yağmuru düşündüm bugün biraz. uzun zaman sonra yağmurun altında yürüyüş yapınca yağmuru ne kadar çok sevdiğim geldi aklıma. her şeyini seviyorum yağmurun. çatıya ya da şemsiyeye düştüğünde çıkardığı sesini, toprakta bıraktığı eşsiz kokusunu, damlaların yüzüme dokunuşunu, havaya karışmış yağmurun ciğerlerime bir şekilde doluşunu... başımı yukarı kaldırıp dilimi çıkarırım bazen damlalar dilime düşsün diye, 5 duyumun tümüyle hissedesim varsa demek.
yağmurun havayı, toprağı temizlemesini seviyorum. ağlamak gibi biraz yağmur. ağlayınca da bir şeyler temizleniyor ya içimizde. bulutlar doluyor doluyor, en sonunda tutamıyor ya, ağlamak da öyle işte. ağlamak demişken, yağmurun altında ağlamayı da seviyorum ben. gözyaşlarımın yağmura karışmasını seviyorum. daha özgür ağlıyor insan yağmurun altında. bir keresinde sırf rahatça ağlayabilmek için dışarı çıkmıştım yağmur yağarken. tam istediğim gibi, yoğun yağıyordu yağmur. ben de dolmuşum bulutlar gibi, onlar tutamayınca ben de boşaltmak istedim. sokakta kimsecikler yoktu zaten. yağmur sesiyle hıçkırıklarımı kamufle etti. eve döndüğümde ağladın mı sen diye soramazlar, yanaklarımdaki kızarıklığın nedeni yağmurlu havanın soğukluğu çünkü. ağladığımı belli edecek hiçbir şey yok, gözyaşlarım yağmura karışıp gitmiş. ağlaya ağlaya dua ettiğimi hatırlıyorum o gün, yağmur yağarken dua etmek de ayrı güzel doğrusu.
lisedeyken ne zaman yağmur yağsa bahçeye çıkardık arkadaşımla, yağmurda ıslanalım diye. sonra o sık sık hasta olmaya başladı, bu alışkanlığımızı rafa kaldırmak zorunda kaldık. çok daha eskilere dayanıyor aslında benim yağmur sevgim. 5 6 yaşlarımdayken yine bir gün dışarı çıkmıştım yağmurlu bir havada, o günü de hiç unutmuyorum. yağmurun altında ıslanmak yeterli gelmemiş olacak ki, çatının kenarındaki su borusunun altında deli gibi ıslanmıştım. öyle keyifliydi ki. eve döndüğümde annem beni öyle sırılsıklam görünce farklı bir işler çevirdiğimi anlamıştı tabi. kızmıştı bana biraz o su temiz su değil ki diye, apar topar banyoya sokmuştu beni. kızarsa kızsındı valla, ben alacağımı almıştım yağmurdan.
içimde başka bir sürü şeyi daha tetikliyor yağmur. bu tetiklenen şeylerin bir tanesi bile kötü değil ama, hepsi güzel şeyler. zaten böylesine güzel ve rahmet dolu bir şey nasıl kötü bir şeyi tetikleyebilir ki?
son olarak; yağmurun yağmasından zevk alan, yağmur yağdığında kendini mutlu ve huzurlu hisseden kişilere "𝑝𝑙𝑢𝑣𝑖𝑜𝑓𝑖𝑙" dendiğini biliyor muydunuz?
Yalan yok, gerçekten içimi daraltıyor. Hele dışarıda buna yakalanırsam saçımı mahvediyor. Sevmiyorum, kararında yağsın işte. Çiftçilerimizi derde sokmayacak kadar yağabilir, izin senindir yağmurcuğum.
en yakın arkadaşımın ismidir. kendisi benim için çok kıymetli. aramızda kmler de olsa, bazen araya haftalar da girse, o her zaman oradadır bilirim. canım sıkılsa, bir şey danışmak istesem bir telefon mesafesindedir. seni çok seviyorum canım arkadaşım.
yağmur severlerin de bildiği üzere bu havalarda yapması güzel olan birkaç aktivite vardır. - film izlemek. Tercihen dram, gizem gerilim. - ıslanmak. Umarım hava soğuk değildir ve bu maddeyi yapabiliyorsunuzdur. En eğlencelisi bu :) şemsiye kullanmak tabi ki yasak :)) - havanın soğuk olmasını bahane edenlere bir üstteki maddeyi balkonda ıslanmak / üşümek olarak değiştirebiliriz. Kış yağmurlarında tatmin edici oluyor. - sokaklar genelde boş olduğu için yürürken şarkı söyleyebilirsiniz. - sıcak bir şeyler için ve yağmurun sesini dinleyin. - depresif bir ruh haline eğiliminiz varsa kulaklığınızı takın battaniyenizi alın. Ve kendinize ömürden birkaç saat çalın. Uyku serbest. * ıslanmakla ilgili olan aktivitelerden Sonra sıcak/ılık bir duş almanız hasta olmamanız için önemlidir. * ders çalışmayı önermiyoruz. Hepinize sağlıklı günler :)