leavesfromthevine

eğer çok sevdiğiniz bir konumdaysanız kötü ilişki tarafını yeğleyebilirsiniz çünkü aşkın gözü gerçekten kördür. ama yalnızlık diyorum.

Edit: bu entryi girdiğimde bir ilişkim vardı ve iki tarafın da çok mutlu olamadığı bir ilişkiydi. Şu an yok bitti ama yine de bazen bitmese daha iyiydi sanki diye düşündüğüm oluyor. Aşkın gözü kör değil köpkör, kör be kör, kör ki ne kör...

Anksiyetem varmış gibi davranıyor vücudum ama aslında yok. Belki de vardır bilemiyorum.
(bkz: tıp okurken kendinde hastalık bulma sorunsalı)

Benim bu son zamanlarda. Cesaretim yok aldığım kararları uygulamaya, düşündüklerimi söylemeye. Ama yapsam kangren olmuş bir uzvumu kesip kurtulmuş olacağımı hissediyorum. Hastalıktan kurtuluş ama uzvunu kaybediş.

Çok uzun süredir bilip dinlediğin şarkıların bir andan sonra anlam kazanması ve sonunda acıya tercüman olanların anlam kazanma yarışında öne geçmesi. Şu anın kısa bir özeti.

Atlasıma bakınca anladım ki aslında çoğu konuya not ala ala çalışmışım ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Hiçbir şey. Hiç. Bir. Şey.

Uzun zaman oldu. Gelmişken bir şarkı bırakıp kaçayım. iyi geceler<3

Yarınki sınavda bütün dönem ikilere başarılarrr. Umarım gönlünüzce olur<3

Günü gününe, günü gününe...

"dolu kadehi ters tut" hayyam dizelerindendir:
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın' ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!

Daha iyisi gelir mi bilmiyorum ama bu çok çok iyiydi.

Sınava 17 gün kaldığını hatırlatmıştır.

Havalar güzelleşince ruh hali de güzelleşir sanıyor insan ama dönem sonu yaklaştıkça bütün senenin hem duygusal hem de fiziksel yorgunluğu üstüme çullandı.

Ekşisözlük ithal başlıklar serisinin bir yenisi...
Hazır dönem bitmek üzereyken ve ekonominin hali belliyken bence her üniversite öğrencisinin aklında olan soru olabilir. Açıkcası ben eve çıkmanın daha mantıklı olabileceği kanısındaydım ama ailemin "sen tıp okuyosun bi' de ev işiyle mi uğraşcan lftv?!" Serzenişiyle kendimi bu sorunsalla baş başa buldum. Yurdun sorumluluk bakımından daha rahat olduğunun farkındayım ama güzel yemek yiyememek beni tüketiyor günden güne Evet sayın yazarlar siz ne dersiniz?

İyi ki doğmuş iyi ki tanımışım🥺❤️

Anonimliğin savunucusu olmamın bir sebebi daha

Dert çok diye yorumladm
Edit: Yanlış yorumlamışım mevzu o değilmiş. Dert dinlemek isteyenler çokmuş

O zaman...

The weeknd'in "often" şarkısında nükhet duru'nun "ben sana vurgunum"u kullanılmış alt yapı olarak. Keşke kullanmasaymışsın abelciğim.

Bayramdan bayrama ortaya çıkan "ee şimdi sen ne doktorluğu okuyon?!" Sorusu en yaygın semptomudur.

Henüz anatomi komiteleri başlamamış tıp okuyan bir arkadaşımla buluştuğumda biraz bahsetmemi isteyince "yuh lftv çok havalı he bunları bilmek" dediğinde ortaya çıkandır.

Ben seni çok ihmal ettim ne desen haklısın özür dilerim canım benim:(

bir sorum vaar bununla ilgili. İçinden çıkan o kahverengimsi kızılımsı şeyler ne?

Edit: kan lekesiymiş. Bilmesem iyiydi. Neyse:d

Yetişemediğimden

Sessiz sessiz, ağlar gibisin vay aman
Zaman geldi, gideceksin vay aman
Bırak ay gitsin sen kal bu gece, vay aman
Umudumsun sen

Çoğunlukla gözlemlediğim bir şeydir ki çoğu insan bazı şeyleri kıskandığından mıdır yoksa başka şeyden mi güzel gördüğünü söylemez. Güzel olan iyi olan söylenmelidir diye düşünüyorum. Hem iltifat almak herkesin hoşuna gider. Belki de birinin kötü giden gününe az da olsa güzellik katıyoruzdur iltifat ederek. Çekinmeyelim, iltifat edelim birbirimize.

Birine değer verdiğimizde ve ilgimizi gösterdiğimizde neden bu çoğunlukla gösterdiğimizi alamamamızla sonuçlanıyor? Kabul edelim ki karşılıksız yürümüyor bazı şeyler, ilişkiler gibi. Eğer gerekli özveriyi gösteremeyecekseniz, hayatınızdaki insana değersiz hissettirecekseniz boşuna kimsenin vaktini çalmayın. Ne onun ne de kendinizin.

Sağ kolumda var bir leke ama doğum lekesi mi bilmiyorum. Sadece kendimi bildim bileli var.

Hislerinizden emin olmadan adımlar atmayın. Sonuçları çok kırıcı oluyor.