benim merak ettiğim, sayın hocalarımız zamanında bu ihtimale ne kadar değer verdiler de böyle mükemmel (!) bir eğitim sistemi hazırladılar bizler için?
trafikteki hayvanlara. yahu kardeşim, mühendisler bu sinyal lambalarını araba daha güzel görünsün diye mi koymuşlar. ne zaman trafiğe çıksam tansiyonum yükseliyor.
hakan günday bir kitabında şöyle diyor: "Seni anlıyorum demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya."
gabo ismiyle de bilinen kolombiyalı yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarı. 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. 20. yüzyılın en önemli yazarlarındandır. gerçek ile gerçek dışının bir araya getirildiği büyülü gerçekçilik akımının en önde gelen temsilcilerinden biridir. kitap okuyan biriyseniz marquez okumadan ölmeyin derim.
whatsapp zaten verilerimizi satıyordu, illegal olarak. hatta bu sebepten mahkemelik da oldular, dava hala sürüyor. ama olay şu ki artık bunu yasal hale getirdiler. avrupa ülkelerinde böyle bir durum yok. orda devletler "ben vatandaşımın verilerini satmam" diyor tabiri caizse. bizde ise herkes "ya zaten nolacak, benim arkadaşıma bebiş stickerı atmamı mı satacaklar" mantığında olduğu için birçok kişi pek sallamadan bunu kabul ediyor. bence bu durumun, izin vermemiz halinde olacaklarla ilgisi yok. kişisel olarak bundan maddi ya da manevi bir zarar görmemiz pek olası değil çünkü. bu tamamen bizimle ilgili. herkesin kendine "ben bana zorbalıkla dayatılan bu anlaşmayı kabul edip bir şey olmamış gibi hayatıma devam mı edeceğim? yoksa buna karşı mı çıkacağım?" sorusunu sorması gerekiyor. bir deyim vardır: bugün elini veren, yarın...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?