafından seviliyorsunuzdur :)
Sevilmek ve sevmek bence insanın yaşamının farklı evreleri için ayrı öneme haiz. Küçükken insan sevilmeli çünkü sevilerek sevgiyi öğrenir sevmeyi becerebilir hayata karşı umut dolu ancak bu şekilde olabilir ama büyüdüğünde bu devam ederse bu sefer sevilme ihtiyacı baş gösterir. Bu da çok tehlikelidir narsisizme kadar gidebilir. Büyüdüğümüzde ise artık birilerinin bizi sevmesine muhtaç olmak yerine bizim bizzat seçtiğimiz şeyleri sevmemiz ve sadece onlar tarafından sevilmeyi istememiz lazım. Çünkü hayata karşı belirli sorumluluklarımız yaşamdaki olgulara karşı belli bir duruşumuz var. Eğer herhangi birinin ilgisine bağlı olursak bu sefer o şeyi etkisini altında oluruz bu da bizim hayatta birey olmamızı engeller. Bireyleri olmayan toplumun sonu felakettir.
agatha christie'nin mary westmacott takma adıyla yazdığı altı adet aşk romanından biri olan sevginin bağladıkları'nı (the burden) öneriyorum bu konuyla alakalı.
"İnsan muhakkak sevmeli. Ben sevmek diyorum, Onlar aşk anlıyorlar. Oysa ben, sevmek diyorum. Neyi olursa olsun, nasıl olursa olsun, Muhtaç olduğumuz sevgiden bahsediyorum." demiş bir şair. sevmek benim nezdimde sevilmekten daha özel ve daha mutluluk vericidir.
sevmek bana; tehlikeli, cesaret isteyen sonunu düşünmeksizin çıkılan bir yolculuğu anımsatır. sevilmek ise sakinliği, kabullenişi, kendini güvende hissetme arzusunu çağrıştırır. gönül ister ki her ikisi bir arada olsun, maalesef ki pek mümkün değildir. seçeneklere dönecek olursak bence her insan ilk başlarda tercihini sevmekten yana kullanır ama ilerleyen süreçte bu yolun kendisini yıprattığına, çektiği eziyete değmediğine şahit olursa artık oturup dinlenmek ister ve tercihini sevilmekten yana kullanır. kimse birini daimi olarak tercih edemez gibi geliyor. bir raddeden sonra insan hiçbiri bile diyebiliyor. :'))
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?