gece gece gelen, popülasyonun endişe verici düzeyde yüksek bir kısmı açlık veya yoksulluk sınırında yaşarken faniliğim, gençliğim/toyluğum ve yararlı bencilliğim sebebiyle şu an okuduğum not da dahil olmak üzere her şeyi bir kenara bırakıp esenboğa'ya gitme isteğimi tetikleyen ülkedir. isterim ki yaklaşık yirmi dört saat süren yolculuğun sonunda küba'ya ayak basayım, eşsiz kumsallarında gezeyim, rengarenk sokaklarında altmışların arabalarını konu alan kompozisyonları yakalamaya çalışırken makinanın hafızasını doldurayım. fizibilitesi yüksek, ucuz hayallerimiz var tabi ki. Kübalı doktorlar kansere çare bulmuşmuş hem, gitmişken onu da öğreniriz belki. olmaz mı?