confessions

sisyphus

2. nesil Yazar - intörn Yazar

  1. toplam entry 4
  2. takipçi 7
  3. puan 1153

burs başvuruları

lospolloshermanos
Bi hayır yapacak iki saat sorguya çekiyor…
-Arif Işık (G.O.R.A.)

Şaka maka tek mal varlığımızın acılarımız olmasını istiyorlar.
Bir de vakıf etkinliklerine katılma sorumluluğu gibi bir yükleme var ki tövbeler olsun.

içini dök

privileged of medic
Başta ailem olmak üzere eve geldiğimden beri çevremdeki çoğu insan bana değiştiğimi söylüyor.aynı kalmamalı kişi değişmeli elbet.yaşadıklarından kendine katmalı kimi zamansa yaşadıkları kendinden bir şeyler almalı.böyle olmalı ki yaşamanın da bir anlamı olsun.Öylesine geçip giden günlerden ibaret ve anlamsız olmasın hayat diye düşünürdüm ben.Ama bu kötü bir şeymiş gibi sanki kötü bir şekilde değişmişim gibi beni incitecek üsluplarla söylediler sürekli.Öyle olunca ben de kendimi sorgulamaya başladım.Değişen ne onu bulmak istedim.neyin değiştiğini sorduğumda bana eskiden bizimle daha çok konuşurdun daha çok gülerdin daha heyecanlı olurdun daha çok koşuştururdun diye cevap verdiler.bilmiyorum sayın yazarlar ben hep içime kapalı olandım hep kendimi sadece kendimle konuşan,kimselerle içini paylaşmayandım.ben hep yalnız olan yalnız kalmak için zaman kollayandım.ben hep insanlarla az konuşan ama kendi içinde susmak bilmeyendim.ben hep daha çok sevdiklerim mutlu olsun diye gülen sevdiklerinin olmadığı yerde küçük bir tebessüm bile etmeden öylece durandım.ama bu yıl galiba bir şeyler oldu.belki artık gücüm tüm bu dediklerime yetmedi.kendi içimde o kadar boğuldum ki dışarıdakilere istediklerini veremedim.Belki artık sevdiklerim için değil biraz da kendim için yaşamayı öğrendim.kendime öncelik vermeyi seçtim.belki de hayatın aldıkları kattıklarından fazlaydı. Bilmiyorum. Ne oldu ne bitti bilmiyorum.Nasıl oldu da insanları hayal kırıklığına uğrattım bilmiyorum.onlar bana nedenini sormadan sadece sonucu yargılamakla meşgul oldukları için hayal kırıklıklarına üzülmem gerekir mi onu da bilmiyorum.ama bir şeyi çok iyi biliyorum.bu yıl “ilk defa”yaşadığım çok şey oldu.ilk kez;içten kahkaha attım,kendimi durduramayıp bitap düşene kadar ağladım,yeni duygularla tanıştım ve sonuna kadar onları hissettim,bir şeyleri başardım,doğru seçimler yaptım,yanlış insanlara güvendim,yeni bilgiler öğrendim,kendimi kendim toparladım,birilerine kendimi açtım içimi paylaştım.tüm bunlardan ruhuma bir şeyler katmasam,hep aynı kişi olsam daha mı iyi olurdu ki sayın yazarlar? Eğer aynı ben olsam,bu ilkler gerçekleşmese ya da gerçekleşenlerden ruhuma yeni şeyler işlenmese daha mı mutlu edecektim onları? Tüm bu ilklerden,yaşanmışlıklardan yoksun gülüşüm daha mı anlamlı olurdu onlar için? Susup içime attıklarım sayesinde yazdıklarım yerine amaçsızca konuşsam daha mı benimserlerdi beni?
Bilmiyorum. Ama sadece mutlulukları değil, hüznümü de gözyaşlarımı da seviyorum.ilk kez yaşadığım,bana yenilikler katan her şeyi seviyorum.beni ben yapan her zerreme çok şükür.yani kendime kattıklarımla bir “ben” oluşturamayacaksam ne anlamı var ki yaşamanın ? Ya da başkaları için kendimi zorladığım ruhsuz bir benle anlamı olur mu yaşamanın ?
2
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Cansız bir varlık düşünelim, örneğin bu bir masa olsun. Masayı yüz sene de bıraksak aynı masa olarak kalacaktır. İyi mi kötü mü olacağı bilinmez ancak kaçınılmaz olan bir olgu vardır ki canlı olan bir varlık ise mutlaka değişecektir. Değişim konusunda da çevremizdeki insanlar bazen buz dağının alt kısmını görmeyebiliyor; yani değişimi görüyor ama bunun nasıl olduğunu, niye olduğunu göremeyebiliyor. Bu durumu da biraz kabullenmek lazım diye düşünüyorum.
privileged of medic privileged of medic
Haklısınız sayın yazar. Bilmiyorum belki kendileri için de mutlak olan bu kavramı biraz daha az yargılasalar kabullenmek daha kolay olurdu. Ama zaten bir yerde dediklerini kabullenmek zorunda kalıyorum.önemli olan,kendimde olup dışa yansıyan değişimin sonuçlarını ve sebeplerini bilmek galiba.

üzmeyin

clarice starling
Kimseyi üzmeyin ama sizi seven ve size değer veren insanları hiç üzmeyin. İnsanlar size olan sevgilerinden ötürü yaptıklarınızı bir süre tolere edebilir, sizi alttan alabilirler. Ama bu her zaman böyle olacağı anlamına gelmez, bir yerden sonra sabırları tükenecektir. Bu da demek oluyor ki size değer veren insanları üzmeniz onları kaybetmenizle sonuçlanabilir. Unutmayın ki yaptığımız her şeyi aslında kendimize yapıyoruz.
İnsanları üzmeyin, hassas kalpli insanları hiç üzmeyin. Size ufak ve önemsiz gelen bir hareket ya da söz birilerine çok ağır gelebilir. Yapılan bir şey, söylenen bir söz karşınızdaki insanın dengesini bozabilir. Belki zaten yeterince problemi olan biridir ve sizin küçük bir davranışınız bile o kişiyi çok sarsabilir.
Üzmeyin. Hayat üzmek için de üzülmek için de çok kısa. Sözler, davranışlar hep iz bırakır. İnsanlarda güzel izler bırakmaya çalışmak lazım.
Üzmeyin, çünkü ne gerek var? :)

uzun yol

schlimazl
Kim ne derse desin tek başına mükemmel gidiyor. Bu gidişin bir dönüşü olmalıydı. Evet 11 saattir yoldayım. Haziran ayını yollarda geçirdim resmen :))

anneyi üzmek vs istediğin hayat

poyrazkarayel
Kimi insan evli barklı yaşını başını almış bir halde bile ailem ne der bu yaptığımı bilseler beni yadırgarlar mı diye düşünerek tek kurşununu da boşa sıkıyor. 20'li yaşların başına kadar belki bu ikilemin sizi içten içe yiyip bitirmesi olağan karşılanabilir ama nasıl ki anneniz, anneannenizin isteklerine ve dünya görüşüne birebir uymuyorsa siz de bunu yapabilecek özgüvene sahip olmalısınız.

Yoksa korkarım ki içerde yaşayan insanla dışavurulmuş karakter apayrı dünyaları yaşayacak daha da doğrusu "mış gibi" yapacak. Bir kere karşı çıkıp hayır diyebilen insanın sırtı daha da yere gelmez. Bir ömrünüz var izin verin sizin olsun.

Hayat kısa, kuşlar uçuyor..

anneyle birlikte güne gitmek

clarice starling
ben bugün bunu yaptım. annem de bugün bunu yaptı. yani evet; anneannem, annem ve ben. muhteşem üçlü olarak güne gittik. normalde böyle bir aktiviteye katılmazdım ben, sarmazdı beni ama anneannemin gün grubu kuzenlerinden filan oluşuyor ve bu gruptaki hanımefendiler 12 yıl kadar önce bize gelmişlerdi ve ben sevmiştim kendilerini. eğlenceli insanlar, samimiler vs vs. bildiğimiz günlerden biraz farklı bir gün bu, dışarıda toplanıyorlar. teyzelerden birinin bahçesine gittik. ortam güzeldi, her yer yemyeşil, salıncak var, kediler var, bisiklet bile vardı. teyzeler de beni seviyorlar bu arada, çoook küçükken (3 yaşımdayken filan olsa gerek) onlara komik bir şey söylemişim, hala unutmamışlar, bana onu anlattılar. kaç yaşındasın şimdi, büyümüşsün filan dediler. yaşımı söyleyince 18 19 yaşında gibi duruyorsun dediler, bu bana biraz abartı geldi ama böyle söyledikleri için bir tık daha fazla sevmeye başladım kendilerini hahahhaha. hangi bölümü seçeceğimle ilgili tavsiyeler aldım, okulla ilgili çok sayıda soru cevapladım, dualar edildi, güzel dileklerde bulunuldu ve kapanış. neyse işte, güzel bir deneyim oldu, senede 1 kez yapabilirim bu aktiviteyi, aklımda bulunsun.

anneyi üzmek vs istediğin hayat

schlimazl
Annem benim yoluma köstek değil destek olduğu için bu ikilemde hiç kalmadım. Bana hiç şunu bunu ol demediler. Tercih listemi kendim yaptım. Yorulmak da yıpranmak da hayata geç kalmak da benim suçum. Eğer fikirlerimiz farklı olsaydı annemi bir kez üzmeyi tercih ederdim ki ben ben olabileyim. Gönlünü alırdım sonra. Hem zaten anne yüreği dayanmaz.
Uzmanlık konusunda da bir istekleri yok mesela. Ne istersen o diyorlar. Çünkü farkındalar ki hayat benim hayatım. Ben mutluysam onlar da mutlu.

medeniyetsizlik göstergesi şeyler

clarice starling
-başka insanların hayatlarına duyulan fazla ilgi.
-duygu kontrolüne sahip olmamak. öfke, nefret, hatta üzüntü bile. bunu kişisel de düşünebilirsiniz, toplumsal da. medeniyetsizlikten kaynaklı sürekli bir gerginlik durumu söz konusu oluyor. insanlar kavgacı, problem çözmeyi bilmiyorlar, konuşarak anlaşmayı bilmiyorlar vs vs.
-abartı. her türlüsü. mesela üstteki entryde bahsedilen düğünleri ele alalım. insanlar birlikteliklerini resmiyete döküyor, durum bundan ibaret. abartılacak bir şey var mı, yok. ama abartıyorlar. ya da mesela insanlar bebeklerinin cinsiyetini öğrenirken bile anlamsız anlamsız şeyler yapıyorlar, yine abartı. insanlar binlerce yıldır çocuk sahibi oluyor, nedir yani? saçma sapan etkinlikleri, olayları, durumları her şeyi abartıyorlar. bir şeylere gereğinden fazla değer yüklüyorlar.
-değerli olan şeylere hak ettikleri değerin verilmeyişi. en temel örnek olarak "emek" ve "bilgi". emeğe değer veriliyor mu? ne yazık ki hayır. peki ya bilgiye? bilen kişiye? ne yazık ki yine hayır.
-bana çok ilginç gelen bir şeyi yazacağım şimdi. bir konuda ya da alanda uzman olan birinin, o alanda arkasından gelen kişilere yardımcı olmasını ve onları desteklemesini, bilgi birikimini o insanlarla paylaşmasını bekleriz değil mi? öyle olmuyor ama. bu çok büyük bir medeniyetsizlik bence. insanlar bilgilerini, donanımlarını paylaşıp başkalarının kendilerini geliştirmesine destek olmuyorlar, aksine saçma sapan hislere girerek o insanlara köstek oluyorlar.
-alt üst kavramlarının çok yoğun yaşanıyor olması. donanıma ve konudaki uzmanlığa dayanmayan, liyakatsiz alt üst ilişkilerini hiç saymıyorum bile. uzmanlığa, donanıma, bilgiye vs. dayanan sistemli alt üst ilişkilerinde de saçma durumlar yaşanıyor. üstteki kişi alttakini kendi çıkarları için kullanabiliyor mesela, ya da mantıklı mantıksız demeden her konuda üsttekinin sözü geçiyor. hiyerarşinin anası ağlatılıyor kısacası.
-insanlara söz hakkı tanınmaması. medeni bir ortam olsa özgürce konuşabiliyor olmamız gerekir değil mi? istediğimiz ya da istemediğimiz şeyleri söyleyebiliyor olmalıyız mesela. ama öyle mi? değil. medeniyetsiz insanlar dinlemeyi bilmiyor, anlamaya çalışmıyor, saygı duymuyor, en doğruyu hep kendileri biliyorlar çünkü.
-en önemlisi ne biliyor musunuz? insana değer verilmiyor oluşu. insan değerlidir, sırf insan olduğu için bile değerlidir. medeni insanlar ve medeni toplumlar insana değer verir, saygı duyar.

ağlarken uyuyakalmak

poyrazkarayel
Çocuklukta olurdu bu o günün işitilen azarı, gerginliğiyle koltuğa yüz üstü yatılır, kollar alın hizasında birleştirilip hıçkıra hıçkıra ağlanırdı. Sonraa.. sonrası yok yani hatırlamıyorsunuz çünkü uyuykalmışsınız ağlarken. Vücut mis gibi deşarj olmuş sanki hiç azar bile işitmemişsiniz. Şimdi de ağlayabilsem de uyuyakalmasam da olur.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol